kürt cemo
Süreya ise şiirde ima edildiği gibi uzun yıllar Kürt olduğunu saklamıştır. “Kürtler yalan söylemek zorunda, Arnavutlar doğru” dizesi bu acı gerçeğe bir göndermedir. (s.42) Buna benzer birçok vurucu dizesinin hikayesini, kitaptaki dikkatli analizlerden hareketle takip etmek mümkün. Türkçe şiirin zirvelerinden biri olan, Türkçeyi inci gibi işlemiş
Şiire bakış
İkibinbeşyüz yıl öncesinden sesleniyor Platon : sınıf kavgasında silâhtır şiir.» Öğrencisi çok okumuş Aristoteles’se, insanın içini kötülüklerden arıtan bir sağaltma aracı gözüyle bakıyor şiire. Geleneksel ön yargılardan kurtulmak için uyanık şiiri salık veriyor Voltaire. Dinsel bağnazlıkların yerine hoşgörünün kökleşmesini istiyorsak, geniş görüşlü ozanları kazanalım, diyor Lessing. Sağlam törelerin yayıcısı, Fichte’ye göre şiir. Schleiermacher, din duygusunu pekiştirmekle görevlendiriyor ozanı. Hegel’de şiir, akılsal evren gelişmesinde bir basamak, henüz kavramlaşmamış bilgilerimizin hazırlayıcısı. Evreni baştan-sona yoğuran bir köristemeden, geçici bir süre için de olsa, kaçmak için, sanat döşeğinde, şiirin yumuşacık yatağında nirvana’ca bir boşluğa dalmak gerekir Schopenhauer’e göre. Yaşamaya eveti onayladığı, güç istemini arttırdığı oranda şiire saygı duyuyor Nietzsche. Ahlâkça yararlı, hoşagitme yönünden doyurucu olabileceği ölçüde şiire vazgeçilmez bir şey gözüyle bakıyor Santayana. Tolstoy’a göre, herkesin payaldığı bir din bilinci aşılayarak insanlar arasında ortaklık kurar büyük şiir.
Reklam
“Hesiodos Eseri ve Kaynakları” isimli kitaba yazdığı önsözde;
“Onlarla iki ayrı çağ, iki ayrı dünya, iki ayrı insan görüşü, daha da ileri giderek iki ayrı sınıf çıkıyor karşımıza diyeceğim. İlk bakışta, iki ozanın yapıtları değer ölçülerine vuruldu mu, daha yeni olanı daha eski, daha sonra geleni daha geri sayılabilir. Homeros’tan Hesiodos’a değin bir gerileme olmuştur sanki… İyonya’ya kıyasla Yunanistan bir çağdaş aydınlık dönemi karşısında Orta Çağ karanlığını simgelemekteydi. Diniyle, yaşayışıyla, töreleri, ürünleriyle de kanıtlanabilir bu gerçek… Bu gerçeğe Homeros ile Hesiodos arasındaki ilişkiden daha iyi örnek bulunabilir miydi? Biri şairlerin şahı, öbürü hantal, soluğu kıt, becerisi az bir köylü ozanı” -
17 öğeden 11 ile 17 arasındakiler gösteriliyor.