"Sitare'ye çeyiz olarak verebilecek hiçbişeyim yoktu ama ona gönlümden bir ev yaptım. Bütün duvarlarında onun nakışları olan, bütün pencerelerinde ona bakılan, bütün kapılarından ona varılan bir ev."
Gönül ağlıyor, gülmüyordu; şu dünyada bir gariptim.
Sitare! Keşke seninle geçirebileceğim birkaç dakikayı bana verseler de sonra canımı alsalar. Sevgin, gönül denizimde tutuşan bir alev. Ve denizimde şimdi yangınlar çıkıyor.” Sitare aklıma düşünce gayriihtiyari heybemi kokladım. Sitare
kokuyordu. Parmaklarım yıldız nakışlarının üzerinde gezindi... Sitare’ye dokunmuş gibi oldum. Yaşadığım hayatı, bu dünyadaki varlık sebebimi, dünyanın ancak dert ve bela ile dolu oluşunu düşündüm. Gönül ağlıyor, gülmüyordu; şu dünyada bir gariptim.