"Zihnen gelişmiş, bilimsel bilgileri ve tabiata hâkimiyeti bakımından güçlü (...), fakat gönül ve ruhça gelişmemiş insan, bir hayvanın arzularını tatmin etmek için yarı ilâhın gücünü kullanan bir çeşit aşağılık şeytandan başkası değildir." Shri Aurobindo
Biri Sri Aurobindo’ya, “Tanrı’ya inanıyor musun?” diye sormuş. “Hayır” diye cevap vermiş. Elbette soruyu soran şoke olmuş. Çok uzaklardan, Almanya’dan gelmiş ve hararetle Tanrı’yı arayan bir insan olarak çok şey umut ediyormuş ve bu adam ifadesiz bir şekilde sadece hayır demiş. “Fakat ben onu bildiğini zannediyordum.” “Evet, onu biliyorum, ama ona inanmıyorum” demiş Aurobindo. ...
Reklam
Shri Aurobindo
Zihnen gelişmiş,bilimsel bilgileri ve tabiata hakimiyeti bakımından güçlü fakat gönül ve ruhça gelişmemiş insan ,bir hayvanın arzularını tatmin etmek için bir yarı ilâhın gücünü kullanan bir çeşit aşağılık şeytandan başkası değildir.
"Zihnen gelişmiş, bilimsel bilgileri ve tabiata hâkimiyeti bakımından güçlü (...), fakat gönül ve ruhça gelişmemiş insan, bir hayvanın arzularını tatmin etmek için bir yari ilâhın gücünü kullanan bir çeşit aşağılık şeytandan başkası değildir." Shri Aurobindo, 1936.
Şeytani insan nedir?
''Shri Aurobindo, 1936 yılında şöyle yazıyordu: "Zihnen gelişmiş, bilimsel bilgileri ve tabiata hakimiyeti bakımından güçlü (. . .), fıtrat gönül ve ruhça gelişmemiş insan, bir hayvanın arzularını tatmin etmek için bir yarı ilahın gücünü kullanan bir çeşit aşağılık şeytandan başkası değildir. "
fakat gönül ve ruhça gelişmemiş insan...
Nitekim Shri Aurobindo, 1936 yılında şöyle yazıyordu: "Zihnen gelişmiş, bilimsel bilgileri ve tabiata hâkimiyeti ba kımından güçlü (...), fakat gönül ve ruhça gelişmemiş insan, bir hayvanın arzularını tatmin etmek için bir yarı ilâhın gücünü kullanan bir çeşit aşağılık şeytandan başkası değildir." ••• Bu tavır, bırakın bilimsel araştırmayı frenlemeyi, aksine Hindistan'ın bilimlere zengin bir katkı yapmasına imkån vermiştir: Matematikte, Hindistan eski Yunan'ı çok gerilerde bırakmakla kalmamış, Batı biliminin yüzyıllarca sonra yapabildiği birçok buluşu da gerçekleştirmiştir. Nitekim daha beşinci yüzyıldan itibaren Hindistan ondalık sistemi biliyordu ve daha sonra bunu Müslümanlara aktardı. Cebir Hindistan'da doğdu ve Bhâskara, diferansiyel hesap ilkesini Newton'dan beş asır önce buldu.
Sayfa 85
Reklam
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.