Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
311 syf.
·
Puan vermedi
Bir anne olarak evladımız için her şeyi yapabiliriz.Peki onu tecavüze uğramasın,ağzına gem vurulmasın,hayvanlardan daha aşağı görülmesin,ayağına prangalar bağlanmasın,her an ölüm korkusuyla yaşamasın,alınıp satılmasın diye öldürebilir miyiz?Hem de boğazını testereyle keserek. Çok korkunç geliyor.Biliyorum.Ama daha korkuncu bu kadını anlamak.Tasvip
Sevilen
SevilenToni Morrison · Sel Yayınevi · 20231,434 okunma
Daha farklı olabilirdi... Hiç olmayabilir, ya da çok güzel olabilirdi her şey. Hiç geçmeyen bir sancı beni eritirken , herşey dahada beter oldu. Düşündüm... Düşmüştü gözümde değeri olan insanlar... Kirli bir yaşamdı hayat. İçten içe ağlarken, kızmak elimde olmuyordu. Açılan beyaz sayfalar, siyah mürekkep ile yazıldı. Kirleniyordu her hayal. Ve masallar ile büyütülmemiş, dertleri derdine eklemiş, kendisine verilen her vaadin ardında koca bir yalan görmüş çocuktum. Yüzeyde herşey gereğinden fazla renkli. Her acının en derinine inebilmekti beni ben yapan. Herkesin iyi olmasını isterken bile inancım vardı. Bakınca dünyaya dünya gözü ile, koca bir fânilikte ömür akıp gidiyordu. Ne yaşlar ki ırmaklardan geçiyordu... Dost eli ile indirilen darbeler ile zaman geçiyordu... Biraz içten, biraz dıştan baktım. Herşey tersine işlerdi, saatim durmazken... Bana uğrayan herkes tek bildiği ile yüreğimi deşer. İstemem, çirkinden güzellik, güzelden insanlık. Bir çizgi çekiyorum artık. Dünya benlik bir yer değil, bataklık. Y.
Reklam
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
Yaşadığımız durum hayatın özetiydi. Bir yerlerde birileri eğlenirken bir yerlerde birileri kendi felaketlerini yaşıyordu. Biz evlerimizde huzur içinde otururken belki de alt katımızda yaşayan biri hayatınn en büyük korkusunu, en büyük üzüntüsünü yaşıyordu. Bir evde kahkahalar, bir evde gözyaşları. Rengarenk ve siyah beyaz hayatların bir arada yaşama mücadelesiydi hayat. Dünya acı ve sevincin acımasız harmonisiydi. Şarkının dediği gibi, yıldızların hırsızları vardı.Bizden gökyüzümüzü, yıldızlarımızı çalmışlardı. Bizi buraya bırakmış ve kendi kendimizi kurtarmamızı istemişlerdi. Bunca kilometreyi bu şartlar altında beş kişi yürümemiz mümkün değildi ama elbette ki gerekirse bazılarımızı geride bırakıp o kapıya ulaşacak ve sonra onları da alacaktık. Buraya beş kişi girmiş ve beş kişi çıkacaktık. Sonra mı? Sonra her şeyi tüm dünyaya anlatacaktık.
Hayal kuranlardandım ben, oysa o siyah beyaz filmlerin tekine bile sonuna kadar dayanamamıştım.
Bir Japon Atasözü Der Ki:
"Pirincin içindekı siyah taşlardan korkma, beyaz olanlardan kork!" Yani farklı olan insanlar, zaten belli eder kendilerini...sen de ona göre davranırsın... Ancak ya; bizdenmiş gibi davranıp, aslında çok farklı olanlar???
