*
“Cahilliğin dağlarında gezenler için; almasını bilene bilgece öğütler, yaşanmışlıkların getirdiği doğru tespit ve öneriler, samimi itiraflar; bir o kadar da topluma tenkit yağmuru. İlber Ortaylı’nın sakınmadan söylediği her söz, gençler için altın değerinde. Toplumun her kesimine ustaca entelektüel bir dokunuş, hazır olun; bu bir kültür
‘Yapmamayı tercih ediyorum’’
Kitabı satın alırken tezgahtarın bana söylediği cümle idi. Sonra karşılıklı muhabbet etmek amacıyla sordum ‘’beğendiğiniz bir eser sanırım? ‘’
‘’ Evet, çok beğendim, siz de beğeneceksiniz’’
‘’Neler kaldı aklınızda?’’ dedim.
Bu tanıtım cümlesini kitabı satarken söyleme gereği duyduysa, tercih etmeye karar
İnsan, son birkaç yüzyılda bilimsel ve teknolojik açıdan muazzam işler yaparak hem hayatını birçok açıdan kolaylaştırdı hem de evrene bakışını kökünden değiştirdi. Oldum olası istediği ölümsüzlüğe belki ulaşmadı ancak yaşam süresini eskilere nazaran oldukça yukarıya taşıdı. Eskiden bir insanın dünyası, yaşadığı köyüyle sınırlıyken şimdi aynı
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Yaşadığımız Yüzyılın, geçmiş Yüzyılların “GERÇEK ve YÜZE SERTÇE” vuran bir eleştirisidir Erich Scheurmann’ın Göğü Delen Adam’ı…
Papalagi, yani biz beyaz adamlar. Dünya’ya ne yaptık böyle? Ne verdik Dünya’ya, ne aldık Dünya’dan. Bizim olmayan evrene BİZİM damgası vurup, yağmaladık değil mi? Her bir köşesine, her bir sınırına, balta girmemiş
Kitap Söyleşi türüdür. İlber Ortaylı|Yener Bilgici
Sekiz bölümden oluşmaktadır. Anlayacağınız gibi soru ve cevaplardan oluşmuştur.
“Herkes kendi talihinin mimarıdır.”
Kitabı almadan önce incelemelerine bir göz gezdirdim ve alınmayacak bir kitap olduğuna dilinin ağır olduğuna ve İlber Ortaylı’nın sürekli kendini öveceğine dair bir izlenim
Öncelikli olarak bu kitabı özellikle anneler ve babalar okumalı! Hani şu koca burnunu çocuklarının hayatına sokup, hiçbir şekilde çocuğunun ne yapacağını düşünmeyen anneler ve babalar!
Öncelikli olarak belirtmek istiyorum ki, genelde kitapların filmlerden daha iyi olduğu söylenir; ancak bunda tersi söz konusu. Neden? Hemen hemen kitapla film
“Ama belki göktedir (bu devlet), onu görmek ve buna göre ben’ini düzene sokmak isteyen kişi için kurulmuş halde. Herhangi bir yerde varolması ya da gelecekte varolacak olması, onun için fark etmez; çünkü başka hiçbir devlete değil, sadece bu devlete adayacaktır kendini!”
Evet, Platon da farkında gibi gözüküyor ideal Devleti'nin
1. Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
2. Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali
3. İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali
4. Şeker Portakalı - José Mauro de Vasconcelos
5. Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupéry
6. Simyacı - Paulo Coelho
7. Kazanan Yalnızdır - Paulo Coelho
8. Veronika Ölmek İstiyor - Paulo Coelho
9. On Bir Dakika - Paulo Coelho
10. Bir
Zaman Çarkı serisinin 13. Kitabı Geceyarısı Kuleleri; 12 cilt boyunca ilmek ilmek işlenen epik bir hikayede; Brandon Sanderson üslubu ile hızlı akan, kilit bağlantılar ve sürprizler içeren efsanevi bir sona doğru ilerliyor. Robert Jordan'ın tarzından farklı olarak hızlı gelişen hikayenin büyülü bir anlatım ile su gibi akmasını sağlayan
En sevdiğim sözlerden biriyle başladık konumuza. Bu listede olan kitapların çoğunu biliyorsunuzdur. Gerçekten bunca kitabı okumak göz korkutuyor olabilir. Ama şunu unutmayın, kitabın ilk sözünün başladığı yerde farklı bir siz başlar. Ben bu sürece kadar okuyabildiklerimi ve özellikle beğendiklerimi sıraladım ve buraya bırakıyorum. Eğer mutlaka oku
" Biz kullardan hangisinin daha iyi amel işleyeceğini denemek için yeryüzü üzerindeki her şeyi ziynet halinde yarattık. Hiç şüphesiz, biz onun üzerindeki her şeyi kupkuru bir toprak parçasına da çevirebiliriz".
Kehf suresi 7-8. Ayetler
*minik birkaç sürpriz bozan içerir.*
şeytan’ın canı sıkıldığı için yeryüzüne inmesiyle başlıyor roman. ikinci paragraftan itibaren şeytan’ın fikri dünyası hakkında bilgi ediniyoruz. düşünmek ve anlamak üzerine konuşurken fani okuyucusuna “senin şu sayıklama düzeyindeki dilinde olağandışı olanı ifade etmek imkânsızdır. bana inanmıyorsan
Seyahat Kumbarası Edinmek..!
Seyahat tavsiyesinde bulunduğum muhatapların, çoğu kez öğrenci kardeşlerim oluyor. Yukarıdaki cümleleri benden duyduklarında, "Sen bize seyahat etmeyi öneriyorsun, ama biz öğrenci adamlarız. Burslarımızı bile denkleştiremiyoruz ki kalkıp seyahate çıkalım!" şeklinde itirazlar yükseltiliyorlar. Haklı olarak.