bir sırrımız var bizim
bazen günaydın'la başlayıp ''iyi akşamlar'la biten
bazen kaçamak bir bakışımla başlayıp sıcacık bir öpüşünle biten..
aşk konuşurken içinde durmadan ve tutmak varken ellerini korkmadan
zincirlere bağlı yaşamak gibi bu sır..
bir sırrımız var bizim
içimde bir uçurtma var sanki, ipleri senin elinde
bazen yakınım sana bazen uzak
bir özgürüm bir tutsak..
hani bazen olur ya
çıksan yola yol olursun, uzar gider kaybolursun..
zaten kalsan da boğulursun!
ne gitmek ne de kalmak gibi bu sır.
bir sırrımız var bizim..
Duygu Kr
Ferances Catherine bu soruyu babasına sormuştu ancak Judith yanıtladı. Çekingen bir ifadeyle, "Sonsuza dek," diye fısıldadı.
Frances Catherine Judith'in elini tutmak için elini babasının göğsünün öbür tarafına uzattı. "Sonsuza dek." diye ant içti.
ÜNLÜ MÜ ÜNLÜ 16 Yazarın “HADİ CANIM!” DİYECEĞİNİZ ÖZELLİKLERİ
Ben yazılanların yalancısıyım:))
1)Doğa tasvirli şiirlerin şairi olarak bilinen Schiller’in tüm bu eserlerini ,üzerinde sinekler uçuşan çürük bir elmayı koklayarak yazması gerçekten ilginç. Ama daha da ilginci var. Ünlü şair yazmak için elmanın kâfi gelmediği zamanlarda banyoya
Ahmet Ümit'in ilk okuduğum kitabı Sultan'ı Öldürmek'ti ve bir daha Ahmet Ümit okumam demiştim. Ama bu kitapla bu lafımı yuttum. Tavsiye olarak okuduğum bir kitaptı ve çok beğendim.
İçi sır olan kitapları severim, (çünkü hiçbir zaman kitabın arkasını okumam;)) Şems Tebriz-i ve Rumi'nin ilahi aşkları üzerinden kurgulanmış, sürükleyici güzel bir hikaye oluşturulmuş.
Şems ile Mevlana'ya ait olay ve öykülerin yer alması daha çekici hale getirmiş hikayeyi.
Tek bir noksanlığı Şems ve Mevlana'nın ilk karşılaşma anlarının yeterince doyuruculukta olmayışıydı. Belki de kitabı Şems ve Mevlana kitabı olmaktan çıkarıp, hikayeyi önplanda tutmak için yapılmış bir hamledir.
Velhasıl gayet sürükleyici etkileyici bir kitaptı, Ahmet Ümit'in ellerine ve yüreğine benim gözlerime sağlık...
1- Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir
2- İstanbul'daki hükümet üstlendiği sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum ulusumuzu yok olmuş gibi gösteriyor.
3- ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararlılığı kurtaracaktır.
4- ulusun durumunu ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip, bütün dünyaya duyurmak için her türlü etkiden ve denetimden uzak ulusal bir kurulun varlığı çok gereklidir.
5- Anadolu'nun her yönden en güvenli yeri olan Sivas'ta ulusal bir kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır.
6-Bunun için bütün illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış 3 delegenin, olabildiğince çabuk yetişmek üzere, hemen yola çıkarılması gerekmektedir.
7- Her ihtimale karşı bu durum, ulusal bir sır gibi tutulmalı ve delegeler gereken yerlere kimliklerini gizleyerek gelmelidir.
8-Doğu illeri adına 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. O güne değin öteki il delegeleri de Sivas'a ulaşabilirlerse, Erzurum Kongresi'nin üyeleri de Sivas'ta yapılacak genel toplantıya katılmak üzere yola çıkacaktır.
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın.
Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Iç yolculuğuma dönmeliyim biraz da...
Gerçek dünya yeterince ürkütücü,gergin,acımasız,duyarsız ve güvensiz.
Koca bir denizin ortasında küreksiz bir kayıkla karayı bulmayı çabalamak kadar yorucu ve yıpratıcı bu.Içime sığamayan iç sesim huzursuzca sesleniyor bana ;Hey ,sana söylüyorum.kulak ver artık bana.Neden insanları tanımadan onlara payeler