400 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 43 days
Fazla yoruma gerek yok aslında kitap isminden içeriğini belli ediyor ama ben yinede kendi çıkarımlarımı eklemek istiyorum. Gerek siyasi kişiliği gerekse islam hakkındaki keskin yorumlarıyla çok eleştirilse de rahmetli Yaşar bey sadece bizim Türk toplumunun değil bütün islam coğrafyasının ortak problemini ele alıyor. Kitap müslüman kitlelerin nasıl bir süreçle özgürlük pankartı taşıyan kölelere dönüştürüldüğünü,islamın nasıl içinin boşaltılıp siyasal bir kavram haline getirildiğini ve dindarlığın dincilikle karıştırılmaması gerektiğini radikal dinci sembollerin engellenmesi gerektiğini alıntı ve belgelerle ortaya koyuyor. Bugün islam adı verilen dinin temellerinden nasıl ve ne kadar uzaklaştırılmış olduğunu öğrenmek isteyen İslamiyetin yalnız kutsal kitaptan öğrenilmesi gerektiğini düşünenlerin herhangi bir şıh,şeyh veya dervişin yüceltilmesinin şirk olduğunu düşünenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Allah ile Aldatmak
Allah ile AldatmakYaşar Nuri Öztürk · Yeni Boyut Yayınları · 20091,025 okunma
rövanş
Siyasal İslamın ve dinci entelijansiyanın ( ulema ve udeba da diyebiliriz ) İmparatorluk çöktükten sonra yenilikçi, modernleşmeci, aydınlanmacı ve kapitalist kalkınma yolunu seçen Kemalist hareket tarafından, ulus inşa etme sürecinde tasfiye edilerek yeraltına itildiğini biliyoruz. Bu tarihsel süreci Medresenin Harbiye ve Mülkiye'ye yenilmesi olarak kodlayabiliriz. Bugün yaşadığımız durum ise Medresenin rövanşıdır.
Sayfa 103 - Kırmızı Kedi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Örneğin İslam İşbirliği Örgütü üyesi 56 ülkeden hiçbirinin İslam! anlayışı öbürüne benzemiyor. Bu ise yalnız siyasal iktidarlar açısından değil aynı zamanda o ülkelerdeki halklar, entelektüel çevreler ve dinci otoriteler açısından da problem yaratıyor.
Kapitalizmin gelişmesi batıda din-toplum-devlet ilişkilerini köklü bir şekilde değiştirmiştir. Ekonomi, bilim, eğitim ve kamusal iş ve ilişkilerin neredeyse tamamı dinden bağımsızlaşarak dünyevileşmiş, seküler bir karakter kazanmıştır. Dünya işlerinde inancın yerine akıl almıştır. Feodal dönemde kurulu düzenin belirleyici ideolojik aygıtı din ve
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Timsal Karabekir; Karabekir, ne şeriatçıdır, ne dinci, ne padişahçı.
İlginç bir kitap, yaşandığı dönemde Cumhuriyet'in kurulmasına önayak olan A Takımının kendi aralarındaki güç mücadelelerini anlatıyor. Askeri kanatta öne çıkan isim Kazım Karabekir Paşa, siyasi kanatta ise Atatürk, İnönü, Fevzi Çakmak Paşa gibi isimler var. Ayrıca Karabekir Paşa Siyasal İslamcıların söylediği gibi hiçte öyle Muhafazakar bir karakter değil, ailece klasik batı müziği tutkunu, eşi ve kızlarının başı açık, namaz kılmayan, oruç tutmayan, ama dine inanan bir kişi. Yani tam da günümüz Siyasal İslamcı karakterine sahip. Atatürk'le çatışması ise anladığım kadarı ile derin ideolojik ayrılıklardan çok kişisel kırgınlıklara, Karabekir Paşa'nın alınganlığına bağlı. Elbette Karabekir Paşa ve Atatürk arasında taraf olamam, bu iki kahraman arasında taraf tutanların savlarını da maksatlı ve gereksiz görüyorum. Her ikisi de Cumhuriyetin kuruluş amacında, devrimlerin fikirsel temelinde hemen hemen aynı noktada duruyor. Fikir ayrılıkları Cumhuriyet Devrimi'nin yöntemi ve siyasi kararlar konusunda çıkıyor. Bunu olduğundan daha derin bir çatlak varmış gibi yansıtmak da art niyetlilik olur. Karabekir Paşa'nın Atatürk hakkında duygusalca yazılmış ve dedikodu düzeyinde kalan iddialarının da hiç ciddiye alınacak bir yönü yok, bunlar gerçek bile olsa tarihsel süreç içerisinde son derece önemsiz meseleler olarak kalmalı. O gün için, hatta bugün bile Atatürk karşıtlarının ağzına laf vermekten başka bir amaca hizmet etmez bu tür şeyler. Karabekir'in İstiklal Mahkemesi'ne çıkartılması ise kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil. Fakat bazen, devrim kendi evlatlarını bir şekilde yiyebiliyor.
Kazım Karabekir Anlatıyor
Kazım Karabekir AnlatıyorUğur Mumcu · um:ag Yayınları · 2020532 okunma
Atatürk Üzerine
Dikkatle okuyun. O zamanın olaylarını objektif olarak değerlendiren Emre Kongar günümüze ışık tutuyor. *Bu satırların 12 Eylül 1980'den önce yazıldığı unutulmamalıdır. İlginç olan nokta, Türkiye'deki son çatışmaların dinci- laik çizgi yerine mezhepler ekseninde oluşmasıdır. Bunun altında yatan gerçek hiç kuşkusuz, daha önce belirttiğim gibi
Sayfa 179 - hil yayınKitabı okudu
Reklam
169 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.