(Allah'ın varlığının, bu bilimin) konusu olması mümkün değildir. Şöyle ki, her bilimin konusu, o bilimde varlığı verili olarak kabul edilen bir şeydir ve (varlığı verili olarak kabul edilen şeye ait)l durumlar o bilimde araştırılır. Bu, başka yerlerde de bilinen bir husustur. Şanı yüce olan Allah'ın varlığının, konu gibi bu bilimde verili kabul edilmesi mümkün değildir, bilakis o, bu bilimde araştırılan bir şeydir. Şöyle ki, böyle olmasa, (Allah'ın varlığının! bu bilimde ya (i) verili olarak kabul edilmesi ve başka bir bilimde araştırılması, ya da (ii) bu bilimde verili olarak kabul edilmesi ve başka bir bilimde de araştırılmaması gerekir. İki seçenek de geçersizdir. Zira (Allah'ın varlığının) başka bir bilimde araştırılması mümkün değildir, çünkü (ilk felsefe| dışındaki bilimler ahlâk, siyaset, tabiat, matematik ve mantıktan ibarettir. Felsefi bilimler kapsamında, bu tasnif dışında başka bir bilim bulunmamaktadır. Bu bilimlerin hiçbirinde şanı yüce Tanrı'nın (el-ilâh) ispatı araştırılmamaktadır ve araştırılması da mümkün değildir. Sana pek çok kez tekrarlanan ilkeler üzerinde birazcık düşündüğünde bunu zaten anlarsın.
Sayfa 103 - İbn SinaKitabı okuyor
424 syf.
·
Not rated
·
Read in 34 days
Tanrı, Bilim, Doğu, Batı
Kitap çok katmanlı, çok karakterli bir şekilde yazılmış. Klasik Elif Şafak tarzı hep bir şeyler söylemeye çalışıyor, bir mesajı var ama aslında o şeyi söylemeyip üstünü kapatmak, okuyucunun anlayışına bırakmak istiyor. Peri'nin yaşadığı tek 1 geceyi ve o gece geçmişiyle yüzleşme psikolojisini eski olayları da aktararak 418 sayfa boyunca anlatıyor. Ana karakterin bir sırrı var. Bunu kitabın başlarında anlıyoruz. Bu sır 385. sayfadan itibaren çözülmeye başlıyor. Konu uzadıkça uzuyor. Kitabın başından beri bir "skandal" lafı alıp başını gidiyor. Merak uyandırmaya çalışan yazar bir süre sonra bu konuda kabak tadı veriyor. Ama bana göre ortada skandal falan da yok. Benim kafamda kurduğum olay örgüsü olandan 5 kat daha büyük bir skandaldı. Yazarın derdi aslında konuyu işlemek değil. Kitabı tutabildiği kadar uzun tutarak aralarda din, siyaset, tarih, doğu-batı çatışması, dünya gündemi, Ortadoğu, sınıfsal farklılıklar gibi konularda vermek istediği mesajları vermek. 3 Müslüman ve 3 birbirine benzemez kadının Oxford gibi bir üniversitede kesişen yollarını anlatıyor. Ama bu kadınların geçmişleri ve geleceğe bakış açıları birbirinden o kadar farklı ki nasıl bir arada durabileceklerini okumak istiyorsunuz. Türkiye tarihi, yakın geçmişteki olaylar ve kutuplaşmalar gibi konulara da değinilen kitapta birçok konu ve fikir ele alınıyor. Tüm bunların hem savunucuları hem eleştirenleri kitap boyunca yan yana duruyor. Ana karakter hariç herkes kışkırtıcı, yırtıcı. Tartışmalı konularda birilerinin fikrini ve o fikrin zıttını dinlemeyi sevenler için tempolu sayılabilecek bir roman.
Havva'nın Üç Kızı
Havva'nın Üç KızıElif Şafak · Doğan Kitap · 201616.3k okunma
Reklam
Abbasîler iktidara dinî bir hareket sonunda geldiler. İktidarlarının dinî görünüşünü ortaya koymaya çalışarak halkın sevgilerini korumağa gayret sarfettiler. Başlangıçta din adamlarını ve fakihleri hoş tutmaları ve en azından halk arasında dinî kaidelere saygı gösterme hususunda ısrar etmeleri dikkati çekmektedir. Bir Arap tarihçisi şöyle demektedir: "Bu hanedan dinî ve dünyevî kudretin birleştirildiği bir siyaset ile dünyayı idare etti; insanların iyileri ve dindarları dinî hislerle, diğerleri ise korku ile onlara itaat ediyordu." Dinî teşkilât, Arap birliğinin parçalanmasıyla açılan gediği kapatıyor ve halkın sosyal ve etnik ayrılıklarını birleştirmeye hizmet ediyordu. Cemiyetin ve saltanatın dinî karakteri üzerindeki ısrar, sık sık ikiyüzlülük ithamlarına yol açmıştır. Bir şâir şöyle diyor: "İnşallah Mervânoğulları'nın zulmü ve adaletsizliği bize geri döner ve Abbâsoğulları'nın hakkaniyetli idaresi cehenneme gider.”
