Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çin "ne cennet ne cehennemi andıran bir karınca yuvasıdır; hayvani bir varoluşun umutsuz döngüsünü kıran insanların insanı bir dünya inşa etmek için zorlu bir mücadele verdikleri dünyevi bir bölgedir.
Sayfa 92 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Modern çiftin temelini, Yunan, Yahudi ve Hristiyan geçmişlerinin ötesinde, Aydınlanma Çağı felsefecileri sayesinde vücuda gelen, aydınlanmış denilen burjuva ideolojisi atmıştır. Çift kavramının çerçevesini ve değerlerini Rousseau'ya (1712-1778) borçluyuz.
Sayfa 28 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Zorla ve erken yaşta evlilikler Hindistan'da , özellikle Nepal'de, Bangladeş'te, Mozambik'te Zambiya'da, Kamerun'un kuzeyinde, Boko Haram'la birlikte Nijerya'da çoğalmaktadır (diğerlerini saymıyorum): Şu anda hayattaki 700 milyonun üzerinde yetişkin kadın çocukken zorla evlendirilmiştir. Her sene 15 milyon kız çocuğu bu uygulamalardan mağdur oluyor.
Sayfa 110 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Günümüz dünyasına bakarsak, kadınların eşitlik hakkı kabul edilmiş ve saygı görüyor olmaktan uzaktır. Kadın sünneti Somali, Yeni Gine, Cibuti, Mısır'da kız çocuklarının yaklaşık %90'ının bedenine zarar vermeye devam ediyor ve Afrika'nın 15 kadar ülkesinde genelleşmiş bir uygulama olarak sürüyor.
Sayfa 109 - Sel YayınlarıKitabı okudu
16. yüzyıldan itibaren, özellikle de 17. ve 18. yüzyıllara kadar Fransız yazarlarının ve halkının Doğu'nun saraylarına yönelik ilgisi çok derindi.
Sayfa 29 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
‘’ Tehlikeli bir soru dudaklarınızı yakıyorsa, telaşınız yüzünden yanılır ve bu sıkıntıdan kurtulmak için çoğunlukla en olmayacak zamanı seçer, en olmayacak çarelere başvurursunuz; ben de öyle yaptım; bir öğle vakti, Salacrou'nun evindeki davete gitmek üzere odamdan çıktığımızda Sartre'ın yüzüne alık alık bakarak: «Gerçeği söylesenize artık; hangimiz daha önemliyiz; M.yi mi, yoksa beni mi seçiyorsunuz?» diye sordum. «M.'yi kaybetmek istemiyorum, çok önem veriyorum ona, ama görüyorsunuz, yanınızdayım» diye yanıt verdi. Soluğu "kesilecek gibi oldu. Aslında «Aramızda bir sözleşme var. bunu bozmuyorum, fazlasını sormasanıza» demek işlemişti. Bu yanıt gelecek günleri tehlikeye düşürüyor, her şeyin yeniden ele alınmasını gerektiriyordu. O gün yemek yerken, dostların elini sıkarken ve gülümserken çok acı çektim; Sartre'ın endişeli gözlerle beni süzdüğünü hissediyordum, daha çok kasılıyor ve gittikçe katılaşıyordum, yemeğin sonunu getiremeyecekmişim gibi geliyordu bana.’’
Geri114
224 öğeden 211 ile 224 arasındakiler gösteriliyor.