Evet aynen şunları söylemiş ve demişti ki
''Bu senin gibi gözlüklü, Üstelik hafifçe topal ve ağzı kalabalık kadın geldi geleli bana musallattı. Beni kendi evime sokmuyor, bahçede bırakıyor, hatta bazen bahçede bile kovalıyor, yemeye çağırmayı da sık sık ihmal ettiği oluyordu. Mevsim yaz, bahçede dolaşabilirim ama ele güne Karşı, bu kedi serseri mi nedir, diye düşünüleceğine ihtimal vererek mahcup oluyordum. Yegane tesellim, bu işleri senden habersiz yaptığını düşünmekti. Alçaklıklarını nihayet fark edebileceğini, bu riyakar ve fena kadına haddini bildireceğini umuyordum. Halbuki bunlar birer vehimden, hüsnüzandan ibaretmiş, senin her şeyden haberin varmış. Çünkü kadın o gün beni senin yanında, senin ve iki yabancının yanında pencereden kovdu, içeri sokmadı, sen de bu hale karşı seyirci kaldın, tek söz söylemedin. Şu halde şimdi beni ne yüzle çağırıyor, davetini kabul edeceğime nasıl ihtimal veriyorsun? Şunu da bil ki benim bu saatte duvarın üstünde boş asfaltı seyredişim arada bir hala geçen otomobillerin geçişler(in)de avunmak için değildi. Sadece bu boş yollara düşüp nereye gideceğimi düşünüyordum. Fakat nereye gideceğim şüphesiz bana ait bir meseledir, seni alakadar etmez. Aramızda her şey bitmiştir! ''