Sinağrit Baba, son nefesini hicbir insanlık imtihanı geçirmemişin sandalında pişman ve mağlup verdi. (Imtihana tabi olmayan biri için kolaydır cesur olmak, cömert kalmak, mağrur davranmak. Hani ne derler bilirsiniz, bekara karı boşamak kolay diye.)
Sinağrit baba son nefesini , böylece hiçbir insanlık imtihanı geçirmemişin sandalında pişman ve mağlup verdi.
Reklam
Sinağrit Baba onları kurtarmanın bu kadar kolay olduğunu biliyordu ama bildiği bir şey daha vardı, o da ister su, ister kara, ister hava, ister boşluk, ister hayvan, ister nebat aleminde olsun bir kişinin aklıyla hiçbirşeyin halledilemeyeceğini bilmesiydi.
Sinağrit Baba
Sinağrit baba onları kurtarmanın bu kadar kolay olduğunu biliyordu ama bildiği bir şey daha vardı. O da ister su, ister kara, ister hava, ister boşluk, ister hayvan, ister nebat aleminde olsun bir kişinin aklı ile hiçbir şeyin halledilemeyeceğini bilmesidir.
Sinağrit Baba
Bu akşam kimin oltasını seçmeli de artık bitirmeli bu yorucu ömrü.
Sayfa 127 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
insanlığın saf kalbi Sinağrit baba...
Sinağrit baba , hırsından tekrar tepindi. Bağırmak ister gibi ağzını açtı. Kapadı.Sinağrit baba , son nefesini böylece , bir insanlık imtihanı geçirmemişin sandalında pişman ve mağlup verdi.
Reklam
İnceleme - Eleştiri
Balığın yakalandığı kişiyle sorunu, onun hiçbir insanlık sınavından geçmemiş olmasıdır. Yenilgiye yazıklanmasının nedeni de budur. Yenilginin yüceliği yoktur çünkü. Dolayısıyla “yararlı (bir) yenilgi” de değildir. Pisipisine ölmüştür Sinağrit Baba. Kahredici bir ölümdür bu. Oysa ölmeyi, yaşamına son vermeyi hesaplarken, daha iyi bir ölüm, anlamı olacak bir son düşlemişti. Yarar açısından ne mercanlara yol gösterebilmiştir, ne de soylu bir ölümle noktalamıştır yaşamını.
Sayfa 18 - Sinağrit Baba, Sait FaikKitabı okudu
Cumhuriyetimizin 100. Yılında Sait Faik Abasıyanık.
Öykü, yazarın perspektifine teslim olmaktır. Bu teslimiyet, çok değerlidir. Ben sadece Sait Faik Abasıyanık'ın perspektifine teslim olmami kendisine de teslim olmaktan gurur duyarım. Cumhuriyetin 100. Yılında kitap okuma alışkanlığımız halen daha devam ediyor ise, bunun başlıca mimarlarından, tuğlası en kalın olan bana göre Sait Faik Abasıyanık'tan başkası değildir. Bu kesinlikle öznel bir görüştür. Hiç Sait Faik Abasıyanık okumamış okur da olabilir. Ancak okurun diğer okuduğu kitabın yazarı muhakkak Burgazada'da annesi ve köpeği ile yaşayan bu adamdan etkilenmiştir. Albert Camus, Sartre gibi yazarlar henüz tercüme edilmemişken Sait Faik buradaydı. Sinağrit Baba ve Plajdaki Ayna en sevdiğim iki öyküsüdür. Bugün Türk Edebiyatından alnımız açık, göğsümüzü gere gere bahsediyorsak en büyük pay sahibi Sait Faik Abasıyanık'tır. Teşekkür Ederim. Posta Müvezzili.
.Bir kişiyle, bir akılla değil.
"Sinağrit Baba onları kur­tarmanın bu kadar kolay olduğunu biliyordu ama bildiği bir şey daha vardı. O da ister su, ister kara, ister hava, ister boş­luk, ister hayvan, ister nebat aleminde olsun bir kişinin aklı ile hiçbir şeyin halledilemeyeceğini bilmesidir. Ancak bütün balıklar oltaya tutulan hemcinslerini kurtarmanın tek çaresi­nin koşup o yakamoz yapan ipi koparmak olduğunu akıl et­tikleri zaman bu hareketin bir neticesi ve faydası olabilirdi. "
Sinağrit Baba
Sinağrit Baba kayasının kenarında durmuş, lacivert âlem içinde hafifçe yakamozlanan oltalarla, cıvalı zokalardan aydınlanan saray meydanını seyrediyordu. Oltalar gitgide çoğalıyordu. Sinağrit ve mercanlar şehrinin göbeğindr şimdi tatlı tatlı sallanan on beş tane fener vardı. Öteki kovuklardan mercan balıkları çıkıyor, fenerlerden birine hücum ediyor, budalaca yakalanıyorlardı. Gözleri büyümüş bir halde yukarıya çıkarlarken dönüp tekrar aşağıya geliyor, yukarıki dünyayı görmeye bir türlü karar veremiyorlardı. Sinağrit Baba'ya büyüyen gözleriyle, "Bizi kurtar şu lanetlemeden," der gibi bakıyorlardı. Sinağrit Baba düşünüyordu. Gidip o yakamoz yapan ipe bir diş vurdu muydu, tamamdı. Ama hiçbirini kurtarmıyor, hareketsiz duruyordu. Sinağrit Baba onşarı kurtarmanın bu kadar kolay olduğunu biliyordu ama bildiği bir şey daha vardı, o da ister su, ister kara, ister hava, ister boşluk, ister hayvan, ister nebat aleminde olsun bir kişinin aklıyla hiçbir şeyin halledilemeyeceğini bilmesiydi. Ancak bütün balıklar oltaya tutulan hemcinslerini kurtarmanın tek çaresinin koşup o yakamoz yapan ipi koparmak olduğunu akıl ettikleri zaman bu hareketin bir neticesi ve faydası olabilirdi. Yoksa gidip Sinağrit Baba oltayı kesmiş, biraz somra Sinağrit Baba tutulduğu zaman kim kesecek? Kim akıl verecek yakamozu dişlemeyi?... #saitfaik
Sayfa 129Kitabı okudu
100 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.