#KitapYorum
#SırçaKöşk
#SabahattinAli
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık
.
Merhabalar 🤗
An itibariyle bu güzel kitabı bitirmiş bulunmaktayım. Öncelikle şunu söylemek istiyorum inanılmaz bir ağırlık ve uyku hali ile bu yorumu yapıyorum, düşük cümle, kelime hatası gibi kusurlar olabilir, affola
Sabahattin Ali öykülerinin ve masallarının aynı kitapta buluştuğu harika bir eser.
13 öykü ve 4 masaldan oluşan kitabın ana karakterleri Anadolu'dan halk, köylü kesimi ve başlarına gelen insafsız olaylar. İnsafsız diyorum çünkü her öyküyü okurken düşündüğüm şey, gerçekten insanoğlunun bu kadar mı kötü olduğuydu.
Özellikle "böbrek" ve "cankurtaran" öykülerini kolay kolay unutabileceğimi zannetmiyorum. Genel olarak tüm öyküleri ve masalları çok beğendim ama tabi ki ben de en gözde olan kitaba ismini de veren "sırça köşk" masalı idi.
Ne garip, Sabahattin Ali bu masalı 1945 yılında yazmış. Ama öylesi bugünü anlatıyor ki, bu dönemde yaşasa ancak bu kadar aktarabilirdi ülkemizin halini, halkımızın gözünün kapalı, kulağının tıkalı, dilinin yok olduğunu.
Velhasılıkelam okunması gereken çok güzel bir eser. Keyifli okumalar dilerim şimdiden
#kitapyorum
#sırçaköşk
#sabahattinali
#2019-50.kitap
#sayfasayısı 141
İçinde birbirinden bağımsız bircok hikayenin bulunduğu kitabımız Sabahattin Ali 'nin güzel kalemi ile bizlere aktarılıyor.Çeşitli dersler çıkarabileceğimiz bu kitapta ben sırça köşkü tek geçerim.Hani sofrada baklava misali en sona bırakılmış bir hikaye.Sabahattin Ali her dâim okumamız ve kitaplığımızda bulunması gereken eserler bırakmıştır ..Bize de okumak düşer kitapla ve esenlikle kalınız.
#sabahattinali kitabının daha sonuna geldik...
#sırçaköşk küçük hikaye ve masallardan oluşan bu #kitap bence yşne bir klasik olmuş...
Hem düşündürücü hemde ya bunuda insanlar nasıl yapabiliyor diye düşündüğüm hikayeler vardı...
Dekolman, çilli, katil Osman, cankurtaran hikayeleri düşündürücü hikayelerdi benim için...
Bahtiyar köpek ise yarı gülümseyerek okuduğum bir bölüm oldu...
Okumanızı tavsiye edeceğim bir kitap kısa kısa öyküde oluştuğu içinde ara ara açıpta okuyabilirsiniz bence.....
....
...
...
#okudumbitti
#kitapyorumu
#kitapönerisi
Sabahattin Ali kitaplarının bir çoğunu genellikle sizde benim gibi okumuşsunuzdur ve bir çoğumuzda daha çok romanlarını sevmişizdir. Ben de en çok romanlarını sevdiğimi söyleyebilirim ama Sırçaköşk adlı bu eserde en çok masallar olan kısımları hoşuma gittiğini söylebilirim. Şimdiye kadar siz Sabahattin Ali’nin hangi eserini severek okudunuz hadi yorumda belirtin konuşalım.
#kitaptanalıntı
Yerimden fırlamak, gardiyanları, jandarmaları söyle elimin tersiyle iterek çıkıp yürümek, bir sandala atlayıp gemiye varmak ve kaptana: “Çek!” demek istiyordum.
Gözümde tüten ne şehirler, ne insanlar, ne de kırlar ve ormanlardı.
Açık denizleri, etrafında duvar olmayan, uçsuz bucaksız yerleri arıyordum.
Ama rûhumuz böyle gökyüzlerinde uçup dururken birdenbire yere inip insan küçüklüğü ile karşılaşmak be tuhaf oluyor.
“Ne talihsiz adam!” demiş.
“Tam muradına ereceği anda öldü!”
Gözlerini dervişin yüzünden ayırmayan Melike:
“Sus!” demiş. “Ondan daha talihli insan var mı? Asıl bahtiyar, bir ömür boyunca hasretini çektiği şeye kavuşan değil, ona erişeceğini anladığı anda, saadetinin en yüksek noktasında bir ’Ah!’ diyerek düşüp ölebilendir.” SABAHATTİN ALİ
SIRÇA KÖSK
SIRÇA KÖŞK
Sabahattin Ali’nin Tasvir yeteneği o kadar güçlü ki “Çirkince” öyküsünün geçtiği yeri “şuradan” bahsediyor diye kafamda tamamladım. Öykünün sonunda yanılmadığımı anlamak beni ayrıca mutlu etti.
Arka Kapakta belirtildiği gibi öyküler, zamana karşı koyan olay ve olgulardan oluşuyor.
#SabahattinAli #SırçaKöşk #OkudumBitti #KoronaGünlerindeKitap
Kitaplıktaki son #sabahattinali kitabı keyifle #okudumbitti Kitaba adını veren #sırçaköşk öyküsünü neden acaba sona bırakmış diye düşünerek başladım okumaya ve beni en çok etkileyen öyküler şunlar oldu: "Böbrek"ve "Cankurtaran" daki öykülerde insana verilmeyen değerin "Bahtiyar Köpek" deki öyküde bir köpeği yüceltmenin tezatlığını yaşattı. "Devlerin ölümü" masalında kudretlerinde son yokmuş gibi görünen ve ona göre yaşayan devlerin hayatın durdurulamaz akışının nihayetine vardıklarında sadece bataklıklarda kemiklerinin kaldığını, "Koyun Masalı"ile bu dünyada çobansız da, köpeksiz de yaşanabileceğini ve son masal"Sırça Köşk"de günün birinde tepenize bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter diyerek anlatilmak istenen ince mesajı bize vermesi mükemmeldi....