“…babasının yoluk kirpikleri Cemil’i birden acayip kederlendiriyor çünkü keder hep en olmadık yere gizlenir.”
“Cemil’in bütün gün evde ruhsal söküklerle uğraştığını da biliyordu Nazlı. Ev, iplik parçalarıyla, kırpıklarla dolu oluyordu, iki ucu bir araya getirilememiş hatıralarla ve partal fikirlerle. Yaşamak bu küçük evde de eksik kalıyordu; elli dört metrekare içinde Cemil’in yetişemediği, tamamlayamadığı şeyler vardı. Sessizlikler vardı. hissettiği şeyi tam o anda kimseye söyleyememiş Cemil’in kuytuya köşeye bıraktığı sessizlikler, yutkunmalar ve toz.”
Reklam
Hayat tesadüflerle doludur ve o kadar doludur ki insan günün birinde kendi gençliğine tesadüf edebilir.
"Zaten bu dünyada çoğunluğu, herkesin kendisine hayran olduğunu düşünenler ile kimsenin kendisini sevmediğini düşünenler oluşturur, geri kalanlar ise Vusat O. Bener okurudur."
Barış Bıçakçı
"Siz de bilirsiniz, anlatmaya değer şeyleriniz olduğunu, bir gün bunları anlatacağınızı, yazacağınızı düşünmek ne güzeldir ve bu düşünce bir kez yer etti mi nasıl da perişan eder insanı! Şu dünyadaki en yüksek mertebe olan okurluk mertebesi size yetmemeye başlar. İnsan olmak size yetmemeye başlar. Dünya olmak istersiniz."
Cemil yirmi yıl beklemişti. Yazmak için debelenmiş, çok fazla yol almıştı. Kalemi eline aldı ve sadece tek bir cümle yazdı, içinden daha fazlası gelmiyordu: "Karman çorman hissedişin tane tane çözüleceğini, yeniden, bu kez mükemmel bir düzen içinde bir araya geleceğini ve hayatın bir anlama kavuşacağını hayal etmek: yazmak."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.