Serkan Acar 'ın "Bu kitabı mutlaka okuyun," diye diye başımızın etini yediği, ama ders puanlama mantığı, yapılan zorla baskı ve vizyonsuzluğum yüzünden okumayı erteleyip, aklımda yer etmiş kitaptır. Açıkçası o zaman okumadığım için pişman değilim, çünkü şu an okuduğum keyfi alamayacak ve alan bilgisi
Psikosomatik bozukluklar, özellikle solunum, sinir ve dolaşım sistemi hastalıkları, çoğu zaman Kaybet/Kazan zihniyetinin baskı altında tuttuğu birikmiş öfke, derin düş kırıklığı ve boşa çıkan umutların yeniden canlanmasıdır.
Öyle bir yer yok, ama hayali bile huzur veriyor...
"Öyle bir yer hayal edin ki sen ben telaşını bir kenara bırakabileceğimiz, tüm egolarımızdan sıyrılabileceğimiz bir yer. Bu yerde sadece merhamet ve iyilik barınabiliyor. Hırslanmak ve azmetmek de belli sınırlarla çevrelenmiş. Mesela sırf hırslı olman dolayısıyla birtakım insanları ezmene izin verilmiyor. Ya da azmettiğin şeyler için her şeyi yapmana izin verilmiyor. Belli konularda sınırlandırılmalar olsa da iyilik ve merhamette sınır yok. Herkese istediğin an iyilik yapabilmen için tüm olanaklar mevcut. Kızmak, küsmek, kıskanmak gibi duygularsa henüz insanların genlerine kodlanmamış. İnsanoğlu bu tarz duygulardan tamamen habersiz..."🍀
Bir şehir büyüdükçe, o şehrin sakinlerinin zamanının değeri de yerin artan gelir oranı ve hayat pahalılığı ile birlikte artar; böylece zamanı idareli kullanmak daha mühim hale gelir ve hayat gittikçe daha aceleci ve sinir bozucu olur.
Irving Hoch5
_
Kendi içinizde geçirdiğiniz zorlu zaman (sürekli endişelenmek, baskın duygular, sinir bozucu beden hisleri) duruşma ya da mahkûmiyet olmadan verilmiş bir müebbet hapis cezası gibidir. Korku ve endişeler, sizi bekleyen günü ve yaşamı sınırlandırarak dünyanızı küçültür ve canlılığını yok eder. Bu şekilde yaşamak çok yorucu olabilir.
_
Öyle bazı aşağılamalar vardır ki,
– İnsan ne kadar isterse istesin, unutması olanaksızdır. Her şeyin, geçilmesi tehlikeli olan bir sınırı vardır. Bu sınır bir aşıldı mı artık geriye dönüş yoktur.