Mustafa Kemal Paşa'nın Nutuk'ta "Milli sır" olarak isimlendirdiği konu; "Yeni bir Türk devletinin" kurulmasıydı. Bu sırrı ilk defa Mazhar Müfit'e Erzurum'da açıklamıştı. Mazhar Müfit, Mustafa Kemal Paşa'nın kendisine "şekl-i hükümet zamanı gelince cumhuriyet olacaktır" dediğini ve kendisinin de bunu hatıra defterine kaydettiğini ifade etmiştir. Elbette Mustafa Kemal''in gönlünde hep cumhuriyetçilik olmuştur. Fakat gerçekçi bir siyaset adamı olarak, Zafer Toprak'ın ifade ettiği gibi, Milli Mücadelenin çeşitli aşamalarında, gelişen koşullara göre Meşrutiyet sisteminin devamına razı geleceği de düşünülebilir mi? Belki de bu sorunun bir cevabı, Mustafa Kemal Paşa'nın Nutuk'a Mondros Mütarekesi'yle değil de Samsun'a çıkışıyla başlamış olmasıdır. İstanbul'da geçirdiği altı ay süresince, Mustafa Kemal Osmanlı hükümetlerinde yer almaya çalışmıştır. Bu nokta, ister istemez, kurtuluşun Osmanlı hanedanından da kurtulmadıkça bir işe yaramayacağı fikrini çok zayıflatırdı. Bu nedenle Mustafa Kemal İstanbul'da bulunduğu sürede, Meşrutiyet sisteminin devamını düşünmüş olabilir. Ancak İstanbul'dan ayrılışının yaklaştığı günlerden itibaren artık Mustafa Kemal'in düşüncesi netleşmiştir. O da "Yeni bir Türk devletinin" kurulmasıdır. Şartlar da her dakika onun lehine olarak gelişmiştir.
Sayfa 254 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Latife Hanım ile Mustafa Kemal’in sırrı: Kanlı yelpaze
Latife Hanım-Mustafa Kemal evliliğinin gergin anlarından biri... Sinirini yelpazesini avucuna vurarak gidermeye çalışan Latife Hanım, elini kanatır. Atatürk, tokat atmaya yeltenir. Fakat Latife Hanım kendini müdafaa için elini siper etmeye kalkınca kanlı parmaklar Atatürk’ün yüzüne isabet eder... Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına giren
Reklam
"Dinim, vicdanım namusum üzerine yemin ederim ki, Osmanlı Hürriyet Cemiyetine dahil olduğum şu andan itibaren, Cemiyetin, bana tevdi edeceği her türlü sırrı korumaya ve teklif eyleyeceği elimden gelen her hizmeti hiç tereddüt etmeden yapmaya söz veriyorum. Ve cemiyete ne surette olursa olsun ihanet edecek olursam, kanımı şimdiden helal ediyorum. Vallahi billahi. "
Sayfa 99 - Timaş Yayınları
Kabine, tahmin olunabileceği gibi gruptan kolay ve çabuk geçti. İsmet Paşa yeni hükümette Dışişleri Bakanlığı'nı da üzerine almıştı. Kabine şuydu: Başbakan ve Dışişleri Bakanı: İsmet Paşa Adalet Bakanı: Mahmut Esat Bey İçişleri Bakanı: Cemil Bey Milli Savunma Bakanı: Recep Bey Bayındırlık Bakanı: Sırrı -Day- Bey Maliye Bakanı: Hasan -Saka- Bey Ticaret Bakanı: Ali Cenani Bey Bahariye Bakanı: İhsan Bey Tarım Bakanı: Sabri Bey
