SINIRSIZ KAİNATTA OTİSTİK HAYATLAR Ya zamanımızın tipik otistik insanı? İşte o, kendi hastalığını kendisi tercih ediyor. Kendi dünyasını kendisi daraltıyor. Günübirlik kaygı, endişe ve ihtiraslarla sıkışıp kalıyor. Ezel ve Ebed Sultanının kainat sergisinde bir mütalaacı olduğunu unutmuş halde yaşayarak otistik bir hayatı bizzat seçiyor.
Reklam
216 syf.
10/10 puan verdi
Otistik Hayatlar-ımız
Güz ve ömrümüz Bazan öyle kitaplar oluyor ki her harfin  her sözün  her kelimenin , her cümlenin koluna girip yaşayası geliyor insanın. Ne zaman Mustafa Ulusoy'un gönül bağında gezsem bütün çiçekleri vicdanıma seminer veriyor ve beni  harekete geçiriyor,bir kokusu binlerce ümid devşiriyor amma illa ki o bağda tatlı bir ısırık kalbimi yakıyor.
Nietzsche ve Babaannem
Nietzsche ve BabaannemMustafa Ulusoy · Timaş Yayınları · 20131,581 okunma
Sınırsız kainatta otistik hayatlar
İnsan,kâinat bütünlüğü içinde bir varlıktır. Bir kez gaflet basınca,insan bir kez kendini kâinattan soyutlayınca;düşüncelerini,duygularını dış dünyadan,kâinattan ayrı telakki eder. Sanki boş bir dünyada yaşıyor gibi davranır. Bu hâle gelen insan,bir çeşit hapishanede gibidir. Kendisini şahsi arzu ve tutkularla sınırlandırır. Oysa insanın merak ve haz dairesi, canlı ve cansız varlıklarıyla bütün kâinatı saracak şekilde derin ve geniştir.
Sınırsız kainatta otistik hayatlar
Kişiler arası ilişkiler menfaat üzerine oturmuştur. Menfaatimize olan şeyler dostumuzdur,bize yarar getirmeyenlerse birer baş belası. İlişkileri menfaat belirler. Çıkarlar, ilişkileri başlatır da bitirir de. Menfaat sağlayan her şey "Rab" kabul edilir. Bunların hepsi iyidir güzeldir, mükemmeldir. Artık menfaat getiren her şeye tenezzül edilir. İzzet, ayaklar altında ezilir.
Sayfa 45 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sınırsız kainatta otistik hayatlar
İnsan, kainat bütünlüğü içinde bir varlıktır. Bir kez gaflet basınca, insan bir kez kendini kainattan soyutlayınca; düşüncelerini, duygularını dış dünyadan, kainattan ayrı telakki eder. Sanki boş bir dünyada yaşıyor gibi davranır. Bu hale gelen insan, bir çeşit hapishanede gibidir. Kendisini şahsi arzu ve tutkularla sınırlandırır. Oysa insanın merak ve haz dairesi canlı ve cansız varlıklarıyla bütün kainatı saracak şekilde derin ve geniştir.
Sayfa 43 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Sınırsız kainatta otistik hayatlar
İnsan ve kainat yaratılıştan kardeşken, insan Yaratıcısını unutunca iki yabancıya dönüşür.
Sayfa 41 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Sınırsız kainatta otistik hayatlar
İnsan ve kainat iki kardeştir. İnsan kainatın küçültülmüşü, kainat da insanın büyütülmüşü.
Sayfa 41 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Sınırsız Kainatta Otistik Hayatlar
Güneş bugün de doğdu. Ama biz farkına varmadık. Belki güneşten sonra uyandık, güneşten bile geri kaldık. Gökyüzünün alabildiğine sınırsızlığına aldırmadan başımız eğik yaşadık. Yanı başımızda açan çiçeğe hayret bile etmedik. Yaz ayları bize sadece tatili hatırlattı. Kuru topraktan milyonlarca çeşit bitki yaratıldı. Bizse bu yaratılış karşısında hiçbir şey hissetmedik. Gözlerimiz, duygularımız, aklımız kapalı ;uykudaydık. Bugün de bizi insan olarak ilgilendirmeyen konulara daldık. Hükümetler kurduk. Hükümetler yıktık. Teoriler ürettik. O sırada duygularımız anbean değişiyordu. Yararsız konuları konuşmaktan sıkılmıştı ruhumuz. Neden sıkıldığımızı bile anlayamadık. Sıkıntımızı dağıtmak için daha çok gaflete daldık. O sırada güneş batıyordu. Bizse ne kendimizin ne de kainatın farkındaydık.
Sayfa 40 - Kapı YayınlarıKitabı okudu