"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Uygulamada epeydir gördüğüm bir durum var: "Burası kitap uygulaması böyle şeyler paylaşamazsınız." şeklindeki parmak sallamalar. Neden herkes her konuda çok bilgili, yetkili, erdemli, söz söyleme sahibi hissediyor kendini? Sürekli insanlara ne yapıp ne yapmamalarını söyleyecek, onlara sınır çizecek gücü size veren ne ki?
Fotoğraf
BULANIK EZBER
Kalabalığın uzun sürmüş sözüne
Mine çiçeklerinden bir merhem edindim.
Limonların denize gamzeler açtığı
Bir sokağı dünyaya ekleyip duruyorum.
Ay masalı, kum masalı, nar masalı
Yalnızlığı seviyorum sessizce.
Denizden çocuk, dağlardan çıplak
Bir zaman oluyor kalbim
Sitem yok, diyorum, hayatıma
değmiş hiçbir hayata.
Gözlerim kocaman atkestaneleri
Kime baksam, ıhlamurlar içinde
Bir şehir düşüyor kirpiklerimden.
Yetmedi ölüme bunca ayrılık
Bütün sevdiklerim bulanık bir ezber
Sonsuzluğu öğreniyorum unutarak.
Nerelerde bıraktınız şaşırma güzelliğimi
Ey çocukluğun inanan yaşları...
3 yıldan uzun süredir blog yazıyorum. blog sitem hayata dair yazılar konulu bugüne kadar 80 den fazla yazı yayımladım. ama malesef istediğim düzeyde okuyucuya ulaşamadım. sizden ricam bu gönderiyi paylaşarak ve beğenerek bana destek olmanız.
blog sitem heft-reng.blogspot.com
YouTube kitap kanalımda Posta Kutusundaki Mızıka kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/cZco9tl4rBs
Sevgili Dost,
BİM'deki reyonlarda nasıl da cesur duruyorsun öyle.
Maske takan insanların alışveriş telaşı arasında insana nasıl bir kalsiyum güveni veriyorsun öyle.
Bize diğer pastörize sütlerle arandaki terörize duygularını
.yaşayışımıza, giriştiğimiz işleri başarmak için zor kullanmadan, serbestçe yaptıklarımıza uysun. Tanrıya yalvarır, birine yol gösterir, kızar, sitem eder; ya da kendisine bir başkası yalvarır öğüt verir, yol gösterir, o da denileni yapar, sonunda giriştiği işi başarır.Başardığı zaman da gurura kapılmaz, ölçülü, akıllı ve uslu davranır.Olan biteni hoşgörür., biri sert, öteki yumuşak bu iki makam, iyi günde olsun, kötü günde olsun, aklı başında ve yiğit insanların sesine uyacak olan bu iki makam bize yeter…
Gerek babam olsun gerekse diğer büyükler, çocuklarının zayıflıklarını toplumlarda sitem ederek dile getirmeyi çok severlerdi. Belki onlar bundan zevk alıyorlardı fakat hiç çocukları açısından bunu düşünmezlerdi. Bir çocuk doğduğundan itibaren güvenmeye en çok meyilli olduğu kişi babasıdır. Ve bu darbeyi babasından yiyince kendisini çok rahatsız ve güvensiz hisseder. Onlara sorduğunda biz babamızdan öyle gördük derlerdi. Sırf babaları onlara bunları çektirdi diye, onlar da kendi çocuğuna çektirirdi. Çoğu zaman bunu değiştirmeyi düşünmezlerdi.
Sayfa 87 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu