Yunan düşünür Sokrat seksen yaşındayken müzik aletleri çalmayı öğrendi. Michelangelo en güzel tablolarını seksen yaşında yaptı. Cios Simonides seksen yaşında şiir ödülü aldı. Johann von Goethe Faust'u seksen yaşında bitirdi.
Yunan Şair Simonides şu şarkıyı söyler : " Ölümlü insan için sağlık en değerli servetir, sonra güzellik, üçüncüsü hilesizce kazanılan zenginlik ve dördüncüsü de genç dostlar arasında topluca yaşananların hazzıdır. "
Henry Wadsworth Longfellow'un Bowdoin Üniversitesi'nden 1825'te mezun olduğu sınıfına hitaben mezuniyetinin on beşinci yılında yazdığı "Morituri Salutamus" (Roma 'da, arenaya çıkan gladyatörlerin Sezar'ı toplu selamlarken kullandıkları, "Ölmek üzere olanlar seni selamlar" anlamındaki deyiş) adlı şiiri (Longfellow bu şiirinde yaşlı sınıf arkadaşlarını boş durmamaya, meşgul, çok meşgul olmaya çağırıyordu):
Ah, geç değil hiç bir şey için
Yorgun yürek atmayı kesene dek!
Cato, Yunanca öğrendi sekseninde,
Sofokles, Oedipus'u yazdığında ve
Simonides, nesri akranlarından kopup götürdüğünde
Aşmıştı çoktan seksenlerini ikisi de
Ve Theophastrus doksanındaydı başladığında
"İnsan Karakterleri"ni yazmaya.
“Demek ki Simonides adil olanın ne olduğunu ozanlara özgü biçimde bir bilmece gibi anlatmayı tercih etmiş; çünkü ona göre herkese yaraşan neyse onu ona vermeyi adil olmak saymış, kişinin hakkına düşeni de borç diye isimlendirmiş.”
Yaşlandıkça belleğimizin gücünü yitirdiği sanısı doğru değildir. İşletmezsen tada yaradılıştan ağır işliyorsa güçsüzdür elbet. İşleyen akıl, gücünü yitirmez. Oğulları, yaşlılığından ötürü mallarını yönetemiyor diye koca Sophokles'i suçlamaya kalkmışlardı. Sophokles, yargıçlara o sırada yazdığı 'Oidipios Kolonnosta'yı okudu. Yargıçların parmağı ağzında kaldı. Homeros'u, Simonides'i, Sokrates'i, Gorgias'ı, Platon'u, Pythagoras'ı, Zenon'u, Diogenes'i düşünün. Bunlar, en ünlü yapıtlarını en yaşlılık günlerinde vermişlerdi.