Yakın tarihimiz boyunca insanların ölümüne yol açmış başlıca hastalıklar çiçek hastalığı,grip,verem,sıtma,veba,kızamık ve kolera hayvan hastalıklarının evrimleşmiş halidir.
Sahip olduğumuz hastalıkların en büyük sebebi hayvanları evcilleştirmiş olmamızdır Bugün sahip olduğumuz hastalıklar bir zamanlar hayvanları etkileyen hastalıkların evrim geçirmiş halidir. Çiçek, grip, verem, sıtma, veba, kızamık vs. çoğu hastalığımız artık sadece insanları etkileyen eski hayvan hastalıklarıdır.
Reklam
Ama sevginin zamanla ne olduğunu bilirim. Türlü örnekleriyle gördüm nasıl sönüyor Sevginin ateşi, pırıltılar, Bir şey var sevginin alevleri içinde Kendi kendini yiyen bir fitil, bir kömür var. İlk hızını bir daha bulamıyor sevgi. İyilik bile, bir sıtma ateşi gibi yükselip Kendi aşırılığıyla öldürür kendini. Hemen yapmalıyız ne yapmak istiyorsak. Çünkü isteklerimiz değişebilir; Düşer, duraklar eller, diller, rastlantılar önünde. Araya zaman girdi mi, can attığımız şey Bir ah çekmeye, sıkıntılı bir iç boşaltmaya döner.
Çevirmenin Önsözü 1.Birey
“Eski devirlerde, hastalıklara miyasma denilen birtakım zararlı buharların yol açtığı sanılıyordu. Mesela veba, topraktan çıkan buharların eseriydi. Sıtma, bataklıklardan yayılan buharın eseri. Kolera ise, yıkanmamış bedenlerden çıkan kötü havanın eseriydi. Miyasma teorisi iki bin yıl boyunca tıp âlemi tarafından tartışılmaz bir gerçek sayıldı.”
Zaten sarıyı hep ölüme yakıştırmışımdır. Öldüren ishalin, sıtma sıcağının, Azrail'in dişlerinin sarısı...
Yakın tarihimiz boyunca insanların ölümüne yol açmış başlıca hastalıklar -çiçek hastalığı, grip, verem, sıtma, veba, kızamık ve kolera-hayvan hastalıklarının evrimleşmiş halidir.
Reklam
Beni sevmeyenin sıtma tutsun annesini.
Sayfa 112 - İthaki Yayınları-1708, Karanlık Kitaplık-35Kitabı okudu
Bazı mikroplar eski ev sahiplerinin ölüp bir başkası tarafın­dan yenmesini beklemezler, onun yerine eski ev sahibini ısıran ve uçup başka bir ev sahibi bulan böceklerin tükürüğüyle yol­culuk ederler. Onları bedava taşıyan sivrisinek, pire, bit ve çeçe sineği gibi hayvanlar da vardır, bunlar sırasıyla sıtma, veba, tifüs ve uyku hastalığı yayarlar. Mikropların hiçbir şey yapma­ dan taşınma hilelerinin en iğrenci bir kadının ceninine geçmek, böylece de bebeklere bulaşmaktır. Frengi, kızamıkçık, şimdiler­ de de AIDS'e yol açan mikroplar bu tür hilelere başvurarak, te­melde evrenin adil olduğu fikrine inananların baş etmekte zor­landıkları ahlâksal bir ikilem yaratırlar.
