İnsanlar neden sinemaya giderler?
Onları, karanlık bir salonda oturup bir perdeye yansıtılmış gölgelerin oyununu iki saat boyunca seyretmeye iten nedir? Genelde insan, yitirilmiş, kaçırılmış ya da henüz erişilememiş zaman yüzünden sinemaya gider. Hayat deneyimleri arayışı içinde oraya gider, çünkü sinema, başka hiçbir sanat türünün başaramayacağı kadar insanın olgusal deneyimini genişletir, zenginleştirir ve derinleştirir, hatta yalnız zenginleştirmekle de kalmaz, adeta gözle görülür bir şekilde uzatır da. Sinemanın esas gücü budur, yoksa 'star'lar, bıkkınlık veren konular, günlük hayatı unutturan eğlence değil.
Sayfa 50 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
Genelde insan, yitirilmiş, kaçırılmış ya da henüz erişilememiş zaman yüzünden sinemaya gider. Hayat deneyimleri arayışı içinde oraya gider, çünkü sinema, başka hiçbir sanat türünün başaramayacağı kadar insanın olgusal deneyimini genişletir, zenginleştirir ve derinleştirir, hatta yalnız zenginleştirmekle de kalmaz, adeta gözle görülür bir şekilde uzatır da. Sinemanın esas gücü budur, yoksa 'star'lar, bıkkınlık veren konular, günlük hayatı unutturan eğlence değil.
Sayfa 50 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar neden sinemaya giderler? Onları, karanlık bir salonda oturup bir perdeye yansıtılmış gölgelerin oyununu iki saat boyun­ca seyretmeye iten nedir? Orada günlük dertlerini unutmayı, eğ­lenmeyi mi umarlar? Yoksa özel bir uyuşturucu türü mü arıyorlar? Dünyanın her yerinde, diğer bütün görsel sanatı olduğu gibi sine­mayı ve televizyonu da kendi amaçları için sömüren eğlence tröst­leri ve tekellerinin var olduğu bilinen bir olgudur. Gene de bu noktadan hareket etmektense insanların dünyayı sahiplenme ihti­yacıyla yakından ilgisi olan sinemanın temel yapısından hareket etmek çok daha doğru olur. Genelde insan, yitirilmiş, kaçırılmış ya da henüz erişilememiş zaman yüzünden sinemaya gider. Hayat de­neyimleri arayışı içinde oraya gider, çünkü sinema, başka hiçbir sanat türünün başaramayacağı kadar insanın olgusal deneyimini genişletir, zenginleştirir ve derinleştirir, hatta yalnız zenginleştir­mekle de kalmaz, adeta gözle görülür bir şekilde uzatır da. Sinema­nın esas gücü budur, yoksa 'star'lar, bıkkınlık veren konular, gün­lük hayatı unutturan eğlence değil.
"... Artık bu dünyaya inanmıyoruz. Başımıza gelen aşk ve ölüm gibi olaylara bile inanmıyoruz, sanki bizi sadece biraz ilgilendiriyorlar. Sinamayı yapan biz değiliz, bize kötü bir film gibi görünen dünyadır... Dünyaya olan inancımızı yenilemek. İşte modern sinemanın gücü budur... Bu dünyaya inanmak için nedenlere ihtiyacımız var. " (
Gilles Deleuze
Gilles Deleuze
, Cinema 2: The Time Image, 2009: 166)
Cahide Sonku, zirveden bulaşıkçılığa
Asıl adı Cahide Serap’tı. Sinema tarihimizde ulaşılması zor ilklerin sahibiydi. İlk kadın stardı; ilk kadın film yönetmeniydi; ilk kadın film yapımcısıydı. Türk Marlene Dietrich’i de denilen Cahide Sonku; sinema dünyamızda zirveyi ve batağın dibini gören en ünlü isimdi. Yeşilçam yapımı İhtişam ve Sefalet’in kadın başrol oyuncusuydu, denilse de
416 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
11.01.2024 Kitabın adı:Pembe Şehrin Sırları Yazarın adı:Alka Joshı Sayfa sayısı:416 Malik,Nimni, adında genç bir kadınla tanıştıktan kısa bir süre sonra Jaipur Kraliyet Sarayı'na bağlı inşaat projelerinde staj görmek üzere Pembe Şehir Jaipur'a gider. Yeni proje ise son teknolojiyle yenilenmiş gösterişli Kraliyet Mücevheri Sinemasıdır. Ancak açılış gecesinde sinemanın balkonu trajik bir şekilde çöker ve kazanın suçu, şehirde gücü elinde tutanların kararıyla bir masuma atılır. Jaipur'da pek birşeylerin değişmediğini güç ve doğrunun ne olduğuna karar verme yetkisinin hâlâ zengin sınıfın elinde olduğunu gören Malik kazanın ardındaki gerçeği ortaya çıkarmaya karar verir. Bunda ne derece başarılı olacaktır...
