İKİ MÜHİM SUALE KARŞI İKİ MÜHİM CEVAB BİRİNCİSİ: Eğer desen: "Madem Kur'an, beşer için nâzil olmuştur. Neden beşerin nazarında en mühim olan medeniyet hârikalarını tasrih etmiyor?
Sayfa 322·Kitabı okudu
Demin de söylediğimiz gibi bir insanda bütün hayvanların tabiati mevcuttur. Hangi ahlâk yüze çıkmışsa, insan ona mahkûmdur. İnsan her şeyi câmi olduğu için “Ahsen-i takvîm”dir. Bazı insanlardan Allah’ın Hâdi sıfatları, bazılarından da Kahhâr ve Mudîl sıfatları tecellî eder. Lâkin birçok insanlar bunu bilmezler. Ama bilmek lâzımdır. Bilmeyen istifade edemez. Kur’ân’da (Bilenle bilmeyen bir olur mu?) diyor....Velhasıl bu âlem çok tatlıdır. Bilen tarif edecek amma, şu huruf kâfi değil; kelâm anlatamıyor. Tarif edince bütün dünya düşman oluyor. Bu da bir sırr-ı ilâhî ya… Ben sizin ilminizi birdenbire anlayabilir miyim? Siz olmam lâzım ki sizi anlayabileyim. Bunu da ancak sevgi yapıyor. Sevgi tecellî ettikten sonra, gidilecek yolun iki parmak kadar bile olmadığı anlaşılır. Yani uzak değil, çok yakındır. İsmail EMRE
Reklam
Er meydanı...
Vareste olur mu ? Sahipli Mekân Gafil olmayasın Mevlâ'dan bir ân Zannetmeki asla unutulmazmış, Defterden silinir gaflette olan Bulunmaz Hak, geçilmezse sivâdan Sırr-ı Emânete gerektir irfan Kurtulmadan inkâr ile isyandan Gelip geçilir mi, er meydanından nefes-kelam.blogspot.com/2021/03/er-meyd...
Kur'an'nın usandırmamasının hikmeti
Usandırmamasının sırr-ı hikmeti şudur ki: Kur'an, kulûbe kut ve gıda ve ukûle kuvvet ve gınadır ve ruha mâ ve ziya ve nüfusa deva ve şifa olduğundan usandırmaz. Her gün ekmek yeriz, usanmayız. Fakat en güzel bir meyveyi her gün yesek usandıracak. Demek Kur'an, hak ve hakikat ve sıdk ve hidayet ve hârika bir fesahat olduğundandır ki usandırmıyor, daima gençliğini muhafaza ettiği gibi taravetini, halâvetini de muhafaza ediyor. Hattâ Kureyş'in rüesasından müdakkik bir beliğ, müşrikler tarafından, Kur'an'ı dinlemek için gitmiş. Dinlemiş, dönmüş, demiş ki: "Şu kelâmın öyle bir halâveti ve taraveti var ki kelâm-ı beşere benzemez. Ben şairleri, kâhinleri biliyorum. Bu onların hiç sözlerine benzemez. Olsa olsa etbaımızı kandırmak için sihir demeliyiz." İşte Kur'an-ı Hakîm'in en muannid düşmanları bile fesahatinden hayran oluyorlar.
Sayfa 409·Kitabı okudu
Bilmiş ol ki! Hakikatı insânlarda arayan, dalâlet çölünde şaşırır. Eğer hakikat yolcusu isen Hakk'ı bil ki, ehlini bilesin. Eğer yalnız insânlar arasında ün alan fazîlet derecelerine bakar ve bununla kifâyet edersen, Sahâbeyi ve onların üstün mevki'lerini unutma. Bu andığımız kimseler de onların üstünlüğünde reybirliğine varmış müttefiktirler. O Sahâbeler ki, derecelerine değil, ayak tozlarına bile erişilmez. Böyle iken bunların fazîleti kelâm ve fikh ile değil, belki âhiret yolunu gösteren ilimleriyledir. Resûllerin Efendisi yüce Peygamberimizin de şehâdet ettiği gibi, Hz. Ebû Bekir (R.A.)'in fazîleti fazla namâz kılması, fazla oruç tutması, çok rivâyet edip çok fetvâ vermesi, veyâ kelâmcılığı ile değil, ancak kalbine yerleştirilen bir sırr iledir. Sen de bu sırrı ara. Çünkü değer taşıyan kıymetli cevher budur. Görünüşe aldanarak tafsili uzun olan bazı sebebler ile insânların saygı gösterdiği kimselere boş ver. Peygamber Efendimiz (S.A.) aralarından ayrıldığı, Allahu Teâlâ'yı bilen binlerce Sahâbe'yi (Allah onlardan râzı olsun) öğmüştür. Halbuki onlardan ancak bir tanesi kelam sanatını bilmiş ve hemen on küsürden başkası fetvâ bile vermemiştir.
Reklam
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.