Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
Yaşadığımız durum hayatın özetiydi. Bir yerlerde birileri eğlenirken bir yerlerde birileri kendi felaketlerini yaşıyordu. Biz evlerimizde huzur içinde otururken belki de alt katımızda yaşayan biri hayatınn en büyük korkusunu, en büyük üzüntüsünü yaşıyordu. Bir evde kahkahalar, bir evde gözyaşları. Rengarenk ve siyah beyaz hayatların bir arada yaşama mücadelesiydi hayat. Dünya acı ve sevincin acımasız harmonisiydi. Şarkının dediği gibi, yıldızların hırsızları vardı.Bizden gökyüzümüzü, yıldızlarımızı çalmışlardı. Bizi buraya bırakmış ve kendi kendimizi kurtarmamızı istemişlerdi. Bunca kilometreyi bu şartlar altında beş kişi yürümemiz mümkün değildi ama elbette ki gerekirse bazılarımızı geride bırakıp o kapıya ulaşacak ve sonra onları da alacaktık. Buraya beş kişi girmiş ve beş kişi çıkacaktık. Sonra mı? Sonra her şeyi tüm dünyaya anlatacaktık.
Reklam
Hayal kuranlardandım ben, oysa o siyah beyaz filmlerin tekine bile sonuna kadar dayanamamıştım.
Aristo, Fizik'inde "şimdi" dediği tek tek anlar ile Zaman arasında ayırım yapar. Tek tek anlar, tıpkı Aristo'nun atomları gibi bölünmez, parçalanmaz şeylerdir. Zaman ise, bu bölünmez anları birleştiren çizgidir. Zaman'ı, şimdileri birleştiren çizgiyi, Tarık Bey'in "unut" öğüdüne rağmen ne kadar gayret etsek
Sayfa 269 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Eylül 2023
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
"Ne olur beni bu kadar kolay anlamayın!" "Biraz düşünün, siyah beyaz algılayıp üzerime etiketler yapıştırarak birtakım çekmecelere kilitlemeyin beni."
Sayfa 35 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Var mıdır fikri olan?
Karga gibi sekmez, sürüyle bir arada gezmez. Onun mekânı damların üstüdür. Kuzgun gibi kapkara değildir, siyah beyaz rengidir. Bilin bakalım bu kuşun adı nedir?
Sayfa 129
Hayat siyah gecelere astarlanmiş beyaz günleri giyinen kadındır.
Anlıyorum ki hayat, Allah'ı anlamak ve anlatmak ve O'na adanmaktır.
Çevremizdeki tüm renkler solmuş, hayat, karanlığın ağır bastığı siyah beyaz bir fotoğrafa dönüşmüştü.
Reklam
Sen ya hep olsun istiyorsun ya hiç. Ya sadece beyaz var senin için ya da sadece siyah. Hayat öyle bir yer değil ama cennet çiçeği. Ortalari da var, tonlari da.
İnsanoğlu aslında duyguları yüzünde gezinen bir mahluktu, diye düşündü, duyguları maskelemeyi öğrendiğimiz yaşa gelene kadar her duygumuzun ifademizden okunuyor olması ne tuhaftı neydi bize duygularımızı saklamayı Öğreten şey hayat değildi diğerleriydi. Duygularımız yüzünden yargılanan yargılanan saklanmayı öğreniyor ve belki de sürekli herkesten sakladığımız duygularımızı bir zaman sonra artık hissedemiyor, ruhumuzun rengini, varlığımızın neşesini feda ediyorduk yargılanmamaya. Siyah-beyaz oluyorduk… Soluyorduk.
su her yanını sarıyor; siyah, kıpırtısız, çarşaf gibi, hatta yakamozsuz bir deniz, oysa her ayrıntıyı, gök olsa en ufak bulutu, ufuk olsa en ufak kara parçasını seçebileceğini sanıyorsun. ama denizden başka bir şey yok ve sen, yolunun üstünde zahmetsizce, sessizce, hiç sarsılmadan -tarlanın altını üstüne getiren bir saban demiri gibi- derin ve beyaz çizgiler oyan bir pruva bodoslamasısın tepeden tırnağa.
Hayat sadece siyah ya da beyaz çizgilerden oluşmaz. Hayat siyah ve beyaz çizgilerin tekrarından oluşur.
Sayfa 72 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Hep fırtınalara tutundum. Hep yaşadıklarımı siyah ve beyaz olarak ayırdım. Renkleri göremedim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.