Sayfa 82 - Birinci Bölüm: Patlayan Bir Kurşun ve Sonrası | IX - İsmet Paşa BaşbakanKitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Nahid Sırrı Örik "Kıskanmak" Kitap yazarın ilk eseri olup 1946 yılında basılmıştır. Karakterlerimiz Seniha Yurtdışında tahsil gören ailenin gözdesi abisi Haliti içten içe hayatı boyunca kıskanmıştır. Seniha gösterişsiz pek güzel olmayan bir kızdır. Buna rağmen Eve gelen dünürcülerde Halit'e göndermek için para kalmaz düğünü çok fazla masraf gider düşüncesiyle Babası Cemal Paşa ile Annesi Mediha tarafından reddedilirdi. Annesi ve babasının vefatı ile de Seniha hiç sevmediği abisi ve onun genç eşi ile birlikte yaşamak durumunda kalır. Seniha'nın abisine öfkesi, kıskançlığı o kadar büyüktür ki. Abisinin canının yandığını görmek için Genç ve güzel karısına onu aldatmak için ortamlar bile hazırlar , göz yumar . Bu olay örgüsü içinde İstanbul'dan başlayıp Zonguldak'a uzanan dönem hakkında bilgi'de ediniyorsunuz. Ben özellikle dönem kitapları okumayı o yılların havasını solumayı seviyorum. Türk edebiyatının yeri hep ayırıdır benim için. Kitapta aslında Kıskançlığın insanı nasıl da içten içe yiyip bitirdiğini görüyoruz. Seniha keşke abisi ve onın hayatına odaklı kalmayıp kendi hayatı için birşeyler yapsaymış dedim okurken. Çok akıcı keyifli bir okuma oldu benim için tavsiyedir.
Kıskanmak
KıskanmakNahid Sırrı Örik · Everest Yayınları · 20221,358 okunma
DÂVÛD-İ KAYSERÎ Osmanlı Devletinin kuruluş döneminde yetişen âlim ve velîlerden. Asıl adı Dâvûd bin Mahmûd bin Muhammed, lakabı Şerefüddîn'dir. Dâvûd-i Kayserî diye meşhur olmuştur. Doğum târihi kesin olarak bilinmemekte ise de, 1258 (H.656) veya 1261 (H.659) senelerinde doğduğu tahmin edilmektedir. Kayseri'de doğmuştur. Karaman'da
Reklam
270 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sultan Hamid Düşerken, Abdülhamid'in Paşalarından Mehmet Şahabettin Paşa ile başlayan konusunda  kızı Nimet ve Damadı Şefik ile arka planda o dönemin siyasi ortamının ele alındığı bir eser. Nimet babasını İttihatçılar'ın elinden kurtarmak isterken tanıştığı Binbaşı Şefik ile iki şartla evlenecek , babasının vefatından sonrada sürekli artan bir hırsla kocası Şefik'i idare edip yönlendirererektir. Onu siyasette büyük oranda başarılı hamlelerle ilerletip İttihatçılıktan çıkıp tekrar padişaha yakın tarafa geçirdikten sonra nihayetinde Abdülhamid'in karşısına  daha üst bir mevki isteğiyle çıkartacaktır. Ancak son tahlilde Nimet ve kocasının durumu pek parlak olmayacaktır. Kitap boyu siyasi ortamın değişkenliğini , Nimet'ın hırslarını ve kocasını nasıl idare ettiğini ve İttihatçıların eski kadrolara yine yer verirken kendilerinin bu işe esasen hazır olmadığını göreceğizve Talat Bey'in ağzından da okuyacağız. Kitapta Osmanlı Türkçesi kelimeler yer alması bazı okurları zorlayabilir. Yine kitaba girebilmek için birazda tarihe hâkim olmakta yarar var. Epey miktarda siyaset adamının ismi yine kitapta yer alıyor.
Sultan Hamid Düşerken
Sultan Hamid DüşerkenNahid Sırrı Örik · Oğlak Yayıncılık · 2017388 okunma
438 syf.
·
Puan vermedi
“Gerçeği istediğiniz gibi dizginleyemezsiniz.”
