84 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 23 hours
Selamlar. Herkese iyi sağlıklı günler dilerim umarım iyisinizdir keyfiniz yerinizdedir. Bugün de buraya Küçük Şeyler'in yorumuyla geldim buraya. Eserimiz ilk önce bilmeyenler için söylemek istiyorum; türk edebiyatımızın modern anlamda ilk hikaye romandır. İlk örneklerini kazandıran yazar kitapta hikayenin nasıl anlatıldığını önsöz kısmında yazıyor. Eserde sıradan bir insanın başına gelmesi muhtemel sıradan olayları, kimi hayat gerçekleri ile karşı karşıya olan zorlukları, yaşanan olaylar değiniyor. Yani mesela nasıl insanlığı öğrenmemiz gerekiyorsa doğayı, ağaçları korumayı bilmezsek , hayvanları korumazsak hangi zararlarıyla karşılaşabileceğimizi anlatıyor. Hayatta aşk uğruna çektiğimiz acılar, bir hevesle umutlanıp kurduğumuz hayaller, vs falan... Kitap genel olarak güzeldi. Ama biraz fazla eski Türkçe kelimeleri vardı. Ayrıca sade bir dili olduğu da belli ancak biraz ağır geldi bana. Ben biraz zorlandım hatta biraz dikkatim dağıldı açıkçası. Ama yine de güzeldi dediğim gibi. Ayrıca eser 8 tane öykü ve 1 tane de çevirisi var. Özellikle bazı hikayeler oldukça modernlikten yanaydı. Fakat " Düğün" hikayesi gelenek halinde yazılmış. Samipaşazade Sezai 'nin yazım dili hakkında pek bir şey söyleyemeyeceğim çünkü daha Sergüzeşt romanı henüz okumadım. Ancak Servet-i Fünun döneminde bence en iyi yazarlardan bir tanesi. Bence bir şans verin derim
Küçük Şeyler
Küçük ŞeylerSamipaşazade Sezai · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202313.4k okunma
703 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 55 days
Göksel Çocuklara..
Denizli, kasaba... Eğitim enstitülerinde yatılı öğrencilik yılları, Öğretmenlik, eğitim yöneticiliği, Resim ve yazma tutkusu, Yazarlık... Bunlar, kendi anlatımıyla öz geçmişine ait satır başlarından bazıları. Bir de öz 'kendi' var Hani Astolin'in. Latife Demir Aşıkuzun'dur asıl adı. Neden bu ad ile yazdığından, 'ne?'
Şiiryum
ŞiiryumHani Astolin · Cinius Yayınevi · 20201 okunma
Reklam
Doğmak bir klişeydi,ölüm bir klişeydi,ihanet bir klişeydi,duyguları inkar klişeydi,zaaflar klişeydi,korku klişeydi,yoksulluk klişeydi,zamanın geçmesi klişeydi,haksızlık klişeydi...Ve bütün bu klişeler insanı paramparça eden gerçekleri barındırıyordu içinde.İnsanlar klişelerle yaşayıp,klişelerle acı çekiyor,klişelerle ölüyorlardı. Ne zaman doğacağın,ne zaman öleceğin ,kime aşık olacağın,kimden ayrılacağın,kimi özleyeceğin,ne zaman korkacağın,yoksul olup olmayacağın ise tesadüftü.Bize yakın biri hastalandığında,öldüğünde,bizi terkettiğinde,o korkunç"tesadüf"bizi bulduğunda "klişenin" hükmü kalmıyordu.Tesadüflerin çizdiği kaderimiz,başımıza gelenlerin bir klişeler serisi olduğunu görmemizi engelliyordu.Klişelere isyan etmek çok anlamsız olduğu için tesadüflere isyan ediyorduk,"neden ben","neden o","neden şimdi"demek daha anlamlı geliyordu. Klişelerle tesadüflerin oluşturduğu sıradan gerçeklerin dışına çıkmaya değil,tam aksine iyice içine girmeye,derine,daha derine inmeye çalışmalıydık.Hayatın ve edebiyatın bir arada bulunabileceği yer orasıydı.
Sayfa 215
"Yerinde olsam fazla hayal kurmazdım. Korkarım, son derece berbat ve sıradan bir gerçekle karşılaşacaksın."
Sayfa 4 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Nesneleri bir kez gerçekler ya da daha derin konuların temsili olarak görmeye başladığımızda bizi kuşatan varoluşun çifte karakterinin -iç ve dış yaşam- giderek daha fazla bilincine varırız. Sözgelimi sıradan bir merdiven hem bir araç hem de öz farkındalık ya da daha yüksek bir gerçeğe doğru ruhsal yükselişimizn hatırlatıcısı hâline gelir. ... Nesneleri bu sembolik şekilde görmek yalnızca gündelik yaşamlarımızda değil varoluşun evrensel gerçeklerine ilişkin de farkındalığımzı geliştirerek daha "ahenkli" yaşamamızı sağlar.
Sıradan insanların yaptığı en korkakça şeylerden birini yapıyor ve gözlerini gerçeklere kapıyorlar.
Sayfa 30 - Doğan ve Egmont YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 901 ile 910 arasındakiler gösteriliyor.