Bu tac-u tahtta ne sır, ne esrar vardı ki, ona oturan herkes derhal değişiveriyordu? İnsanlığını, değersiz ömrünü, daha dün bir fakir, bir hakir olduğunu unutuveriyordu? Bu tac-u tahtın, bu saltanatın kimseye vefa etmediğini yadından çıkarıveriyordu?