Bugün kitabımızın ismi de yolculuğumuza fazlasıyla uygun. Yolların Başlangıcı! Yazarı Amin Maalouf, Lübnan doğumlu Paris'te yaşayan yazar coğrafyamızı fazlasıyla iyi bilmektedir. Bu da kitabı daha mükemmel kılıyor. Aslında kitabımız roman, biyografi, tarih karışımı sayılır. Maalouf'un dedesi Butros ve dedesinin kardeşi Cebrail baş
Yolların Başlangıcı
Yolların BaşlangıcıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20192,025 okunma
Zalimlere Allah tarafından verilmiş bir süre olmasaydı, mazlumların âhı bütün âlemi yakardı..! Sırrı Paşa
Sotori'nin Damadı Sırrı Paşa'nın Kardeşi Giritli Mustafa Nuri Bey Mustafa Nuri (1851-1923 İstanbul): Hazine-i Hassa Nazırı, Ayan üyesi, vali, Abidin Paşanın damadı, Vali Giritli Sırrı Paşa'nın kardeşi, yazar Celal Nuri İleri ile Prof. Suphi Nuri İleri ve karikatürcü Sedat Nuri İlerinin babasıdır. Mezarı, Rumelihisarı'nda Kayalar Mezarlığı'ndadır.
Reklam
Sotori'nin Torunları 4. Feride Hanım Giritli Sırrı Paşanın Leyla Saz ile evliliğinden doğan Feride Ha­ nım, Mehmet Ali Ayni ile evlenir. Mehmet Ali Ayninin görev yerle­ rinde mahalli türkü ve maniler toplayan Feride Hanım, daima faal bir kadındır. Harput'tan derlediği türkü ve maniler en orijinal örneklerdir. (133) Eşi Mehmet Ali Ayninin Kızıltoprak'taki köşkünün bir nevi reisi 131. Hüseyin Paşa Çıkmazı, No: 4 Ali Neyzi Karacan Y. İstanbul 1983, sf. 40-41. 132. Kızıltoprak Hatıraları Nezih Neyzi, İletişim Y. İstanbul 1993 Neyzi Ailesi -şecere- 133. Kızıltoprak Hatıraları, Nezih Neyzi, İletişim Yayınları İstanbul 1993, sf. 56.
Meclis'in verdiği "Atatürk" soyadını alan Mustafa Kemal'in özel dostlarına verdiği soyadlarını akrabaları bile kullanamayacaktı.Örneğin İsmet Paşa' ya verdiği "İnönü" soyadını kardeşlerinin bile kullanmasına izin verilmemişti.Keza Kâzım Paşa ‘ya verdiği "Özalp" soyadını alamayan akrabaları ona en yakın "Eralp" soyadını almışlardı.
Sayfa 379 - KırmızıKediKitabı okudu
Sadece Talat Paşa(Ali Savi) kod adı kullanmıyordu.Enver Paşa’nın ismi “Ali”, Cemal Paşa’nın Bosnalı mühendis “Halid” di. Doktor Nâzım’ın ise Afganlı “Gulem Rüstem”!…
Sayfa 292 - KırmızıKediKitabı okudu
I.Dünya Savaşı
Enver Paşa Osmanlı donanmasının Karadeniz’e açılmasını emretti.Ardından 29 Ekim 1914’te Sivastopol’un bombalanması emrini verdi.Osmanlı artık resmen savaşa girmişti.
Sayfa 222 - KırmızıKediKitabı okudu
31 Mart Ayaklanması
Bursa’dan yola çıkan gönüllü taburunu kuranların başında yirmi altı yaşındaki Mahmud Celal (Bayar) vardı!Hareket Ordusu, Avastefanos'a (Yeşilköy) geldiğinde birliğin komutasını 3.Ordu Komutanı Müşir Mahmud Şevket Paşa ve kurmay başkanlığını Berlin’den gelen Binbaşı Enver aldı. 24 Nisan sabahı Taşkışla’da büyük çatışmalar oldu.Sonuçta iç savaşı “modernlik taraftarı” İttihatçılar kazandı.İki gün süren iç savaş sonrasında Hareket Ordusu’ndan 3’ü subay, 71 asker öldü.Bunlardan 21’i Musevi taburundandı. İstanbul’da sıkıyönetim ilan edildi.Hüseyin Hilmi Paşa sadrazamlığa getirildi.
Sayfa 143 - KırmızıKediKitabı okudu
Resim