Pembe Şehrin Sırları
Pembe Şehrin SırlarıAlka Joshi · Arkadya Yayınları · 202355 okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
#pembeşehrinsırları • Yıllardır yapmak için uğraştığın her ne varsa bir gecede yok olabilir. Sen yine de yapmaya devam et. Kuru bir çeşmede tulumba çekmenin bir anlamı yok... • Arka Kapak; "Geçmişin yalanlarından kurtulmak için kaç ömür gerekir?" ︎Hayatın önüne çıkardığı tüm zorluklara göğüs germiş olan Lakshmi,1969 yılının
Pembe Şehrin Sırları
Pembe Şehrin SırlarıAlka Joshi · Arkadya Yayınları · 202355 okunma
*Sinemanın yegane gücü ve görkemi, ekstra kişisel çelişkiyi dramatize etmesidir. Çevreleri ve toplum içinde giyindikleri örtülerin büyük ve canlı motifleri, hayatla mücadeleleri... Filmin en iyi yaptığı şeydir bu; oyun ya da romandan çok daha iyidir.
Plato Film Yayınları ~ PdfKitabı okudu
Genelde insan, yitirilmiş, kaçırılmış ya da henüz erişilememiş zaman yüzünden sinemaya gider. Hayat deneyimleri arayışı içinde oraya gider, çünkü sinema, başka hiçbir sanat türünün başaramayacağı kadar insanın olgusal deneyimini genişletir, zenginleştirir ve derinleştirir, hatta yalnız zenginleştirmekle de kalmaz, adeta gözle görülür bir şekilde uzatır da. Sinemanın esas gücü budur, yoksa 'star'lar, bıkkınlık veren konular, günlük hayatı unutturan eğlence değil.
Sinemanın gücü
Bir insanın ne kadar acı çektiğini ya da ne denli mutsuz ol­duğunu isterseniz yüzlerce sayfa ile anlatabilirsiniz. Bir kitabı başlı başına sadece o mutsuzluk anı üzerine de kurabilirsiniz. Ama yere çömelmiş, dirseklerini dizlerine dayamış, kafası­nı ellerinin arasına almış, sırtı eğik boynu bükük bir insanı gördüğünüzde o yüzlerce sayfayı okumuş kadar olursunuz. Sinemanın gücü yüz ifadelerini, hareketleri, ortamı gösterebilme­sinde ve sesleri duyurabilmesin­dedir. Belki de bizim en kolay, en hızlı algılama yöntemlerimizden biri olan görmeye ve duymaya ay­nı anda hitap edebildiği için bu kadar güçlüdür.
Sayfa 273Kitabı okudu
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
. Hindistan’da Lakshmi; daha çocuk yaşta ailesi tarafından zorla evlendirilmiş, çocuğu olmamış, hergün eşinden şiddet görmüş, sonunda da evden kaçarak ünlü bir kına sanatçısı olmuştur. Artık hayatın önüne çıkardığı tüm zorluklara göğüs germiş olan Lakshmi, 1969 yılında, Shimla'daki Şifa Bahçesi'ni yönetmektedir. Yıllardır gözetimi
Pembe Şehrin Sırları
Pembe Şehrin SırlarıAlka Joshi · Arkadya Yayınları · 202355 okunma
416 syf.
