SİYAHLAR İÇİNDE GELEN
“özlenen biri, özel ve biraz da tanımsız olmalıydı. Hani çok sevdiğimiz ve o sevginin adını koyamadığımız, kendini sevdirişiyle insanı arafta bırakan… Arkadaş mı yoksa bir sevgili mi olduğuna karar veremediğimiz, kaybetmekten korktuğumuz, göz göze konuşurken gözlerinin içi parlayan, o konuşurken dişlerine kadar dikkat edip hayran olduğumuz, heyecanlandığı anlarda ellerini açarak göğsüne bastıran, teslim alan, hayran bırakan, akıl tutulması, gönül kapılması; ne varsa yaşatan, hayat veren, neşe katan biri… “ alıntı
“Aşk kendi başına bir süreç, zamanla şekillenen bir şey değil miydi?”
“His gemisinde yolculuktan yoruldum, gerçek dalgalarla boğuşmak istiyorum.”
Yusuf, Mümtaz bey, Esra hanım, Seniha, Selçuk bey, Dilek, İbrahim Avcı ve Peçenekli ana karakterler ile çıktık bir yola. Kitabın ilk kısımlarını okurken biraz sıkıldım, esere kendimi veremedim, sonrasında olaylar başladı ancak bana çok karışık geldi. Üzülerek söylüyorum bu eser beni içine çekemedi ve okuma süresi onbir gün sürdü. Oysa eseri öyle merak ederek almıştım ki ancak eser bana hitap etmedi. Belki de okurken ruh halim bu eser için uygun zamanda değildi… Yazarı ile ilk önce fuarda tanıştık, eserini daha sonra aldım. İlk olarak yazdığım satırların olduğu alıntı kısmı çok hoşuma gitti ve okuyucular ile paylaşmak istedim. Eserden güzel notlar çıktı, onları görsellerden okuyabilirsiniz. Yazarımıza teşekkür ediyorum.
#bünyaminçoban #siyahlariçindegelen