Hilafetin kaldırılmasını teklif edenler
Daha evvel Dârü'l-Hikmeti'l-İslamiye azası olan ve Meclis-i Meşayıh reisiliği yapmış olan Urfa Mebusu Şeyh Safvet Efendi ve içlerinde Celal Nuri, Kılıç Ali, Refik Koraltan, Mazhar Müfit, Vasil Çınar, Recep Peker, Yunus Nadi, İlyas Sami, Şükrü Kaya, Yahya Galip, Dr. Fikret, Ragip Zonguldak, Rusen Eşref Unaydın, Ahmet Ağaoğlu, Hilmi Tunalı'nın bulunduğu 53 kişinin imzası ile Hilafet in tamamen kaldırılmasını isteyen bir kanun teklif edildi.
Sayfa 167 - Şamil dağıtımKitabı okudu
MANÎPOLASYONA HIŞMENDIYA CIVAKÊ
🚩 MANÎPOLASYONA HIŞMENDIYA CIVAKÊ Ji hînkirinên Zerdeşt heta têgînên Sokrates, ji prensîbên Hegel heta ramanên Marks û ji dîtinên Noam heta bîdoziya Ap-o, ji zayîna alfabeyê û vir ve, ji serdema zêrîn û heta hemdema meya tevlîhev û kaotîk a nûjen; gelek fîlozof û rewşenbîr li ser manîpulekirina civakan nivîsandine. ji bo encamên serdema niha. Bi
Reklam
İbni Rüşt' e saygıyla.
İbni Rüşd yalnız imanın üstünlüğünü inkar etmekle kalmamış, üstelik imanla akıl arasında bir uygunluk OLMADIĞI sonucuna da varmıştır. İman ile aklın alanları birbirinden ayrı alanlardır. İman için doğru olan, felsefe anlayışında doğru OLMAYABİLİR. Din, moral içindir; bir moral kuradır, bilgi değildir. Hikmetin en üstün düzeyine erişenler gerçekleri tartışırken onları bir yana bırakmak zorundadır. Din, akıl ile anlaşılacak bir şey DEĞİLDİR, yalnız inanç işidir. Tanrı' nın varlığını ispat etmek için ilahiyatçının getirdiği deliller, felsefenin ölçüleri karşısında a ayakta duracak güçte DEĞİLDİR. Felsefe, inancı geri itmez; ama gerçeğin en üstün düzeyi ONDADIR. O, ne varsa hepsinin bilimidir.
Hayatı bütün olarak incelendiğinde Muâviye şüphesiz Arap geleneğinin alışkın olduğu kahraman bir asker değildi. Bu sebeple onun savaş meydanlarında cesaret ve atılganlığı ile ilgili rivayetlere tesadüf etmek mümkün olmaz. Ancak kendisi bu eksikliği telafi edebilecek eşsiz vasıflara sahipti; muarızlarının elinden silahı alıp onları utandıracak bir hilm, sakinlik ve en zor şartlarda bile duygularına hakim olabilme kudreti. Dolayısıyla Muaviye'nin asıl kabiliyeti askerlikte değil,siyaset ve diplomasidedir. Zira Muaviye bir savaşçı değil politikacıdır.
544 syf.
·
Not rated
·
Read in 14 days
Üzülmemeliyim. Üzülmek de katilidir aklın.
Dune evrenine "Rahibeler Meclisi" adlı 6. Kitapla veda ettim. İlk beş kitabı arka arkaya hız kesmeden okuyan ben seriye -mecburen- veda etmeye hazır olmadığım için bu kitabı okumayı sürekli erteleyip durdum. Şimdi ise bir son ile karşınızdayım. Peki bu son gerçekten bir son mu? Maalesef yazar Frank Herbert'ın 1986 yılında ölümüyle
Dune Rahibeler Meclisi
Dune Rahibeler MeclisiFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20201,560 okunma
İslam ahlakı, hakikati kavrama ve bu kavrayışa uygun davranma çabasında, insana tam bir özgürlük tanır ve eşitliği tesis ederken; aynı özgürlük nedeniyle ve kabiliyetlerin veya kapasitelerin farklılığı yüzünden insanlar arasında ortaya çıkacak olan eşitsizliği de doğal bir sonuç olarak kabul eder. Çünkü Sait Halim paşaya göre, doğru ve mantıki manada eşitsizlik de Hürriyet ve eşitliğin tabii bir neticesidir.
Reklam
Sait Halim paşa'da ahlak siyasetin temelini oluşturur. Ahlakın temeli ise dindir. Dolayısıyla siyaseti ve kurumlarını batıdan almaya çalışmanın bir, siyasetin ahlakını yanlış mecrada aramak anlamına geleceğini anlatır ki en belirgin cümlesi; Her yer Roma'ya çıkar yerine her yer Mekke'ye çıkar cümlesidir.
Küreselleşme sürecinde uluslararası sermayenin koşulsuz dolaşımını öngören ABD, bunun önündeki en büyük engel gördüğü ulus-devlet yerine, din esasına dayalı çok hukuklu ya da siyasal bölünmeyle oluşmuş güçsüz-küçük etnik devletleri yeğlemektedir.
Kemalist "ulusçuluk", ulusların eşitliğini ve özgürlüğünü savunur. Ulus kavramına ne "ırk" ne de "din" öğelerini sokmuştur; ulusu, "ortak geçmiş, ortak dil ve ortak kültür"e dayalı bir olgu olarak tanımlamıştır. Etnik milliyetçiliğin yarattığı vahşetlerin ve ıstıraplı bölünmelerin yaşandığı; aynı ırktan ve
Laiklik, "devletçilik" dışındaki diğer ilkelerin hepsinin de ön koşulları içinde yer alır: Demokrasinin için ön koşuldur; çünkü laiklik olmadan gerçek bir düşünce özgürlüğü de olamaz, gerçek bir özgür seçim de. Milliyetçiliğin ön koşuludur; çünkü laiklik olmayan yerde önem taşıyan öğe ulus değil, inananların oluşturduğu "ümmet"tir. Devrimciliğin ön koşuludur; çünkü laikliği kabul etmemiş bir toplumda, bilimin ve çağın gereklerinin gerisinde kalmış kurumları değiştirmenin tartışması bile genellikle yapılmaz. Halkçılığın ön koşuludur; çünkü bir din devletinde halkın istekleri değil, dinsel "seçkin"lerin düşünceleri önemlidir. Laiklik karşıtı yönetimler, genellikle, çoğunluk dinine dayalı bir "azınlık diktası"dır!
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.