Sayfa 231
Yetişkinlerin bazısı, çocuklarınsa çoğu bulaşıcı hastalıkları ev hayvanlarından kapar. Genellikle bu hayvanların rahatımızı ka­çırmaktan öte bir zararları yoktur ama çok ciddi birkaç zarar­ları vardır. Yakın tarihimiz boyunca insanların ölümüne yol aç­ mış başlıca hastalıklar -çiçek hastalığı, grip, verem, sıtma, veba, kızamık ve kolera- hayvan hastalıklarının evrimleşmiş halidir, işin tuhafı bizim salgın hastalıklarımızın çoğunun nedeni olan mikropların büyük bir kısmı artık neredeyse yalnızca insanlar­ da görülür. Hastalıklar insanların ölüm nedenlerinin başında geldiği için tarihi biçimlendirmede de önemli rol oynamışlardır. II. Dünya Savaşı’na kadar savaşlarda ölenlerin çoğu savaş ya­ralarından değil savaşla taşınan hastalıklardan ölüyordu. Bü­yük komutanları göklere çıkaran bütün o askeri tarihler insan egosunun balonunu söndüren bir doğruyu hafife alıyorlar: Eski savaşların galipleri her zaman en iyi komutanlara ve silahlara sahip olan ordular değil, çoğu kez yalnızca düşmanlarına bulaş­ tıracak en berbat mikropları taşıyanlardı.
Sayfa 229
GENÇ CUMHURİYETİN SITMA SAVAŞI
Cumhuriyeti kuranlar sadece yoklukla, yoksullukla, geri kalmışlıkla, cehaletle mücadele etmediler, onlar aynı zamanda salgın hastalıklarla mücadele ettiler. Diğer hastalıklarla birlikte sıtmayı da yendiler.
Sayfa 199
Reklam
Atatürk orman çiftliği
Atatürk, topyekün kalkınmayı Kurtuluş Savaşı'nın bir devamı olarak görüyor, tarımı da kalkınmanın temel taşlarından biri olarak kabul ediyordu. 1925'in ilkbaharında, iş ve sanayi dünyasında görülemeyen olası özel girişimcileri yüreklendirmek amacıyla ülkenin tanınmış tarımcılarını köşke çağırarak, çorak Ankara'nın yanı başında
Sayfa 18 - Business DergisiKitabı okudu
İlk hızını bir daha bulamıyor sevgi. İyilik bile, bir sıtma ateşi gibi yükselip Kendi aşırılığıyla öldürür kendini. Hemen yapmalıyız ne yapmak istiyorsak. Çünkü isteklerimiz değişebilir; Düşer, duraklar eller, diller, rastlantılar önünde. Araya zaman girdi mi, can attığımız şey Bir ah çekmeye, sıkıntılı bir iç boşaltmaya döner.
Sayfa 132Kitabı okudu
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal bu romanında Çukurovada makineleşmenin başlamasıyla işçilerin bir çoğunun işsiz kaldığını, Çukurova sıcağını, sıtma hastalığını sade ve akıcı bir dille anlatmış.
Hüyükteki Nar Ağacı
Hüyükteki Nar AğacıYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20184,544 okunma
Garip olan o ki, kullar her ikisine karşı da dertli ve sıkıntılı. Kimisi açlıktan hummaya tutuluyor, kimisi çokluktan sıtma nöbetleri geçiriyordu.
Bizler, kendi iç gözlemlerimizden de bildiğimiz gi­bi, tam birer hayvanızdır. Bazılarımız kendine özgü mikropları olan, günlerin çok kısa olduğu soğuk kuzey kışlarına dayana­mayız, bazılarımız da kendine özgü hastalıkları olan sıcak tro­pik iklimlere dayanamayız. Son yüzyıllarda soğuk Kuzey Avru­pa sömürgecileri Kuzey Amerika'nın, Avustralya'nın, Güney Afrika'nın aynı şekilde soğuk yerlerine göç etmeyi ve ekvator bölgesindeki Kenya ve Yeni Gine'nin serin dağlık bölgelerine yerleşmeyi yeğlemişlerdir. Kuzey Avrupa'dan sıcak tropik böl­gelerin ovalık arazilerine gönderilen insanlar sıtma gibi hasta­lıklardan kitle halinde ölüyordu, oysa tropik bölge insanlarının bu hastalıklara karşı genetik direnci vardı.
Sayfa 217
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.