Reklam
Aristo, Fizik'inde "şimdi" dediği tek tek anlar ile Zaman arasında ayırım yapar. Tek tek anlar, tıpkı Aristo'nun atomları gibi bölünmez, parçalanmaz şeylerdir. Zaman ise, bu bölünmez anları birleştiren çizgidir. Zaman'ı, şimdileri birleştiren çizgiyi, Tarık Bey'in "unut" öğüdüne rağmen ne kadar gayret etsek
Sayfa 269 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Eylül 2023
190 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Suç ve Cezanın Özeti Niteliğinde
Uzun süredir kitapçıda inceleyip alsam mı dediğim bir kitaptı. Neredeyse her yayınevinden baskısı çıkmıştı. Everest'tekinde hem ödül hem de sansürsüz basım demesi ilgimi artırdı. Aldım ama yine okumam uzun sürdü. Elimdeki akademik kitaplardan biraz olsun uzaklaşıp zihnimi dinlendirmek adına bir haftasonunda kitabı bitirdim. İlk başlarda zor aksa da sonlara doğru hızlıca bitti.⠀ Rus yoksulluğuna alışmışken İngiliz aristokrat hayat tarzıyla karşılaştığım roman biraz sıktı açıkçası. Ruslara bu konuda daha yakın hissediyorum kendimi. Kitaptaki kahramanımız Dorian, kendini fazlaca beğenmiş bir narsisttir. Tabi bir yere kadar. Hayatı oldukça renkli giden kahramanımızın bir anda renkleri solar ve siyah beyaz yaşamaya başlar. Kendini insanlara kapattığında insanlardan çok kendinden nefret etmeye başlar. Bu nefret gün gün büyür ve kendini yüceltmesine yardımcı olan kişiden intikam alma düşüncesiyle hayata tutunur. Sonrasında olaylar hızlıca gelişecektir.⠀ Umduğum ve beklediğimden çok farklı bir hikayeye sahipti bu eser. Ters köşe oldum. Kültleşmesi abartı olabilir ama suç ve cezanın özeti gibi hissettirdi bende.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Everest Yayınları · 201872,5bin okunma
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
Bu asla olmaz dediğim her şey oldu, bunu asla yapmam dediğim her şeyi yaptım, gitmem dediğim yere gittim, asla dinlemem dediğim müziği bile dinledim. Hayat böyle bir yer. Asla kelimesini, kullanmamalı tam da bu yüzden. Kafana vura vura öğretir hayat, asla diye bir şey olmadığını. Hayatla inatlaşmaya gelmez. İnatlaşırsan onu sana yaptırmak için o da seninle inatlaşır ve en büyük silahı da zamandır. Zamanla bambaşka biri olabilirsin o yüzden ne düşündüğüne, ne söylediğine dikkat edeceksin. Çünkü öyle bir an gelir, öyle bir şey yaşarsın ki yapmam dediğin her şey son çaren olarak tezahür eder. Hayatım boyunca hep ulu konuştum, keskin çizgilerde yaşadım, her şeyi kendi zihnim doğrultusunda yönettim. Hâlâ ulu konuşuyorum ama artık biliyorum. Konuştuğumun aksi olabilir. Asla kelimesi tehlikelidir. İçindeki keskinliğini tatmin etmeyince üzer. Belki gibi umut dolu değildir. Başarabilsem belki derdim. Bir yönden açık kapı kalması her zaman iyidir. Ama lanet olası huyum, bana asla griyi sevdirmedi. Ya hep beyaz oldum ya sonuna kadar siyah.
“Gitme Ramazan! Savaşın çocukları, mazlumlar, yetimler, öksüzler, kimsesizler... Karnı Ramazan’da doyanlar Şevval’de yine aç kalacak; gitme Ramazan. Sorulacak sorularımız tükenmedi, alınacak cevaplarımız bitmedi. “Kurşun yemek oruç bozar mı?” bilmiyoruz hâlâ. Tan yerini ağartıp duran bombalardan siyah ip ile beyaz ipin ayırt edilip edilemediği
"Ne olur beni bu kadar kolay anlamayın!" "Biraz düşünün, siyah beyaz algılayıp üzerime etiketler yapıştırarak birtakım çekmecelere kilitlemeyin beni."
Sayfa 35 - Doğan KitapKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.