Nefes almak için sebep kalmamıştı ama işte buradaydım. Karanlığın simsiyah giyinmiş koynunda ve gecenin kimsenin ulaşamayacağı kadar zifiri bir boyutuna sıkışmış, yapayalnızdım.
elim ayağım
epeydir kimin kime ne anlattığını bilmiyorum
adında hem ekmek hem gül geçen kimseyi görmedim
tanımıyorum
ben biraz yavaş
günde beş defa hiçbir şey yapmayan biri
ben biraz en üzgün baharatlara fena meyilli
mümkünse haşhaş
Gün çoktan döndü buralarda
Ve ben simsiyah bir gecenin koynunda yapayalnız bekliyorum
Duyuyorum, görüyorum, bir gün gelecek dönence biliyorum
Simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor
Biliyorum
Gökyüzünde asılı duran yıldızlar gibi kaldım.
Simsiyah bir gecenin koynunda
Bembeyaz bir inci tanesi hepsi,
İrili ufaklı, şekilli şekilsiz yüzlerce yıldız
Her biri ayrı şarkı söylüyor şimdi.
Gökyüzünde asılı duran yıldızlar gibi kaldım.
Gönlümü hiç olmayacak bir hayale kaptırdım.
Ben, limanlarda gemisini unutmuş bir kaptan,
Yıldızları sayan, çocukluğuyla saklambaç oynayan
Sonra bir gece yalnızlığa liman atan,
Dalgaların ahusuna aldanan..
Gökyüzünde asılı duran yıldızlar gibi kaldım..💫
Şöyle bir içten öpmeni senin,
Bin tane cennete değişmem…
Varsın yatağımız ipek olmasın,
Güzel vücudun danteller içinde değilmiş,
Ne çıkar…
O bütün tatlı saatlerinde gecenin
Güneş perdelere gelene kadar,
Kollarında bulutlarda gibiyim,