324 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
"Kızıl Sultan " Abdülhamid
Esere başlamadan önce üzerinde fazlasıyla durduğum Abdulhamit dönemine değinmek istiyorum . II.ABDÜLHAMİD DÖNEMİ; Tahta geçen II. Abdülhamid Osmanlı Devleti'nin 34. Padişahı ve 113. İslam halifesidir .(1876-1908) yılları arasında 33 yıllık bir hüküm sürmüştür. Kanun-i Esasi'nin hazırlandığı , meşrutiyetin ilan edildiği ,
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,5bin okunma
Üzerimizdeki sisli bulut altında kaldığımız enkazımız. Sen de enkaz altındasın, farkında değil misin?
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Sis: Varoluşsal Bulantının Sisli Perdesi
Bugün sizlere Miguel de Unamuno'nun "Sis" adlı romanından bahsedeceğim. Romanı bitirdikten sonra aklınızda kalan tek şey "Sis" gibi olacak, eminim. Romanımız, Augusto Pérez adında bir adamın kafasının içinde dönen fırtınaları konu alıyor. Adamımız, Bilbao'da yaşayan, sıradan bir hayat süren bir profesör. Fakat bu
Sis
SisMiguel de Unamuno · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20234,816 okunma
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi.
Sayfa 41 - Yapı Kredi Yayınları
Kendinde her şeyi yapabilecek kuvveti görmek, sonra yapılacak hiçbir şey bulamamak...Tükenmek bilmez bir sabırla bir meçhulü beklemek...Nihayet bütün bunları sisli bir havadaki ağaçlar gibi belli belirsiz, karışık bir şekilde hissetmek...Bu, uzun zaman dayanılır şeylerden değildi.
Sayfa 147 - Yapı Kredi Yayınları
Elini ahşap pencerenin pervazına dayayıp başım sisli göğe kaldırdı. “Tıpkı içim gibisin gökyüzü. Benim içimdekiler beni boğuyor senin içindekiler de seni.”
Reklam
Geceye Şiir ' İstikbal Diken Terzi ' Hüsrev Hatemi
Sek sek oynuyor bahçede sükut… Eski arkadaşı ıssızlıkla. Oynasın nasılsa uyanmıştı… Çaylak çığlık attırınca serçelere Uyuman mümkün mü sevgili çocuk? Seni yanımda tutmak muhal; Çaylak uzaklaşır uzaklaşmaz, Sen de bahçeye çık derhal. Yanında ben olmasam da olur… Sen gül bahçelerinde ebedi kal. Tepelerde bir bulutum ben, mağmum, Hep sisli dağlara mahkumum, Rüzgarın beni dağıtması yakın, çocuğum
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi.
Gökyüzünün boşluklarında engin, Tanrıçası gibi gizlerin ve narin iç çekişlerin; Şarkılıyordu kederi ve ayrılıkları, Hem somut bir şeyi, hem sisli uzaklıkları.
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı ? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi ?
Reklam
Doğaçlama
Gün ortası, yalnızlıkla sarmaşıktı benim de önümde şafaklar var ama hepsi gri. Şiir ruhumu sardı, yokluğun boşluğunda kayboldum. Aydınlık ve Güneşin yüzüme bakışı sıcak değil, gözlerime vuran sisli bir ışık. Gökyüzü bulutlarla kaplı, ruhumun yansıması gibi. Sessizlik içinde hissettim tüm varlığımı, sessizliğin hüznü sardı her yanımı. Benim de önümde şafaklar var ama hepsi gri, içimdeki fırtına ise sessizliğin gölgesinde yankılanıyor. Gün ortası ve benim de önümde şafaklar var ama hiçbiri renkli değil. Şiirin yalnızlığı içinde yokluğun hissedilirken, aydınlık arayışıyla gökyüzüne bakıyorum. Güneşin sıcak ışıkları eksik, ruhumun derinliklerinde bir boşluk var. Aydınlık zamanların özlemiyle yanan yüreğim, gri tonlarda kayboluyor. Yalnızlık hissi karanlıkla örülü, duygularımı yansıtıyor fakat; karmaşık ve belirsiz. Ben de bir parçayım bu gri dünyanın içinde, şafakları beklerken, umuda sarılıyorum.
Sen hiç yağmuru teninde hissederek damlalarını, göz yaşlarını sevgi ile besleyerek yağmuru yüreğindeki sevgi bulutlarından yağmur bekledin mi? sevebildin mi? mavinin içinde beyaza çalan damlaları sen hiç taaaa İstanbul'un gecelerinde düş kura bildin mi? soğuk Adana yağmurları ile selam gönderdin mi sevdiğine ve ben yüreğimi yıkadım saf damlalarla kucak açıp yağmura düşledim hep hayalini kurarak bir resmini bile görmediğim sevdiğime selam selam olsun da gitsin dedim sisli bulutlarla sevgimi yolladım, yüreğimi yolladım açar mı ?bilmem bahar da sevgi tohumları bereket olup da yağmur damlalarıyla gelir mi?bilemem taaaa İstanbul'dan bir sevgi damlaları.
Dile geldi sessizlik Bilinmez iklimlerden Yabancı kendisine Özlemli diliyle. Sarıyor çevresini sis renkli korkular Görünmüyor ufuklar Görülen binlerce düş arasında yoktu gerçekliği ve belki de kendiliği. Kendine yabancı özüne ayrık Görünce özünü kaçıyor kendisinden Belki de özüne engel maddesinden. Her neyse sancısı besliyor sisli bulutları Kayboluyor gülüşler yeşermiyor umutlar.
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.