_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
Reklam
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
_Yas, sevilen bir şeyin kaybına verilen hüzünlü bir tepkidir. Melankoli’de de aynı hüzün vardır ama yastan farkı, nesnenin kaybı içselleştirilerek egonun kendisinin kaybına neden olur. Bu yüzden yasta dünya boş görünür; melankolide ise egonun kendisi. Melankolide nesnenin kaybıyla egonun kaybı aynı şey haline gelir. Özsaygıdaki tahribat yasta
- Ben Orhan Veli,
" Yazık oldu Süleyman Efendiye" Mısra-ı meşhurunun mübdii.. Duydum ki merak ediyormuşsunuz, Hususi hayatımı, Anlatayım: Evvela adamım, yani Sirk hayvanı filan değilim Burnum var, kulağım var,
kendisine
sen ey şehrin yerlisi, cesur, kararlı mühür sen ey inatçı kıskanç, alçakgönüllü ve hür karanlık geceleri korkutsa da günahım Kızlar Kayası gibi dikilip kaldı âhım sefere çıkanların tatlı rüyası mısın ruhumun cellâdı mı, yoksa hülyâsı mısın konuşursun, sözlerin dâre çeker canımı susarsın, çaresizlik büyütür isyanımı siyaha boyanınca,
Sayfa 32 - BİREY YAYINCILIKKitabı okudu
Reklam
Cemal Oğuz Öcal (1913-1971), İstanbul Erkek Öğretmen Okulunu bitirir (1935). Öğretmenlik yapar. Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümüne girer. 3 Mayıs 1944 Turancılık olaylarında Serdengeçti ile birlikte tutuklanır; okuldan kaydı silinir. Berat edince 1947'de öğretmenliğe döner. Heceyle milli, hamasi şiirler yazar. Serdengeçti ile önceden
Anadolu'ya ayak basan uğurlu ve mübarek ayak, leşe konan kargalar gibi sahte muzafferiyetle ve İslam kanı içmekle serhoş, düvel-i müttefikanın kararmış gözleri önünde millete hamiyet, cesaret seromu zerk etti. Askeri ve mülki idareler perişan bir halde iken bir araya topladı. Üzerlerine hamiyet ve cesaret yağmurları yağdırdı. Türkiye'ye yeniden hayat verdi. İşte bundan ötürü Atatürk'ü bütün yürekle severim. Evet severim ve seveceğim...
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.