Ve Geldikleri Gibi Gittiler!
Şevket Süreyya Aydemir serinin ilk cildinde Atatürk'ün doğumundan 1919 yılına kadar olan hayatını anlatmıştı. Serinin ikinci cildinde ise Samsun'a çıktığı 1919 yılından İzmir'in kurtarıldığı 9 Eylül 1922 yılına kadar olan üç yıllık süre zarfında yaşadıklarını ve verdiği mücadeleyi anlatıyor. Kitap sadece Mustafa Kemal
Sivas Olayları
Sivas katliamı sonucunda acılı ailelerin yaşadıkları ve neler yaptıkları,bu kadar büyük bir travmayla nasıl başa çıktıkları aktarılmış.Yoğun bir emek ve çaba gerektiren bir araştırma olduğu belli.Acılı olaya farklı boyutlardan bakmamızı,empati yapmamızı sağlıyor diyebilirim.Bunca yıl geçtikten sonra bile olayın unutulmaması ve unutturulmaması gerekiyor.Kitabın başlangıç kısmında yas,bellek,travma gibi konularda yapılan akademik çalışmalardan kesitler sunuluyor.Sonra katılımcı görüşmeleri ve analiz yapılıyor.Sivas katliamına dair daha çok edebiyat,tiyatro,sinema gibi sanat dallarında çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Yazarın okuduğum on üçüncü kitabı. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nu, hemşehrisi Yavuz Bülent Bâkiler'den dinliyoruz. Onunla birlikte, vefatından sonra birçok siyasetçi, gazeteci, yazar ve şairin onun için kaleme aldıkları yazıları içeriyor kitap..Kimler yok ki.. Taha Akyol'dan Balçiçek İlter'e, Fikret Bila'dan Hasan Celal Güzel'e, Mehmet Kırkıncı'dan Abdurrahim Karakoç'a... Sivas'ın Şarkışla ilçesinin Elmalı Köyü'nden küçük yaşta İstanbul'a gelip siyasete atılan, hayatı türlü zorluklarla geçmiş bir insan, Yazıcıoğlu. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl hapis yatmış, işkence görmüş, fakat yılmamıştır. Küsmemiştir de. İnandıkları uğrunda, yalnız kalma pahasına da olsa vazgeçmemiş, idealist bir siyasetçi olarak kalmış, kendini hiç bozmamıştır.
Eğilip bükülmedi. Fakat hep insan kaldı. Hırant Dink öldüğünde onun için şiir de yazdı, işkencecisine sütlaç da ısmarladı.
Erken ayrıldı aramızdan.
Mekanı cennet olsun.
Neden MHP'den ayrıldı?
Türkeş ile aralarındaki görüş ayrılıkları neydi? Partisi neden büyümedi? vb. gibi suallerin yanıtları kitapta..
Yakın plan yayınlarından çıkan kitap, 200 sayfa.
Çok verimli bir okuma oldu benim için.
İlgilisine tavsiye ediyorum.
Beybaba, kimine göre Kemeraltı’nın masalcı babası, kimine göre kahvelerde masal anlatan bir meczup, kimine göre bir deli.. Her gün çeşitli park ve kahvelerde nargilesini, kahvesini içerek hikayeler anlatır. Herkes bu hikayeleri dinlemek için uzun yollardan gelir, o ise şeytan minarelerinin kulağına fısıldadıklarını dışarı atmak ister.
·
Not rated
Öyküleri ile haklı bir üne kavuşan Ali Balkız, yurt sorunlarıyla ilgili ilginç yazılar yazarak aydın ve yazar olma sorumluluğunu yerine getirmektedir.
Yazdıklarıyla söylediklerini en iyi şekilde kanıtlayan Balkız'ın kimi yazılarında sarsılacak, umutsuzluktan sıyrılarak ülkemizde aydın olma sıkıntılarını yazarla birlikte yeniden yaşayacaksınız.
Siyasi birliğini kaybeden İslam dünyası hepsi birbirine düşman emirliklere bölünmüştü. Doğudan gelen istilacı Moğol orduları Harçlıların da desteğini alarak İslam dünyasına dehşet saçıyorlar ve girdikleri yerlerde taş üstünde taş bırakmıyorlardı. Bağdat ve Şam'da 7'den 70'e herkesi kılıçtan geçirmişlerdi. ''Kul sıkışmayınca Hızır Yetişmez'' derler. Bu korku ve dehşet ortamı, sonunda efsanevi bir kahraman yarattı. Sivas'ta satılan bir köle, Moğolları 18, Harçlıları da 20 kez yenerek beklenmedik bir anda tüm İslam dünyasının umut kaynağı oldu.
