sivas kongresiğnde mandacılar.
Bağımsızlıktan yana olanlarla, mandacılar arasında en büyük ve son açık çatışma, Sivas'ta yaşandı. Erzurum'a göre sayıları artan Mandacılar, Kongre'ye önceden hazırlanmış kapsamlı bir bildiri sundular. Bildiri oylansa belki de kabul edilecekti. Konu, taktik bir karşı öneriyle, "Amerika'ya bir mektup yollamak" gibi "sudan bir karara bağlanıp" görüşmelerden çıkarıldı. Daha sonra, böyle bir mektup hiç gönderilmediği gibi manda konusu, Mustafa Kemal ölene dek bir daha gündeme gelmedi.
Sayfa 156Kitabı okudu
Sivas'ta, yalnızca Kurtuluş Savaşı'nın değil, kurulacak yeni devletin de siyasi temelleri atıldı; 1923'te kurulan Cumhuriyet Halk Fırkası, anlayış ve programını büyük oranda Sivas Kongresi kararlarından aldı.
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
*sivas kongresi.
Kongre'nin ilk günleri, kısır siyasi tartışmalarla geçti. Kimi delegelerde politik saplantı durumuna gelen İttihat ve Terakki karşıtlığı, sözcükle uğraşılan uzun tartışmalara yol açıyor, zaman ve güç yitimine neden oluyordu. (Mustafa Kemal) Nutuk'ta o günleri şöyle anlatır: "İlk açılış günü olan 4 Eylül günüyle Eylül'ün beşinci ve altıncı günleri, yani üç gün, ittihatçı olmadığımızı kanıtlamak için yemin etmek ve yemin metni hazırlamak; Padişaha' a sunulacak yazıyı yazmak; Kongre'ye gelen telgraflara yanıt vermek ve bilhassa Kongre siyasetle uğraşacak mı uğraşmayacak mı tartışmalarıyla geçti. İçinde bulunulan mücadele ve uğraş, siyasetten başka bir şey değilken, yapılan tartışmalar şaşırtıcı değil midir?" Uzun tartışmalar sonunda belirlenen yemin metni, Kongre üyeliğinin koşulu sayıldı. Her delege kürsüye çıktı ve Kur'an'a el basarak aynı metni yineledi. Kongre yemini şöyleydi: "Vatan ve milletin saadet ve selametinden başka hiçbir kişisel amaç izlemeyeceğime, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin canlandırılmasına çalışmayacağıma ve var olan siyasi partilerin hiçbirisinin siyasi amaçlarına hizmet etmeyeceğime Tanrı adı üzerine yemin ederim."
Sayfa 156Kitabı okudu
sivas kongresinde görüşmeler sırasında Mustafa Kemal
Kimse, onun kadar; açık, kolay anlaşılır ve uygulanabilir hedeflere sahip değildi. Kimsenin, onun gibi bilinçle hazırlanmış, halkın isteklerine yanıt veren, tutarlı ve gerçekçi bir programı yoktu. Programı uygulamaya kesin kararlıydı. Emperyalizmle çatışmaya, iç savaşın sorunlarını göğüslemeye kimse onun kadar hazır değildi. Yaşının ötesinde gelişkin olan bilgi ve deneyimlerini, askeri-siyasi görüşlerini, "sonsuz bir sabırla" delegelere anlattı; onları bilgilendirmeye çalıştı. Pek çok şeyin, bu kongrenin başarısına bağlı olduğunu biliyordu. Sabahlara dek süren konuşmalar, "insanları etkileyen sohbetler" delegelerin arasına karışarak "saatler süren tartışmalar". Kimi zaman dünya ve ülke siyasetinden, kimi zaman felsefeden ya da edebiyattan söz ederek, "onları peşi sıra sürükleyen müthiş bir coşkuyla" konuşuyordu.
Sayfa 154Kitabı okudu
sivas kongresinin yapıldığı binaya dairdir.
Sivas Kongresi, 4 Eylül 1919'da, kongre için hazırlanan ve "çevresinde 13. yüzyıl Selçuklu mimarisinin zarif yapılarının bulunduğu" Lise binasında toplandı. Kongrenin yapılacağı okulun bahçesine, direnişin ve savaşçılığın simgesi olarak bir sahra topu yerleştirilmişti. En büyük sınıf toplantılar için hazırlanmış, döşeme ve duvarlar Sivas halkının evlerinden getirdikleri halılarla süslenmişti. Delegeler, üzerinde mürekkep hokkası koymak için delikler bulunan öğrenci sıralarında oturacaklardı. Toplantıların yapıldığı sınıfın yanındaki bir oda, onun için yatak odası olarak hazırlanmış, "demir bir karyola, yaldız taklidi pirinç lambalar" ve birkaç sandalye konmuştu. Yatağın üzerinde; "fiyonklarla ve çiçek motifleriyle incelikle işlenmiş ipek bir örtü örtülüydü". Bu örtüyü, Sivaslı genç bir kız "çeyiz sandığından çıkararak" Kemal Paşa'ya armağan etmişti.
Sayfa 153Kitabı okudu
Sivas Kongresi'ne, Erzurum'dan gelenlerle birlikte ancak 38 delege katılabildi. Trakya'dan, Konya çevresinden, Antalya' dan, Fransız işgalindeki Adana'dan delege gelememişti. Büyüklüğüne karşın İstanbul'dan, Ege bölgesindeki kentlerden "birkaç kişi" den başka kimse yoktu. Hemen tüm delegeler, Türkler'in Anadolu yaylasındaki ilk yerleşim yeri olan ve "Erzurum'un batısındaki dağlık bölgeye dek uzanan " Orta Anadolu' dan gelmişti.