9/10 puan verdi
Son zamanların en çok konuşulan kitabı #pembeşehrinsırları kitabı ile geldim .@thealkajoshi kalemiyle ikinci kez buluşuyoruz ve #kinalicicekler kitabının devamı niteliğinde. Okumayanlar için biraz kınalı çiçekler kitabından bahsedeceğim. Lakshımi ailesinin zoruyla birisiyle evlenmek zorunda kalır. Her türlü şiddete maruz kalan genç kadın birgun tüm geçmişini ardında bırakıp çıplak ayaklarla Jaipur'a Pembe Şehir 'e kaçar. Burada şifalı bitkiler ile şifa dağıtmaya ve kayınvalidesinden öğrendiği kına yakma ile geçimini sağlar. Yıllar sonra eşi Lakshımi'yi bulur ve tüm dengeler bozulmaya başlar. Tüm hayatı bir anda değişen ve ayakları üzerinde güçlü ve dimdik duran karşısında kim varsa meydan okumaya hazır bir kadın vardır. Lakshımi artık eskisi gibi değildir. 19 yıl sonra yıl 1969 Lankshımi Dr.Jay Kumar ile evlenir .Shimla'daki Şifa Bahçesi'ni yönetmektedir. Nimmi adında eşi vefat etmiş iki çocuğu olan genç bir kadın vardır. Geçimini şifalı bitkiler toplayarak sağlıyor. Nimmi, Malik adında genç bir kadınla tanışır. Malik inşaat projesinde staj yapmak için şehire gider. Gittiği proje son derece gösterişli Kraliyer Mücevheri Sineması 'dır.Ancak sinemanın açılış gecesinde balkon çöker. Gücü elinde tutanlar tarafından bu kazanın faturası masum birisine kesilir .Malik bu kazayı arastırmaya çalışır. Ama güç zenginlerin elinde olduğu için biraz zorlayacaktır. Hint kültürüne ait kitapları okumayı çok seviyorum .Yemekleri ,gelenekleri görenekleriyle kendine has ülke olan Hindistan hayran bırakıyor . @arkadya_kitap
ESRA AKGÜN
ESRA AKGÜN
@songulungunleri @thealkajoshi @arkadya_okumayadevam
Pembe Şehrin Sırları
Pembe Şehrin SırlarıAlka Joshi · Arkadya Yayınları · 202355 okunma
İnsanlar neden sinemaya giderler? Onları, karanlık bir salonda oturup bir perdeye yansıtılmış gölgelerin oyununu iki saat boyunca seyretmeye iten nedir? Orada günlük dertlerini unutmayı, eğlenmeyi mi umarlar? Yoksa özel bir uyuşturucu türü mü arıyorlar? Dünyanın her yerinde, diğer bütün görsel sanatı olduğu gibi sinemayı ve televizyonu da kendi amaçları için sömüren eğlence tröstleri ve tekellerinin var olduğu bilinen bir olgudur. Gene de bu noktadan hareket etmektense insanların dünyayı sahiplenme ihtiyacıyla yakından ilgisi olan sinemanın temel yapısından hareket etmek çok daha doğru olur. Genelde insan, yitirilmiş, kaçırılmış ya da henüz erişilememiş zaman yüzünden sinemaya gider. Hayat deneyimleri arayışı içinde oraya gider, çünkü sinema, başka hiçbir sanat türünün başaramayacağı kadar insanın olgusal deneyimini genişletir, zenginleştirir ve derinleştirir, hatta yalnız zenginleştirmekle de kalmaz, adeta gözle görülür bir şekilde uzatır da. Sinemanın esas gücü budur, yoksa 'star'lar, bıkkınlık veren konular, günlük hayatı unutturan eğlence değil.
Sinemanın, televizyonun gücü, dehşet bir güç. Buna karşı ulusal kültürleri savunmak kolay olmuyor. Türkiye'yi yönetenlerin çoğu da, kimi bilerek, kimi bilmeyerek onların yanında.
İnsanlar neden sinemaya giderler? Onları, karanlık bir salonda oturup bir perdeye yansıtılmış gölgelerin oyununu iki saat boyun­ca seyretmeye iten nedir? Orada günlük dertlerini unutmayı, eğ­lenmeyi mi umarlar? Yoksa özel bir uyuşturucu türü mü arıyorlar? Dünyanın her yerinde, diğer bütün görsel sanatı olduğu gibi sine­mayı ve televizyonu da kendi amaçları için sömüren eğlence tröst­leri ve tekellerinin var olduğu bilinen bir olgudur. Gene de bu noktadan hareket etmektense insanların dünyayı sahiplenme ihti­yacıyla yakından ilgisi olan sinemanın temel yapısından hareket etmek çok daha doğru olur. Genelde insan, yitirilmiş, kaçırılmış ya da henüz erişilememiş zaman yüzünden sinemaya gider. Hayat de­neyimleri arayışı içinde oraya gider, çünkü sinema, başka hiçbir sanat türünün başaramayacağı kadar insanın olgusal deneyimini genişletir, zenginleştirir ve derinleştirir, hatta yalnız zenginleştir­mekle de kalmaz, adeta gözle görülür bir şekilde uzatır da. Sinema­nın esas gücü budur, yoksa 'star'lar, bıkkınlık veren konular, gün­lük hayatı unutturan eğlence değil.
Resim