Kadın ve erkeğin bir birine karşı davranışları ve halleri
Efendimiz (SAV), düğün günü kızı Hz. Fâtıma`ya şöyle nasihat etmişti: “Kızım! Evimizden çıkıp başka bir eve, ülfet etmediğin bir kimseye gidiyorsun. Sen kocana yer ol ki, o sana gök olsun! Sen ona hizmetçi ol ki, o sana köle olsun! Kocana yumuşak davran. Öfkeli hallerinde sessizce yanından kayboluver. Öfkesi geçinceye kadar ona görünme! Ağzını
Sırrı Misallerde Saklı
Adalet: 1) Hakka riâyetkârlık, hak tanırlık, haklılık, doğruluk. "Kuranda ise MÜSÂVAT (eştlik) kelimesinin bulunmamasının hiç kuşkusuz İlâhî Hikmete dayalı bir sebebi vardır. Allah, Nahl Sûresi'nin 90. âyetinde, insanlara MÜSÂVATı değil, Adaleti ve İhsânı emretmektedir. Burada adalet ve ihsanın birlikte zikredilmesinin de büyük bir hikmeti vardır. Çünkü çoğu kere ihsânsız adalet zulme, adaletsiz ihsan ise nifaka sebep olabilmektedir. (İslam'da Aklın Önemi ve Sırrı) Buna karşılık, "adâletle muamelede bulunmak" otomatik bir ibâdet de otomatik bir davranış şekli de değildir. Herkesin üstesinden gelebilmesinin mümkün olmadığı bu özel ibâdetin menâsiki de mûtad ibâdetlerinkinden çok farklıdır. Bu ibâdetin: hak, hakkaniyet ve adalet kavramlarının, Allah'ın rızâsına lâyık olacak şekilde 1) fehm, 2) idrâk, ve 3) temyiz edilmesini, ve bunların da ötesinde 4) hakkaniyetle ilgili olan hükmün cesâretle ilân edilip, 5) adaletin bilfiil tesisi için harekete geçmek azmini gerekli kılan kendisine has bir menâsiki vardır. Bunu gerçekleştirmek ise düpedüz bir cihâd ve Kur'ân'ın: {Adil olun!} (Mâide/8) ve {Muhakkak ki Allah hakkaniyete uygun davrananları sever} (Mümtenine/8) emr-i ilâhîlerine uyulmasını gerektiren farklı bir durumdur. Herhalde bunun için olsa gerekir ki "ADALETLİ OLMAK" Caferi Mezhebinde, islâm'ın şartlarından bir şan olarak kabûl edilmektedir." (Kâmil Mürşitlerin Mirâsı)
Sayfa 28 - kurtuba yayınları, 1. ciltKitabı okudu
Reklam
Sırrı Misallerde Saklı
Acemaşirân: Aralıkları biribirine müsavi olmayan 24 dereceli Türk musikisi ses dizisinin kaba çargâhtan başlamak üzere dördüncü perdesi. "Mustafâ Ağabey’in sağlam, klâsik bir mûsikî ve makim bilgisi vardı. Nota bilmez; fakat besteleri düm-tek usulüyle mükemmelen icrâ ederdi. Tiz notalarda kontraltoya yaklaşan latif bir tenor sesine sahipti. Bir "İlâhi Hey’eti" kurmuştu. Hey’et üyelerine meşk ettiği ilâhîlerle Ramazan ayında teravih namazlarında müezzinlik ededendi. Niyazi Ağabey (neyzen Niyazi Sayın) bu grubun demirbaşlarından biriydi. Mustafa Ağabey, âileden gelen hassas bir kulağa sâhip olduğumu görünce, beni de yetiştinnek istedi ve ilk olarak da dükkânda, Azız Mahmûd Hüdâyi’nin: Nevleyeyim dünyâyı,/Bana Allah'ım gerek. Gerekmez mâsivâyı,/Bana Sultânım gerek. Ehl-i dünyâ dünyâda,/Ehl-i ukbâ ukbâda, Her biri bir sevdâda,/Bana Allah'ım gerek. diye başlayan ilâhisinin acemaşirân makâmındaki bestesini düm-tek ile tâlim ettirmişti. Ancak ilkokulun 4. sınfında öğrenci bulunmam bu işi devam ettirmeme müsaade etmedi. Bu firsau kaçırmış olmama, doğrusu, bugün bile çok hayıflanırım" (Üsküdar'da Bir Attâr Dükkânı)
Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı
Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı
Sayfa 24 - kurtuba yayınları, 1. ciltKitabı okudu
Sırrı Misallerde Saklı
Abdiyyet: 1) Allah'a kul olma durumu, kulluk. 2) Kul, köle, esir olma durumu, esâret, kölelik. "Rükû', Zâtiyyetı üryân olarak müşahedenin edeb-i Ahmediyye’yi cüşa getirmesiyle, tekrar abdiyyete avdet yâni Cem'den Fark’a rücû' hâlidir. Burada göz rrıahfaza-i ilahiyyeyi rü'yet eder. Teşbihi de ‘’Subhâne rabbiye'l-azim’’dir ki en büyük terbiyeciyi her türiü şekilden tenzihtir. Üç def a tekrarlanır. Birincisi "ilme’1-yakin", ikincisi "ayne'l-yakin", üçüncüsü "hakke'l yakin" yâni: Tevhîd-i Ef’al, Tevhîd-i Sıfat ve Tevhîd-i Zât mertebelerine delâlet eder." (Üsküdar'ın Üç Sırlısı) Sırlanmak abdiyyetle bu fakire düstûrdur. Mi’raca teşne Rûh'urn özler "Aslî Vatan"ı Âfakta aramıştım gençken Ruhî Sultân’ı; Çelebi’m, oysa simdi derûnumda mestûrdur. (Nefesler)
Sayfa 19 - kurtuba yayınları, 1. ciltKitabı okudu
Sırrı Misallerde Saklı
Abdestin Remzi Anlamı: "Müslim'in de Tırmizî'nin de hadîs külliyâtlarında Taharet bahislerinde yer alan bir hadîsde: "Bir Müslüman abdest alırken yüzünü yıkadığı zaman, iki gözüyle yapağı günahları su ile akıp gider. Ellerini yıkadığı zaman, elleriyle yaptığı günahlar su ile akıp gider. İki ayağını yıkadığında da ayaklarıyla yapmış olduğu her bir günah su ile akıp gider. Böylece o kul küçük günahlarından ve hatâlarından temizlenmiş olarak ortaya çıkar" denilmektedir. Bu hadîse binâen: 1) abdest almanın, aslında, tevbe'yi remzeden, 2) Cenâb-ı Hakk tarafından onun yerine, kullarına kolaylık olsun diye, ikâme edilen ve 3) ‘Ettikleri günahların ardından tevbe edip de imân edenlere gelince, hiç kuşkusuz o tevbe ve îmânın ardından Rabb'in Gafur ve Rahimdir’ (VII/153) âyetine uyan bir ibâdet olduğunu anlıyoruz." (Din, İlim, Medeniyet) kuranmeali.com/AyetKarsilastir...
Sayfa 17 - kurtuba yayınları, 1. ciltKitabı okudu
Sırrı Misallerde Saklı
Abdâl: Velayet sahibi zâtların da aralarında mertebeleri vardır. Bunlardan Ahyâr denilen 300 adedinin 7 sine Abdâl denilmektedir. "Arifin huzurunda Resul'ün emirierine uymayan ve dolayısıyla da Allah'ın emirlerine uymamış olan bir kimsenin bulunduğunu farzedelim. Bu takdirde bu kimseye, doğru yola hidâyet etmesi için, Arif acaba niçin
Sayfa 16 - kurtuba yayınları, 1. ciltKitabı okudu
Reklam
Sırrı Misallerde Saklı
Abd-i Rabb; Rabb'in kulu. "Durum böyle olunca, Allah Teâlâyı ve Varlığın esrarını bilmek istidadı yönünden, insanlar arasında pekçok mertebe farkı bulunacağını tahmin etmek hiç de zor değildir. Bu olguya dayanan İbn Arabi insanları çeşitli yollardan sınıflandırmaya tâbi' tutmaktadır. Bu sınıflandırmalann hepsinin de kendilerine mahsus
Sayfa 18 - kurtuba yayınları, 1. ciltKitabı okudu
Sırrı Misallerde Saklı
Ma'den: 1) Kendine has parlaklığa sahip, dövülüp haddelebilen, ince levha ve tel haline getirilebilen, asitler ve bazlarla birleşebilen demir, altın, bakır gibi elementlerin ortak adı, metal. 2) Cevher. Türbedar’dan ve Seyyid’den, hem Sabit Efendi’den İktisâb-ı feyz ederek, yârâna oldu ma’den. (Şiileer/Eşref Ede Efendi Hazretleri)
