“(...) Şimdilerde devasa bir üretim düzeyine rağmen her yedi insandan birinin (yaklaşık bir milyar insan) açlık belasıyla cebelleşiyor olması, yaklaşık bir o kadarının da işsizliğe ve iğretiliğe (prekarya) mahkum edilmesi, gündelik yaşamını sürdürmekte zorlanması, doğrudan sistemin bu irrasyonelliğinin, akıl-dışılığının, etik değerlere ve insani kaygılara yabancılaşmanın sonucudur.”
Sayfa 37 - Yordam Kitap, ikinci baskı, Temmuz 2016Kitabı okudu
Bugünkü yaşam koşullarında deneyimlerimizin hiçbiri bizim tercih ettiğimiz şeyler değildir. Bizden çok önce yaşamış insanlarIn kurduğu bir sistemin, yaşam biçiminin içine dahil oluruz. Ahlak, gelenek, kültür, toplum, inanç vb şeyler bireyin kendi iradesi ve arzusuyla seçtiği anlamları içermez. Çünkü binlerce yıllık bir birikimin sonucudur deneyimlediğimiz hayat.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Kast sistemine bağlı olan Hindular da kozmik sistemin bir kastı ötekinden daha üstün yarattığına inanır. Meşhur bir Hindu yaradılış mitine göre, tanrılar dünyayı Purusa adındaki tarih öncesi bir varlıktan yarattılar. Bu mite göre, güneş Purusa'nin gözünden, ay beyninden, Brahmanlar (rahipler) ağzından, Kşatriyalar (savaşçılar) kollarından, Vaişyalar (köylüler ve tüccarlar) bacaklarından ve Şudralar (hizmetkarlar) Purusa'nın ayaklarından yaratılmıştır. Bu açıklamayı kabul eden biri doğal olarak Brahminler ile Şudralar arasındaki farkın adeta güneşle ay arasındaki fark kadar doğal ve ebedi olduğunu düşünürler. Eski Çinliler de, tanrıça Nü Wa'nın aristokratları kaliteli sarı topraktan, sıradan insanlarıysa kahverengi topraktan yaptığına inanırlardı. Kastlar arasındaki farklar, Kuzey Hindistan'da üç bin yıl kadar önce insanlar tarafından icat edilen yasaların ve normların sonucudur. Aristoteles'in savunduğunun aksine, köleler ve özgür insanlar arasında bilinen herhangi bir biyolojik fark yoktur. İnsan yasa ve normları, kimi insanları sahip, kimileriniyse köle yapmıştır. Siyahilerle beyazlar arasında ten rengi ve saç tipi gibi birtakım biyolojik farklar vardır ama bu farkların zeka veya ahlakla ilgisi olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur.
Sayfa 142
Gezegen hayatının gelişmesi için birkaç yüz milyon yıllık sabit yörünge gerektiği varsayılırsa, uzay boyutlarının sayısı da bizim varlığımızla sabitlenmiştir. Çünkü yerçekimi yasasına göre ancak üç boyutta dengeli eliptik yörüngeler mümkün olabiliyor. Dairesel yörüngeler bir başka boyutta olanaklı, ancak bunlar Newton’ın korktuğu gibi sabit
... kadınları feminizmin öznesi olarak temsil eden dil ve politikanın hukuki oluşumu, bizatihi belli bir teslimiyet politikasının söylemsel ürünü ve sonucudur. Dolayısıyla feminist özne, kurtuluşunu kolaylaştıracağı düşünülen siyasi sistemin ta kendisi tarafından söylemsel olarak kurulmuştur.
Sayfa 45 - metisKitabı okudu
Freud
_Söz ile Sihir eskiden aynı şeydi; sözlerin sihirli güçleri vardır. _Sevgi ve sinir doğru orantılıdır. _Aşk yoktur; libido vardır. Aşık insan deIidir. _Dünün mutsuz çocukları, bugünün psikopatlarıdır. _Hiçbir önerme, kendi kendisinin kanıtı olamaz. _Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe
Reklam
135 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.