Atatürk'ün İttihatçı Önderler Hakkındaki Fikri ;
Ali Rıza Paşa Hükümeti kurulduktan sonra 9 Ekim 1919'da Harbiye Nazırı Cemal Paşa tarafından gönderilen bir telgrafla Mustafa Kemal'den Birinci Dünya Savaşına katılmanın doğru olup olmadığını ilan ederek ittihatçı önderleri suçlaması istenmişti. Mustafa Kemal bu mektupta da bildirdiği gibi {Ek Bilgidir Ben Ekliyorum (Mustafa Kemal Paşa'nın Talat Paşa'ya Cevap Mektubu, 29.11.1920 Tarihli)} bu isteğe karşı çıkmıştır. Bu isteğe karşı çıkarken de Birinci Dünya Savaşına katıldığımız konusundaki aşağıdaki çok ilginç ve gerçekçi analizi yapmıştır. "Savaşa katılmamak elbette çok istenirdi ancak (bu) silahlı tarafsızlıkla ve Boğazların kapatılması ile sağlanabilirdi. Oysa ki vatanımızın coğrafi ve İstanbul'un stratejik durumu, Rusların, İtilaf devletleri yanında yer alması buna imkan vermediği gibi silahlı bir tarafsızlığı sağlayacak paramız, silahımız ve gerekli araçlarımız da yoktu. Şimdi savaşa girmekliğimizi bir cinayet saymak ve koca bir milleti dört beş kişinin elinde oyuncak gibi göstermek bir fayda sağlamayacağı gibi, Klemanso'nun Ferit Paşa'ya verdiği hakaret dolu cevabın tekrarlanmasına neden olabilir." Mahmut Goloğlu, Sivas Kongresi, Ankara 1969, s. 168-169
Sayfa 237Kitabı okudu
İstanbul Hükumeti ve Yandaşlarının Milli Mücadele Düşmanlığı - 1
"Sevgili gençler! Belki de inanmakta güçlük çekiyorsunuz. Haklısınız. Kim işgalcilere yaranmak, kokuşmuş bir düzeni ve yerini korumak için milletine ve devletinin geleceğine bu kadar kayıtsız kalır, nasıl bu kadar hain olabilir? Bu anlayışın daha da acı örneklerini az sonra göreceğiz. Şimdi İstanbul yönetiminin Yunan yayılmasının sürdüğü
Sayfa 30 - Bilgi Yayınevi, 10.Basım, İki Cilt BirleştirilmişKitabı okudu
Reklam
Sivas Kongresi, 1919 4 Eylül Perşembe günü saat 14.00’te açıldı. Öğleden önce temsilciler arasında bulunan ve öteden beri şahsen tanıdığım Hüsrev Sami Bey yanıma gelerek şöyle bir haber getirdi: “Rauf bey ve diğer bazı kimseler Bekir Sami Bey’in evinde özel bir toplantı yapmışlar ve beni başkan yapmamaya karar vermişler.” Arkadaşların, özellikle
Hamit Bey'in karamsar mektubuna mukabil Atatürk'ün mektubu
Hamit Bey'in bu telgrafına 21 temmuz 1919 tarihinde verdiğimiz bir yanıtta: "İnşallah, her şey olacaktır. Yalnız, ulusun güvenine sahip bir hükümet kurmak için, o hükümetin dayanabileceği kuvveti oluşturmak gerekir O da, Doğu İlleri Kongresi'nin ve onun ardından da Sivas Genel Kongresi'nin toplanmasıyla olacaktır " dedik.
Sivas Kongresi 1919 eylülünün 4'üncü perşembe günü öğleden sonra ikide açıldı.
M.Kemal, 18 Haziran 1919 günü Amasya’dan, Edirne’deki 1. Kolordu Komutanlığına yolladığı emirde şöyle diyor: “Umum Anadolu ve Trakya Müdafaa-yı Hukuk-u Milliye ve Redd-i İlhak cemiyetlerini tevhit etmek(birleştirmek) ve Anadolu ve Rumeli umum vilayatının murahhaslarından mürekkep kuvvetli bir heyet-i merkeziye teşkil etmek takarrür etti(kararlaştırıldı).” (Nutuk, 3.C., 19. belge) Sivas Kongresi, bu kararın sonucudur. Karabekir, bölgesel ve sınırlı bir yaklaşım içindeyken, M.Kemal, sorunu bir bütün olarak ele alıyor. Aralarındaki büyük farkın biri de budur. A.Fuat Cebesoy diyor ki: “Amasya kararları ile ayrı ve bölgesel teşebbüsler birleştirilmiş, bütün milletin, istiklal ve vatanımızın uğradığı tehlike etrafında birlik olduğu harice ve dahile gösterilmiştir. Amasya kararları toplayıcı bir ruh taşımaktadır. Şunu hemen ilave etmeliyim ki bunun başlıca amili de M.Kemal Paşadır.” (M.M. Hatıraları, s. 76) Fevzi Çakmak da şöyle diyor: “Eğer Mondros Mütarekesini takip eden aylarda, bir tayyareden Anadolu’ya bakarsanız, yer yer yanan ateşler(Redd-i İlhak ve Müdafaa-yı Hukuk dernekleri) görülecektir. Bu ateşleri birleştirecek bir alev lazımdı. İşte onu M.Kemal Paşanın meşalesi temin etti.” (Aktaran T.Z. Tunaya, Türkiye’de Siyasi Partiler, s. 475)
Sayfa 626 - Dipnot 163, Bilgi Yayınevi, 6. BasımKitabı okudu
132 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.