Sayfa 50 - kurtuba yayınları, 2. ciltKitabı okudu
Sırrı Misallerde Saklı
Mâdem ; Başına getirildiği cümleyi "değil mi ki, -diği için, -diğine göre" gibi anlamlarla daha sonraki cümleye bağlar. "Kurân ı "münkirlere karşı bu tarzda savunmağa kalkışmak" isabetsiz, verimsiz ve yanlış bir stratejidir. Zira birisi kalkıp da bu sözde-müfessirlere: "Mâdem ki Kur’ânda bugünkü bilimin bütün sonuçlarının beyân edilmiş olduğunu ve bunları da sizin keşfedip ortaya çıkardığınızı söylüyorsunuz o hâlde glüonların, kromodinamiğin, süper sicimlerin, 11 boyutlu uzayların, gizli kuvantik değişkenlerin, Fermi-Dirac istatistiğinin, yıldızımsı nesnelerin, temel tâneciklerin klâsifikasyonunun, kuarkların sayısının Kur’ândaki yerlerini ve bunlarla ilgili âyetleri gösterir misiniz?" diye sorsa bunların bu soruya verebilecekleri îknâ ve tatmin edici hiç bir cevapları yoktur’’ (İslâm'da Aklın Önemi ve Sınırı)
Sayfa 50 - kurtuba yayınları, 2. ciltKitabı okudu
Sırrı Misallerde Saklı
Ma’dûm: Yokluk. "Görmüyor musun ki dağlar gözden uzakta oldukları zaman siyah görünürler. Hâlbuki onlar gerçekte duyularımızın idrâk ettiğinden farklı renklerdedirler. Ve bu olayın tek sebebi de uzaklıktır. Aynı şey göğün mavi görünmesi için de geçerlidir. Gerçekten de ışıklı olmayan herhangi bir cisim, gözle o şey arasında büyük bir uzaklık bulunduğu zaman duyularımızda aynı etkiyi uyandırır. Tıpatıp aynı durum mümkinatın (yâni mümkün olan şeylerin) a’yân-ı sabiteleri yönünden de sâbittir; zîrâ bunlar da bizatihi nûrânî (ışıklı) şeyler değildirler, çünkü ma’dûmdurlar (yâni yok hükmündedirler). Gerçekten de bunlar îlâhî Bilinç'de ezelî sebatı haizdirler, ama bizatihi Vucûd ile ilgileri yoktur. Çünkü Vucûd (Varlık) Nûrdur. (Fusustaki Anahtar Kavramlar)
Sayfa 52 - kurtuba yayınları, 2. ciltKitabı okudu
Reklam
Sırrı Misallerde Saklı
Mağmûm: 1) Gamlı, kederli, hüzünlü. 2) Bulutlu, kapalı, kasvetli, sıkıntılı. Yağışlı ve mağmûm bir Aralık günü, akşam ezanına yakın, mûtad gak gaklarıyla beni sıcacık odamın penceresine celbettikten sonra gözlerini gözlerime dikti (Gel de çık işin içinden!)
Sayfa 52 - kurtuba yayınları, 2. ciltKitabı okudu
Sırrı Misallerde Saklı
Magribi: 1) Güneşin batağı yer veya güneşin battığı yön, taraf, batı, garp. 2) Batıda bulunan memleketler, batı ülkeleri. 3) Güneşin batağı zaman, gurup vakti, akşam. "Mağribinde nefsinin zuhur edince bu Nur, Nâkısalar önce red, sonra ifhâ olunur,* (Nefesler)
Sayfa 52 - kurtuba yayınları, 2. ciltKitabı okudu
Sırrı Misallerde Saklı
Mafya: Devlet otoritesinin zayıflaması adaletin yavaş ve taraflı işlemesi sonunda özellikle paraya dayanan hakların alınmasını sağlamak üzere bir araya gelen zorbalardan oluşmuş gizli teşkilât. Bu, tabiî aynı zamanda, nükleer çöp kazığını yemiş olan ülkelere de ‘Bir bölüm nükleer çöpün ithâl edilip gömüldüğüne dair hiçbir kayda rastlanmamıştır’ rehavetine imkân tanıyan bir durumdu da. Bu gizlilik, keza, tıpkı uyuşturucu mafyası gibi bir nükleer çöp mafyasının doğması için de müsait bir zemin teşkil etmekteydi." (Ah Şu Atomdan Neler Çektim!)
Sayfa 50 - kurtubaKitabı okudu
Resim