Tatar Çölü kitabıyla tanıyıp tabiri caizse mest olmuştum. Zaman kavramını ve zamanın yan unsurlarını muhteşem bir şekilde işleyen bir kitaptı. Bu kitap ise yine benzer şekilde ilerliyor ve daha önce yazılmış, Tatar Çölü için adeta bir taslak ve ayak sesleri olmuş, haber vermiş.
Tatar
Adı "sır" olan her şey insana yüktür ve o yükü indirmeden yürüye bilenler hakikaten büyüktür ve ne yazık ki bunların sayısı yok denecek kadar küçüktür..
Adı sır olan her şey insana yüktür ve o yükü indirmeden yürüyebilenler hakikaten büyüktür ve ne yazık ki bunların sayısı da yok denecek kadar küçüktür.
"Yandım, âh ki ne yandım"
Ki bağlacının hassas ruhlu insanlar için ne kadar anlamlı olabileceği üzerinde düşündüm Mazhar Alanson'un bir şarkısı ile ilgili yaptığı izahta.
Kabe'ye bakarken yazmış defterine "yandım" diye. İkinci gün "ki ne yandım" yazmış... Buradaki "ki" aradan geçen zamanın
"Kendilerine Tevrat yükletilen, sonra onu taşıyanların durumu, koca koca kitaplar taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür. Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez" (Cum’a - 5)
Tefsîr kitaplarında "KENDİLERİNE TEVRAT YÜKLETİLEN"lerden maksat Tevrat'ı bilip onunla