31 Mart Vakası genel olarak, laikliğe ve modernleşmeye karşı dinci gerici bir tepki olarak görülmüş, buna karşılık siyasal yönüne pek önem verilmemiştir. Gelenekleri geniş ölçüde egemen dinin etkisi altında biçimlenmiş her toplumda olduğu gibi burada da dinin önemli bir rol oynadığı kesindir.
Sayfa 22 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Yeşil Kuşak ya da Ilımlı İslam
mehmetbedrigultekin.com/2019/05/19/siya... ABD yönetimi 1950’lerden itibaren bütün Müslüman ülkelerdeki İslamcı örgütlerle bağ kurdu. Bu örgütlerin Suudilerle ilişkilerini sağladı. Suudilerin petrol parası bütün Müslüman ülkelerde dinci örgütleri finanse etmekte kullanıldı. Türkiye gibi laikliği en ileri biçimde uygulayan bir ülkede bile Avrupa’da görevlendirilen din adamlarının ödenecek maaşları, bir dönem Suudi kaynaklarından (Rabıta) sağlanabilmişti. ABD, kurduğu ilişkiler ve yaptığı yatırımlarla, işbirliği yaptığı örgütlerin serpilip gelişmesini sağladı. Bu konuda en çarpıcı örnek belki de Türkiye’dir. ABD daha 1950’li yıllardan beri Türkiye’nin laiklikten uzaklaşması ve dini cemaat ve örgütlerin gelişmesi için yoğun bir çaba harcadı ve bunda başarılı oldu. 1960’larda “Komünizmle Mücadele Dernekleri” içinde örgütlenerek uzun yolculuğuna başlayan Fethullah Gülen’in 2000’li yılların ilk 15 yılında T.C. Devleti içinde en etkin güç haline gelmesi, Emniyet, Yargı ve Silahlı Kuvvetler içinde en büyük güç olması, ABD’nin söz konusu politikasının Türkiye’deki uygulamasının sonucudur. Öte yandan gene ABD’nin daha 1996 yılında Siyasal İslamcı Refah Partisi içinde bir ekibi (Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül vd.) bir dizi operasyonun ardından 2002 yılında iktidar yapması, ABD’nin “Ilımlı İslam” politikasının Türkiye’deki bir başka cephesi oldu.
Reklam
Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) 1960'ların başında bir yandan Türkiye İşçi Partisi'nin kurulması, öte yandan Yön dergisinin yayın hayatına başlaması, 27 Mayıs Anayasası'nın getirdiği özgürlükçü ortamda sol klasiklerin Türkçeye çevrilmesi gibi gelişmeler gençlik arasında sosyalizm fikrinin hızla yayılmasını beraberinde getirmiş, üniversitelerdeki
528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü
Çoktanrıcılıkta Yahudilikte Hıristiyanlıkta Gericilik ve İslamda Bilimin Yükselişi ve Çöküşü, Cengiz Özakıncı’ nın 827 - 1107 yılları arasında Müslüman toplumlarda bilimsel geriliğin tarihsel kökenlerini incelediği kitabı. Kitap öncelikle anlatılacak olan konunun yorumlanması ve anlaşılmasında faydalı olacak kavramların açıklanması ile
İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü
İslam'da Bilimin Yükselişi ve ÇöküşüCengiz Özakıncı · Otopsi Yayınevi · 2016152 okunma
Kısa yaşamı boyunca nice güçlüklerle boğuşan, Divan-ı Harplerde en ağır suçlamalarla yargılanan, sürgünelere yollanan, Atatürk'e fikirlerimin babası dedirtmesine karşın kimi Atatürkçü geçinenler tarafından bile zaman zaman görmezden gelinen Ziya Gökalp'in, ölümünden yetmiş üç yıl sonra bir kez daha Türkiye'nin siyasal gündemine getirileceğini kim düşünebilirdi? Üstelik dinci çevreler tarafından ve inanmış ama ta Osmanlı'da Kuran'ın, ezanın, duaların Türkçe okunmasını isteyecek kadar çağdaş ve laik yapıda bir düşünür olduğu çok iyi bilindiği halde!
ÇÖZÜMLEME DÜZEYLERİ hakkında merakım vardı, 'bir sorunun esaslı çözümüne merak sarma' da diyebiliriz. "Kadına, Çoluk Çocuğa Şiddet" son 10 yıldır inanılmaz arttı. Neden? diye sorduğumda, çoğu medya, çoğu bireysel anlayış "bireysel" canavarlıktan, had bilmezlikten, şizofren kimlikten.. netice ortaya koyarken, üstelik öte yandan
Reklam
173 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.