Sayfa 119
DÖRT GEMİ, DÖRT TÜRK DESTANI TÜRK'ÜN, ANADOLU'NUN VE İNSANLIĞIN KADERİ GEMİLERLE DEĞİŞİYOR. Bir büyük insan düşünün Anadolu'yu su basacak diyor İnananı gemiye doluyor, inanmayanı sularda boğuluyor Nuh tufanı böyle efsane oluyor Bir büyük sultan düşünün Gemileri karadan yürütüyor Tarihin, insanlığın ve İstanbul'un
19 Mayıs 1919 Tarihin Akışının Değişmeye Başladığı Tarihtir Türkler tarihin akışını değiştirir sözü öyle alalade söylenmiş bir söz değildir. Geçmişimiz bize bunu böyle söyler. Bugünde yarında yine tarihin akışını değiştirebilecek tek ulus millet Türklerdir. Türklere düşmanlık yapanlar ise emperyalizmin çıkarına sömürgenin akışını değiştirmek veya sömürgeyi sürdürülebilir kılmak adına çabalardan ibarettir. Bizler insanlığı yaşatmak için mücadele ederiz. Sömürgeci zihniyetler ve onların içimizde ki yerli işbirlikçileri insanlığı yok etmeyi sömürge düzeni lehine insanı insana düşman etmek için mücadele ederler. Bizim yaptığımız tüm savaşların sebebi insanlığa düşmanlığı ortadan kaldırmak adınadır. İnsanlık düşmanları taraftar toplamak adına maddi güçleri, din, medya, siyaset vb araçları bu sebeple kullanmaktan vazgeçmezler. | Önder KARAÇAY |
Türk Milliyetçiliği Batı tarzı ve Din aleyhtarı “ulusalcı” söylemlerden Ayrılır. Türk Milliyetçiliği- Kültürel Akıl, Siyaset ve İçtihat adlı bu kitap, Türk milliyetçiliğinin nasıl doğup geliştiğini dil, kültür ve siyaset unsurlarıyla münasebeti temelinde izah etmektedir. Bunu yaparken de, bu fikrin alt yapısı ve belli başlı öncüleri ve çeşitli yorumları hakkında fikir vermektedir. Türk milliyetçiliği denildiğinde; Türk aklının ve zihniyetinin hâsılası olan fikirler yumağının belli bir sisteme aktarılması, Türk tarihinin teferruatlı dökümü ve geleceğe dönük planı anlaşılır. Bu bir yönüyle Türk tarihinin felsefesini yapmak, bir yönüyle de bu felsefeyi sistemli hale getirerek bunun ışığında geleceği planlamaktır. Yazarın ifadesiyle; “Türk milliyetçiliği, kültürel akıldır. Tecdit hareketidir. Millete dayandığı için her türlü otoriter düşünceyi ve sistemi reddeder. Geçmişin tasavvuru ve geleceğin dilidir. Batı tarzı ve din aleyhtarı “ulusalcı” söylemlerden ayrılır. Her türlü ırkçı ifadeyi reddeder. Temel mefkûresi; tarihî ve kültürel imanın ve vecdin hamurunda mayalanmış yüksek bir medeniyet inşa etmektir”. Prof. Dr. Nadim MACİT
Reklam
"Her sorunun kökeninde tek bir soru yatar: 'Herhangi bir şey neden vardır?' Din, ticaret ve siyaset alanlarına dair tüm soruların kökeni ise şudur: 'Güce kim sahip olacak?' ittifaklar, kuruluşlar, şirketler güç peşinde koşmazlarsa serap peşinde koşuyorlar demektir. Düşünebilen neredeyse tüm canlıların er geç kavradığı gibi, güç dışında her şey saçmalıktır."
SERMAYE+ SİYASET ORTAKLIĞI SOYGUNUN SONU Sermaye ve siyaset ortaklığı soygunun sonu gelmiştir. Dünün ortakları bugün eski rezil alışkanlıkları benzeri birbirlerini yiyerek oyuncu değişikliği yaparak soyguna devam etmek gibi bir rezil planı yine medyayı kullanarak yapmaya gayret ediyorlar. Bu rezilliğin en üzücü tarafı Cumhuriyet Halk
SERMAYE+ SİYASET ORTAKLIĞI SOYGUNUN SONU Sermaye ve siyaset ortaklığı soygunun sonu gelmiştir. Dünün ortakları bugün eski rezil alışkanlıkları benzeri birbirlerini yiyerek oyuncu değişikliği yaparak soyguna devam etmek gibi bir rezil planı yine medyayı kullanarak yapmaya gayret ediyorlar. Bu rezilliğin en üzücü tarafı Cumhuriyet Halk
Hedefe Ulaşmak için atılacak adımlardan bazıları:
a. Siyaset yönetim ve yargı alanındaki düzenlemeler: -Hizipçiliğe son vermek ve İslam ümmetinin siyasi gücünü tek bir hedefe yöneltmek. - Yasaları İslami ilkelere uyacak şekilde yeniden düzenlemek. - orduyu güçlendirmek gençlik teşkilatlarının sayısını arttırmak... - Kaybedilen Hilafet için ciddi bir şekilde çalışma başlatmak... b. Sosyal ve ilmi alanlardaki düzenlemeler - Gençlere Genel ahlak kurallarını benimsetmek bunu sağlayacak şekilde düzenlemeler yapmak ve ahlaki suçların cezalarını ağırlaştırmak. - Gizli ya da açık her türlü fuhuş ve zinayı yasaklamak... - Uyuşturucu ile mücadele edildiği gibi içki ile de mücadele etmek ümmeti bu zarardan korunmak amacıyla bunları yasaklamak - Karma eğitimden vazgeçmek... - Evlenmeyi ve nesli arttırmayı teşvik etmek aile ve evlilikle ilgili sorunları ortadan kaldıracak düzenlemeler getirmek... - Barları pavyonları kapatmak ahlaki sınırı Aşan dans gibi oyun ve eğlenceleri yasaklamak. - Din eğitimini üniversitelerde dahil olmak üzere eğitim kurumlarının her düzeyinde zorunlu hale getirmek.
Sayfa 106Kitabı okudu
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.