İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklıma martı gelir. Yarısı gümüş, yarısı köpük Yarısı balık, yarısı kuş. İstanbul deyince aklıma bir masal gelir, Bir varmış, bir yokmuş. İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir Anadolu`da, toprak damlı bir evde Gülcemal üstüne türküler söylenir. Süt akar cümle musluklarından Direklerinde güller
Sayfa 147 - (Sayfalar 147-160)Kitabı okudu
Yüce, soylu düşüncelerin ve haraketlerin monarşik düzenlerde asla kovuşturulmaduığını; aklın, şiirin, sanatın yaratılarının monarşik düzenlerde asla küçük görülmediği, Shakespeare'lerin, Moliere'lerin monarşinin koruyucu, kollayıcı kanatları altında ortaya çıktıklarını, oysa Dante'nin cumhuriyetçi yurdunda hayat hakkı bulamadığının bir gerçek olduğunu, tüm büyük yeteneklerin, dehaların, monarşik devletlerin şahlanışları dönemlerinde ortaya çıktıklarını, yoksa ne idüğü belirsiz cumhuriyetçi, terörist yönetimlerinve buna benzer siyasal yapıların insanlığa tek bir ozan bile armağan edemediklerini;insan ruhun anarşi, kargaşa değil, barış, huzur, dinginlik armağan eden ozanların ressamların baş tacı edilmeleri gerektiğini; aslında imparatorluk tacındaki incilerin, pırlantaların ve bütün öteki değerli taşların bilginleri, ozanları ve tüm öbür sanatçıları simgelediğini, hükümdarların saltanalarını bu insanların güzelleştirdiğini, ışıttığını söyledi.
Sayfa 127 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
‘Söz sırası şiirde’ Ataol Behramoğlu yeni kitabı “Ne Çok Hain” ile karşılıyor 2018’i. Kitap için düzenlenen özel buluşmada birbirinden önemli isimler sahne alacak ve Behramoğlu’nun şiirlerini yorumlayacaklar. Behramoğlu ile hem kitabını hem de bu özel günü konuştuk. - Öncelikle yeni kitabınız “Ne Çok Hain”den bahsedelim. Neler olacak kitapta ve
1 Hayatı bir gömlek gibi sıyırsam mı üstümden? Yüreğimde, kuyruğunu bırakıp giden bir kertenkelenin tedirginliği Ya da yollar, yollar, yollar boyunca Bastırıp dursam mı yarama ellerimi? O kadar kolay değil unutmak Ölüm bile istemez olur adamı gün gelir Son anda göze ilişen bir çiçek, Uzaktan duyulan bir çocuk sesi... Kan mı tutuyorum
Sayfa 76 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Eski ama eskimeyen yara
Eski ama eskimeyen yara Kimi yaralar vardır ki! İnsan bedeninde izi dahi kalmasa da! Hissi kalır. Yaranın yerini ruh ve beden bilir. Her dokunduğunuzda yara yerine; o an’ı yeniden, yeniden ve bir daha yeniden yaşarsınız... Roboski böyle bir “yara”. Hem de toplum vicdanında açılan derin ve eski yara. Ama üzerinde hesaplaşılmadığı için hiç mi hiç
Serdar Aydın
Yarım kalmış acılar denizi pencereme konardı geceyle, savrulurdum. Gözyaşı kokusuyla dolu bir kuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; göz mavisi duman, Boz bulanık bir gündü. Yağmur zaman zaman yağıyor, rüzgarın uğultusu hiç dinmiyordu. O gün, Şair Kaan İnce’nin anısına bir toplantı düzenleneceğini biliyordum. Yanımdaki Mahzun arkadaşımla
Reklam
1.000 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.