Osmanlıların Fransız İhtilaline bakış açısı
1789 Fransız İhtilali üzerine yazılan bir muhtıra, Osmanlı İmparatorluğunun resmi tutumunu yansıtır: " Voltaire, Rousseau ve materyalistler gibi ünlü ateistler, yayımladıkları eserlerde, haşa sümme haşa, peygamber ve hükümdarlara iftira ediyor, cumhuriyet yönetiminin ve eşitliğin tadını yaymaya çalışıyorlar. Halkın büyük kısmı bu eserlere ilgi gösteriyor. İsyan ve Allahsızlık, frengi gibi beyinlere yerleşiyor, inançları zehirliyor, asi fikirleriyle Allah korkusunu yok ediyorlar, her türlü iğrenç olaya göz yumuyorlar...."
Namık Kemal
Yeni Osmanlıların lideri Namık Kemal şöyle der; " Bir tek fabrikamız yok, anonim şirket bile kurabilecek durumda değiliz." Yeni Osmanlılar, kurumları ıslah ederek parlamenter demokrasi yoluyla bu geri duruma çare bulacaklarına inanıyorlardı.
Reklam
Halkın toplumda meydana gelen değişikliklere aktif olarak katılmasını sağlayacak bilinç, Cumhuriyet hükümeti tarafından yerleştirilememiştir.;çünkü devlet iktidarı ele geçirdikten sonra, köylüleri politik ve ideolojik yönden kendi tarafına çekmeye çalışmamış, köylerin denetimi mahalli ağalarına bırakılmıştır.
Cumhuriyet döneminde ödemeler dengesi
Türkiye, 1930 ve 1939 yılları arasında, ödemeler denge sağlayan olumlu bir ticaret bilançosuna sahip olmuştur. Bu gerçek, özellikle dünya iktisadî buhranının fiyat yapısı üzerindeki etkileriyle birlikte incelenirse, önemli bir başarı olduğu görülür.
DP dönemindeki okuryazar durumu ve eğitim düzeyi
1950 yılına dek Cumhuriyet hükümeti okuryazar sayısını üç katına çıkarmayı başarmış ve asıl önemlisi okuma-yazma bilmeyen sayısının çoğalmasını durdurabilmiştir. 1950 yıllarında eğitim düzeyi yeniden nüfus artışının gerisinde kalmıştır. 1955-1960 yılları arasında okuryazar oranının düşmesi göz önünde bulundurulursa, DP'nin ilköğrenime fazla önem vermediği konusundaki kanıya hak vermek gerekir.
Türk Devrimi
Türk devriminin, doğunun din, politika ve toplum alanlarındaki geri durumundan kurtulması ve aynı zamanda batılı güçlerin ekonomik egemenliklerinden arınmış bir devlet kurabilme amacı ancak kısmen gerçekleşebilmiştir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Türkiye’de siyaset biliminin hatalarından biri yaklaşımdandır. Kim başa geçerse geçsin, sağcı ya da solcu, ehil ya da gayri ehil, kadrosu ve Türkiye’yi idaresi üçüncü dünya sosyolojisi kalıpları içerisinde değerlendirilmektedir.
Türkiye'de siyaset biliminin hatalarından biri yaklaşımdandır. Kim başa geçerse geçsin, sağcı ya da solcu, ehil ya da gayri ehil, kadrosu ve Türkiye'yi idaresi üçüncü dünya sosyolojisi kalıpları içerisinde değerlendirilmektedir. Bu çok yanlış bir yaklaşım ve apaçık bir kusurdur. Önce Balkanlar ve Ortadoğu tarihi öğrenmeden, eski metinleri okuma alışkanlığı edinmeden stratejik düşünme anlamında isabet oranı çok düşer.
Sayfa 183Kitabı okudu
Özne ile nesne arasındaki ilişkiye göre, her toplumsal münasebet yeni karakterler yaratan ve bireyin düşünce yapısını değiştiren bir bütünlük gösterecektir. Bu sürekli bütünlük, fertlerin yapısını bile değiştirebilen bir etkileşim sistemi şeklinde ortaya çıkar.
Türkiye’de siyaset biliminin hatalarından biri yaklaşımdandır. Kim başa geçerse geçsin, sağcı ya da solcu, ehil ya da gayri ehil, kadrosu ve Türkiye’yi idaresi üçüncü dünya sosyolojisi kalıpları içerisinde değerlendirilmektedir. Bu çok yanlış bir yaklaşım ve apaçık bir kusurdur. Öncelikle Balkanlar ve Ortadoğu tarihi öğrenmeden, eski metinleri okuma alışkanlığını edinmeden stratejik düşünme anlamında isabet oranı çok düşer.
Reklam
Savaş, dış politika yenilgileri, ekonomik çöküntü gibi büyük krizler sırasında siyasal sistemin sahip olduğu desteklerin zayıfladığı ve/ ya da başka odaklara yöneldiği görülmüştür.
Sayfa 60
Kurtarıcı ihtiyacının seslendirilmediği toplumlarda, peşlerinden koşacakları bir karizmatik şef ürettiklerine tanık olunmuyor.
Sayfa 66
Karizmatik Otorite
Milli mücadeleden bu yana karizmatik bir nitelik taşıyan Mustafa Kemal Atatürk... Weber'in deyimiyle, karizması ''rutinleşmemiş'' olan ve günümüz Türk toplumunun eğitim düzeyi en yüksek olan, sosyolojik göstergeler itibariyle en ussallaşmış kesimlerinin rehberi olmaya devam eden Atatürk.
Sayfa 66
Schumpeter ''demokrasi halkın yönetimi anlamına gelmez ve gelemez. Demokrasi sadece halkın yönetenleri kabul etmek ya da reddetmek fırsatına sahip olduğu anlamına gelir''...
Sayfa 133
İçinde yaşanılan çağ toplumlar için gerçekten de büyük yapısal transformasyonların meydana gelmekte olduğu, tarihsel bir dönemecin ya da miladın çağıdır. Bu itibarla, yeni oluşumları analiz edebilmek için yeni bir kavramsal çalışmanın yapılması ve yeni yaklaşımların geliştirilmesi gerekmektedir.
Sayfa 161
273 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.