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal erzurumda.
3 Temmuz'da Erzurum'a geldi. Kentin İstanbul kapısında; askeri birlikler, öğrenciler ve halk tarafından, Sivas'takine benzer bir coşkuyla karşılandı. Erzurum, Doğu'nun çok acılar çekmiş, köklü bir Türk kentiydi. Kentte yaşayan hemen her Müslüman aile, bir buçuk yıl önceki Ermeni katliamına en az bir şehit vermiş, yalnızca kent merkezinde on bin Türk öldürülmüştü. Mondros'tan sonra, Kars ve Ardahan sancakları galipler tarafından Ermeniler'e verilmişti. Kurulması düşünülen Pontus Rum Krallığı'nın "güney sınırı" Erzurum il sınırına dek geliyordu. Erzurum' a geldiğinde halk, hem yurt hem de can kaygısı içindeydi.
Sayfa 139Kitabı okudu
Mustafa Kemal sivasta.
Nümune Çiftliği'nde Valiyi beklerken yanında karargah subaylarından başka, herhangi bir askeri güç yoktur. Ancak, geleceğini henüz duymuş olan Sivas halkı; çocuk, öğrenci, esnaf ve memuruyla geçeceği yolu doldurmuş, ülkeyi kurtarmak için direnişe geçen "Çanakkale Kahramanını" karşılamaya çıkmıştır. Karşılayanlar içinde, Arıburnu ya da Anafartalar'da onun komutası altında çarpışmış erler, onbaşılar, çavuşlar yedek ya da muvazzaf subaylar ve aileleri vardır. Mustafa Kemal'i karşılarında görünce coşkulu bir heyecana kapılarak gözyaşlarını tutamamışlar, bütün Sivaslıları da duygulandırmışlardır. Şevket Süreyya Aydemir, o günü, Tek Adam adlı yapıtında şöyle anlatır: "Mustafa Kemal'i karşılarında görende Sivaslılar; özgürlüğüne kavuşmuş tutsaklar, gençliğini duyumsayan tükenmişler ya da aniden iyileşen hastalar gibiydi. O gün, Sivas'ın havasını birden; ümit, şenlik ve halkın kendine gelişinin rüzgarı sardı. Halk sanki o gün orada, egemenliğine yeniden kavuştu. İstanbul, ilk kez o gün Sivas'ta yenildi. İstanbul Hükümetinin Nazır emri, ilk kez o gün orada yırtıldı." Mustafa Kemal'i yenilmez kılan, Sivaslılar'ın davranışında somutlaşan halk desteği ve bu desteğin yarattığı büyük manevi güçtü.
Sayfa 138Kitabı okudu
Mustafa Kemal'i tutuklamaya gelen ali galip ve akibeti hakkındadır.
Haklı olmanın ve ulusa dayanmanın verdiği güç, halkın desteğiyle birleşince, onu geri dönüşe zorlamak ya da tutuklamak, olanaksız hale gelmişti. Ayrıca, askeri güç olanaklarının yetersizliğine karşın, önlem almada, karşı önlem geliştirmede çok ustadır. Tokat'tan Erzurum'a gitmek için Sivas'a uğradığında (27 Haziran 1919) Ali Kemal'in yönergesinden henüz haberi yoktu. Ancak, önlemini almış ve geleceğini bildiren telgrafını, yola çıktıktan 6 saat sonra çektirmişti. Sivas Valisi Reşit Paşa telgrafı aldığında; O, Sivas'ın birkaç kilometre yakınındaki Nümune Çiftliği'ne gelmiş bulunuyordu. Padişah'ın Mustafa Kemal'i tutuklamak için özel yetkilerle Elazığ Valisi yaptığı Ali Galip Sivas'tadır ve valinin yanında alınması gereken "tutuklama önlemlerini'' konuşmaktadır. Reşit Paşa, telgrafı gösterir ve "işte geliyor, buyur tevkif et" der. Ali Galip "sapsarı kesilir" ve ne diyeceğim şaşırır. En doğru sözü gene Sivas Valisi söyler ve "madem ki tevkif edemiyoruz, öyleyse buyrun karşılamaya çıkalım"der.
Sayfa 138 - "Çankaya" F.R.Atay, Betaş A.Ş. İstanbul-1980, sf. 209Kitabı okudu
Mustafa Kemal amasyadan sivasa giderken uğradığı tokatta halka sesleniyor
Amasya'dan 25/26 Haziran gecesi, "sabah karanlığında ve kimseye haber vermeden" Sivas'a hareket etti. 26 Haziran'da Tokat'a uğradı. Her yerde olduğu gibi önce telgrafhaneye el koydu ve diğer bölgelerle hiç ara vermediği telgraf iletişimini sürdürdü. Konya'da 2. Ordu Müfettişliğine, Erzurum 15. Kolordu Komutanlığı'na, vilayetlere ve bağımsız mutasarrıflıklara yazılar gönderdi. Erzurum Valiliğine gönderdiği telgrafla, "bölgedeki Hıristiyan unsurların Müslümanlara karşı siyaseten uyguladıkları her türlü zulüm ve yolsuzluğa ait olayların açık olarak bildirilmesini" istedi. Bir gün kaldığı Tokat'ta akşam kentin ileri gelenleriyle toplantı düzenledi. Toplantıda görüşlerini ve edindiği son bilgileri aktaran bir konuşma yaptı. Tokatlıları milli mücadeleye çağırarak; "Savaşmak için topumuz, tüfeğimiz olmayabilir. Bu durumda dişimiz ve tırnağımızla dövüşeceğiz" dedi.
Sayfa 136Kitabı okudu
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.