Yunus Emre'nin küçük hayat hikayesini okuduğumda bir insan, kendi eşini, kendi oğlunu, kendi annesini, kendi babasini, kendi yurdunu nasıl olup da bırakır, bir nefes uğruna...Diye hep düşünür, Yunus Emre'yi bu anlamda hor görür ve gönül koyardim. Bu eseri okuduğumda anladım ki, Yunus Emre bütün varlığını, bütün servetini, bütün ailesini kaybettikten sonra Hacı Bektaşi Veli'nin dergahina uğramış, ondan nefes almıştır. Buğday mi istersin, nefes mi sorusuna buğday cevabi vermesiyle bütün ailesini kaybeden bir derviş...Yaşadığı dönem alimlerin, zulümlerin, bilginlerin, açlığın, yoksulluğun olduğu bir dönem...İbrahim 'i, annesini, çok sevdiği eşi Sitare'yi kaybeden Yunus...Ve yıllarca oğlu bir İsmail 'i, bir celladın elinde cellatların en hakikisi olan İsmail 'i, arayan Yunus...Oduncu Yunus, Bizim Yunus, aşık Yunus, baba Yunus, eş Yunus, koca Yunus, derviş Yunus...