Hudûs delili şu şekilde tertip edilmiştir: -Âlem hâdistir. -Her hâdisin bir muhdisi vardır. -Bu da demektir ki âlemin bir muhdisi vardır.
Hazret-i Osman -radıyallâhu anh- şöyle buyurmuştur: “Cehâlet öyle bir binektir ki, üzerine binen zelil olur, arkadaşlık yapan yolunu kaybeder.”
Reklam
Hicri dördüncü asrın başlarına kadar ehl-i sünnet itikadı, fıkıh ve hadis âlimlerinin inancı şeklinde varlığını sürdürdü. Daha sonra İmam Maturidî (v. 333/944) ve Ebu'l-Hasan el-Eş'ari, (v. 324/936) Ehl-i Sünnet'in Kelâm İlmini sistematik bir hale getirdiler. Toplumdaki sapık fırkalarla mücadele etmeye başladılar. Bu iki zattan sonra onların usulünü devam ettiren İmam Bakillani, İmam Gazali, Fahrettin Razi gibi âlimler sayesinde İslâm toplumlarında ehl-i sünnet itikadı yerleşti, bozuk fırkaların İslâm toplumlarındaki tesirleri yavaş yavaş kayboldu.
Allah'ı Bilmenin İmkansız Olduğunu Savunan Modern İddialar
David Hume da Din Üstüne adlı eserinin en önemli karakteri Philo'ya şunları söyletmiştir:"Benim yüzüme dilediğiniz kadar septik ve alaycı diyebilirsiniz. Fakat bize çok daha bildik konuda insan aklının eksikliklerini, hatta çelişkilerini gördükten sonra böylesine yüksek ve bizim gözlem alanımızdan böylesine uzak bir konuda onun zayıf yakıştırmalarından herhangi bir başarı bekleyemem.
Sayfa 129
İmam Maturidi ve Ebu'l-Hasan el-Eş'arî, Ehl-i Sünnet'in Kelâm İlmini sistematik bir hale getirdiler. Toplumdaki sapık fırkalarla mücadele etmeye başladılar. Bu iki zattan sonra onların usulünü devam ettiren İmam Bakıllani, İmam Gazali, Fahrettin Razi gibi âlimler sayesinde İslâm toplumlarında ehl-i sünnet itikadı yerleşti, bozuk fırkaların İslâm toplumlarındaki tesirleri yavaş yavaş kayboldu.
Sayfa 26 - Süeda Yayınları
Akıl
Akıl , Allah'ın insana bağışladığı bir lütfen ve onu diğer varlıklardan ayırt eden ve üstün kılan ,aynı zamanda sorumlu bir varlık olmasını sağlayan bir kuvvettir.
Reklam
Varlık yalnızca düşüncede var olan değil, aynı zamanda gerçek dünyada da var olandır.
Asıl söz kalpte olandır, dil ise kalbe bir klavuzdur.
Sayfa 244
Her insan günah işleyebilir, günah işleyenlerin en hayırlısı tövbe edendir. Müsned,3/198
Sayfa 502 - KlmKitabı okudu
"Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan kerîm/cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?" İnfitar 82/6-8
Sayfa 185 - KlmKitabı okudu
Reklam
"Hiç yaratan bilmez mi? O en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır." Mülk 67/14
Sayfa 174 - KlmKitabı okudu
Allah'ın varlığının delilleri
•Enfüs, nefs kelimesinin çoğuludur ve kişiler ve zatlar manasına gelir. Endüsi deliller, dış dünyanın aksine insnaın bizzat kendisine yahut iç dünyasına vurgu yapan delillerdir. Kur'an-ı Kerim'de insanın bir damla sudan yaratıldığı, anne karnında değişik evrelerden geçtiği, sonunda güzel bir canlıya dönüştüğü anlatılmaktadır. İnsanın yaratılışına ilişkin bazı ayetler şöyledir : -Müminûn, 12-14.ayetler -Secde, 9.ayet -Mülk, 23.ayet -Yûnus, 12.ayet -Yûnus, 22.ayet
Sayfa 145 - Ensar
Allah'ın varlığının delilleri
•Âfak, ufuklar manasına gelir. Gökteki ve yerdeki varlıklara işaret etmektedir. Bu çerçevede evrendeki pek çok varlık ve hadise Kur'an- Kerim'de Allah'ın varlığına delil olarak gösterilmektedir. Ayetler : -Casiye, 3-5.ayetler -Yûnus, 5-6.ayetler -Bakara, 164.ayet -Nahl, 66-69.ayetler
Sayfa 141 - Ensar
Basit bir iğnenin ustasız, bir resmin ressamsız olmasını akıl kabul etmezken; insanın maddi yönünü teşkil eden tüm aza ve organlarla, maddi yönü ile herhangi bir bağlantısı bulunmayan duygu, vicdan ve tahayyül gibi güçlerle donatılan muhteşem bir varlığın hikmet sahibi bir yapıcı ve yaratıcısının olmadığını söylemeyi hangi akıl kabul edebilir? İnsanın anne rahminde teşekkülünden ölümüne kadar geçen sürede ki mükemmelliği, göklerde ve yerdeki her şeyin insan ile uyumlu ve onun hizmetine verilişini ALLAH'A değil de tesadüfe veya tabiata bağlamak aklı ve kulağa hakikate karşı kör etmekten başka bir şey değildir.
Sayfa 165
Resim