"Şüphesiz ki Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun (şirkin) dışında kalanları dilediğine bağışlar."
Allah (c.c.) İle Tanışıklığımız Nasıl!
Her şeyi bilen Allah (c.c.) olmasına karşılık, bazı şeyhlerin, liderlerin, müçtehit taslaklarının her şeyi bildiğini iddia etmesi büyük bir şirk değil mi? Böyle bir iddiayı yapan kendini İslam'ın neresine koyabilir ki?
Reklam
Bir yer, bir şey turistik oldu mu çek kuyruğunu. O artık sirk aslanı sayılır. Hayatımızdan çıkıp gitmiştir.
Fâtiha Sûresi / 5.Ayet 5. (Ey Rabbimiz!) Yalnız sana (ibadet ve itaatle) kulluk eder ve (her hal ve ihtiyacımızda) ancak senden medet umar/yardım dileriz. Bu âyet inananların Allah’a verdiği bir taahhüttür. Bilmemiz gerekir ki Allah’a kulluk, yalnız O’na ibadet etmekle değil, hem ibadet hem de emir ve yasaklarına itaatle gerçekleşir. Çünkü Allah, yalnız ibadet ilâhı değildir. Bunun içindir ki İslâm “lâ ilâhe illallah” ile başlar, “iyyâke na‘büdü” ile yürürlüğe girer. Kur’an’da birçok yerde Allah’a kulluk emredilir. Çünkü insanları, bütün emirlerine itaatte kul etme hakkı ancak O’nundur. Zaten Allah da insanları bunun için yaratmıştır.2 Çünkü Bir’e kul olmayan bine kul olur; Allah’a kullukta yücelik ve hürlük, kula kullukta ise esaret ve küçülme vardır. Seyyid Kutub, tefsirinde; “Öyle bir zaman gelir ki insanlar, Allah’ı sözde inkâr etmeyebilir, O’na ibadeti de terketmezler ama o ibadeti ya birine gösteriş olarak yaparlar, ya helal ve haramı (serbestlik ve yasakları) tayin ve ilanda, başkalarının İslâm’a aykırı emirlerine istekle itaat ederler ya da İslâm’a aykırı olarak bir kimseye sığınmak ve ondan bir pâye elde etmek isterler ki 3 bu durumda onları rab kabul etmiş, onlara tapmış ve kulluk etmiş olurlar.4 Böylece ‘müslümanım’ dedikleri halde –Allah korusun– şirke düşerler.” der. “İslâm öncesi Arap müşrikleri de ideolojileri yönünden Allah’ı inkâr etmiyorlar fakat O’nun, hayatlarında hükümleri geçerli olan Rab olmasını kabul etmiyorlardı. İşte Allah’a Rab, Mâlik (Hükümran) ve tek İlâh olarak5 inanmamak şirk olur.”6
Nuh gayreti simgeliyor, azmi, ciddiyeti, istikrarı, mücadele ruhunu simgeliyor. Tufan neyi simgeliyor? Tufan, aslında isyan ettiğinde, itiraz ettiğinde, Allah'ın emrinden çıktığında, zulmettiğinde insanın akıbetini, ilahi cezayı ve azabı simgeliyor. Tufan bittikten sonra selamet sahiline indiğinde Nuh ; "Allah'ım birdaha böyle tufan olmasın, azap olmasın, helak olmasın." diye dua ediyor. Allah da "şirk, içki, zina, adam öldürmek ve zulmetmek"gibi bazı yasaklara uyması şartıyla onun duasına icabet edeceğini bildiriyor. Allah'ın Hz. Nuh'tan ve dolayısıyla onun ve kıyamete kadar onun izinden gidecek olan insanlardan uymalarını istediği başka yasakların varlığından da bahsedilir. Bunlardan biri de canlı hayvan yememek... Bir insanın Allah'ın hışmından, azabından.gazabından kurtulmasının en önemli yollarından bir tanesi, hayyanlara zulmetmemesidir. Canlı hayvan yemeyecek.
Ashabı kehf
As- hab-ı Kehf vakası iki temel hikmete dayanıyor- du. Bunlardan biri, Allah’ın iman edip salih amel- ler işleyenleri galip kılacağıyla ilgili va’diydi. Bu, ilk insan Hz. Âdem’den beri süregelen bir va’ddi ve Cenab-ı Allah (c.c.), bu va’dini sürekli yeni- lemiştir. Ashab-ı Kehf de, içinde bulundukları toplumdaki şirk ve zulümle birlikte mü’minlere yapılan işkencelerden duydukları ızdırap ile bu va’de inanmışlık içinde onun ne zaman gerçekle- şeceği konusunda samimi duygular taşıyorlardı. İkincisi ise, yukarıda 9’uncu notta ifade edildiği gibi, Hıristiyanlık Roma’da hakim olduktan son- ra halk arasında Âhiret’e iman konusunda şüp- heler başgöstermişti ve bu konuda büyük tartış- malar yaşanıyordu. Allah (c.c.), Kendi yolunda sahip oldukları mevki ve makamı terkederek, İmparator’un ve bütün halkın önünde Tevhid’i haykıran bu yiğit gençleri Tevhid’in hakimiyeti ve Âhiret’in şüphe taşımayan bir gerçek olduğunu ispat konusunda çok önemli bir âyeti olarak is- tihdam buyurdu. Onlar, bu iki vazifeyi, misyonu yerine getirdikten sonra da ruhlarını kabzetti
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.