Sınıf Ozanı
Yoklama defterinden öğrenmedim sizi, Benim haylaz çocuklarım! Sınıfın en devamsızını bir sinema dönüşü tanıdım, koltuğunda satılmamış gazeteler... Dumanlı bir salonda kendime göre karşılarken akşamı,
Çınar Yayınları
“Hesiodos Eseri ve Kaynakları” isimli kitaba yazdığı önsözde;
“Onlarla iki ayrı çağ, iki ayrı dünya, iki ayrı insan görüşü, daha da ileri giderek iki ayrı sınıf çıkıyor karşımıza diyeceğim. İlk bakışta, iki ozanın yapıtları değer ölçülerine vuruldu mu, daha yeni olanı daha eski, daha sonra geleni daha geri sayılabilir. Homeros’tan Hesiodos’a değin bir gerileme olmuştur sanki… İyonya’ya kıyasla Yunanistan bir çağdaş aydınlık dönemi karşısında Orta Çağ karanlığını simgelemekteydi. Diniyle, yaşayışıyla, töreleri, ürünleriyle de kanıtlanabilir bu gerçek… Bu gerçeğe Homeros ile Hesiodos arasındaki ilişkiden daha iyi örnek bulunabilir miydi? Biri şairlerin şahı, öbürü hantal, soluğu kıt, becerisi az bir köylü ozanı” -
Reklam
kürt cemo
Süreya ise şiirde ima edildiği gibi uzun yıllar Kürt olduğunu saklamıştır. “Kürtler yalan söylemek zorunda, Arnavutlar doğru” dizesi bu acı gerçeğe bir göndermedir. (s.42) Buna benzer birçok vurucu dizesinin hikayesini, kitaptaki dikkatli analizlerden hareketle takip etmek mümkün. Türkçe şiirin zirvelerinden biri olan, Türkçeyi inci gibi işlemiş
17 öğeden 11 ile 17 arasındakiler gösteriliyor.