393 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
ATATÜRK ATEİST MİYDİ
Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi hakikati keşfetmektir. (#73093133) ______ En hoşlanmadığım hususların başında aklımla dalga geçildiği hissi yaşamak veya başka bir ifadeyle aldatılmışlık hissi yaşamak gelir. Bu hissi en çok yaşadığım hususların başındaysa Atatürk’ün şahsının ve onun icraatlerinin din ve
Din ve Allah
Din ve AllahDoğu Perinçek · Kaynak Yayınları · 201448 okunma
Ali Şeriati..
“Bir toplumda ne kadar çok kutsallık varsa; bilin ki arkasında o kadar çok zulüm vardır. İnsanı ve insanlığı kutsal saymayan toplumlar zulümle boğulurlar.” .
Reklam
Nablus yakınlarındaki bir yeshivanın müdürlüğünü yürütün Rabbi Yitzhak Ginsburgh, 26 Nisan 1996 tarihli Jewish Week'te yayınlanan ve aynı gün Haaretz'de alıntılanan bir makalesinde şu görüşleri dile getiriyordu: ❝Eğer Yahûdî vücudundaki hücrelerin her biri kutsallık taşıyorsa, ve böylelikle Tanrı'nın bir parçasıysa, o halde DNA'daki her bir dizi de Tanrı'nın parçasıdır. Bu sebeple, Yahûdî DNA'sı ile ilgili her şey özeldir.❞
Sayfa 89 - Anka YayınlarıKitabı okudu
Bu ülkede siyaset ve medya dilinin fazlasıyla tahripkâr, zenofobik ve hamasi olduğunu düşünüyorum. Bir dil temizliğiyle işe başlayabiliriz. İnsanların birbirine göründüğü kamusal mekânları çoğaltabiliriz. Farklı dünya görüşünden insanlar birbirinin gazetelerinde yazabilir, televizyon kanallarında program yapabilir. Gazeteleri resmî bültenler olmaktan çıkarıp sivil kurumlar olarak yeniden yapılandırabiliriz. Unutmayalım ki yabancı, kendi fantezi ve korkularımızı yansıttığımız, bizim öcüleştirdiğimiz kişi veya gruptur. Konuşma dilini simgeler etrafında inşa etmeyi bırakarak, ikonlar yaratıp onlara kutsallık atfetmekten vazgeçerek işe başlayabiliriz. Bizim gibi olmayanı cadılaştırmayı, fikirlerini beğenmediklerimizi hain ilan etmeyi bırakabiliriz. Kızmadan, bağırmadan karşımızdaki insanı dinleyebiliriz.
Yavuz Sultan Selim'in Hilafet müessesesini ele geçirmesi ile birlikte Osmanlı padişahları, Peygamberden sonra gelen halifelerin haiz olduğu kutsallık sıfatını kazanmış oldular. Yavuz'un halefleri ulemayı halkın gözünden uzak tutabilmek için pek çok strateji denediler, dini eğitim müesseseleri üzerinde devlet kontrolü oluşturdular; taşrada "justice of the peace" adlı bir sistem kurdular ve bunları merkezden tayin edilen ulema ile doldurdular fakat taşranın mali yönetimini bundan ayrı tuttular.
Solun makus talihi
İdelojimizi kolay kolay terk edemiyoruz çünkü temelde bu kimliğin altında ahlaki bir değerler sistemi yatıyor. Haidt bu sistemi altı temel prensiple açıklıyor: Dayanışma, adalet, özgürlük, sadakat, otorite ve kutsallık. Eğer sizin için ilk üç ahlaki değer önemli ise, yani zayıflarla dayanışmaya, adalet ve eşitliğe, insanların özgürlüğüne önem veriyorsanız sol ideolojilere meylediyorsunuz demektir. Eğer sizin için devlete sadakat, dirlik düzenlik (otorite) ve kutsal değerlere saygı önemli ise sağ ideolojilere meylediyorsunuz demektir. Sol partiler genelde ilk üç prensibe önem verirken sağ partiler son üç prensibe önem veriyor. Ancak burada önemli bir nüans var. Sol partiler nadiren sağın hegemonyasında rekabet ederken, sağ partiler mütemadiyen solun sahasında rekabet ediyor. Sağ, hem özgürlüğü hem kutsal değerlere saygıyı hem otoriteyi hem de adaleti savunurken; sol, adalet, özgürlük ve toplumun kenara ittiği kesimlerle dayanışmaya öncelik verip; sadakat, itaat ve kutsal değerlere saygıya gereken önemi vermiyor. İşte tam da bu nedenle sağ ideoloji dünyanın pek çok ülkesinde egemen ideoloji konumunda.
Selçuk R. Şirin
Selçuk R. Şirin
Reklam
Toplumun üzerinde duran özel kamu gücünün varlığının korunması, vergileri ve devlet borçlarını gerekli kılar. ... Memurlara kutsallık ve dokunulmazlık tanıyan özel yasalar çıkarılır.
372 syf.
6/10 puan verdi
Yapıtın üslubu ve içeriği hakkında kendi görüşlerimi ve kitaptakileri yazarak neden derecelendirmede 6 sırasını belirlediğimi anlatmaya çalışacağım. İlk 3 paragraf Antik Yunan dünyası hakkında bir kısa ön bilgi veya hatırlatma olacak daha sonra eserin üslubu, yazım tarzı ve içeriği incelenecek. Bu yöntem tarihteki olaylar, kişiler ve dönemler
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,5bin okunma
Ülkemizdeki kutuplaşmaya karşı yapılması gerekenler
*** Bu ülkede siyaset ve medya dilinin fazlasıyla tahripkâr, zenofobik ve hamasi olduğunu düşünüyorum. Bir dil temizliğiyle işe başlayabiliriz. İnsanların birbirine göründüğü kamusal mekânları çoğaltabiliriz. Farklı dünya görüşünden insanlar birbirinin gazetelerinde yazabilir, televizyon kanallarında program yapabilir. Gazeteleri resmi bültenler olmaktan çıkarıp sivil kurumlar olarak yeniden yapılandırabiliriz. Unutmayalım ki yabancı, kendi fantezi ve korkularımızı yansıttığımız, bizim öcüleştirdiğimiz kişi veya gruptur. Konuşma dilini simgeler etrafında inşa etmeyi bırakarak, ikonlar yaratıp onlara kutsallık atfetmekten vazgeçerek işe başlayabiliriz. Bizim gibi olmayanı cadılaştırmayı, fikirlerini beğenmediklerimizi hain ilan etmeyi bırakabiliriz. Kızmadan, bağırmadan karşımızdaki insanı dinleyebiliriz.
Sayfa 213Kitabı okudu
Depremin yarattığı ruhsal çöküşü aşamama ve ülkenin cehalet bataklığına düşmesi nedeniyle kendimi sorumlu hissederek bir süredir politik paylaşımlar yapmaktaydım. Lord Byron “Bir damla mürekkep bir milyon kişiyi düşündürebilir.” sözüne beni inandırmıştı ancak bu topraklarda “İnsanları kandırmak kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır” sözünün etkisi egemen. Bu yüzden ben kendi kabuğuma dönüyorum, kulaklarıyla sesimi arayanlar haricinde kimseye hakikatlerimi anlatamayacağım. Ben dünyaya inanmıyorum, neslimi sürdürmek adına bu tımarhaneye yeni kurbanlar getirmeyi düşünmüyorum. Siyaseti sizin çocuklarınızın istikbali ve var olan bütün gençlerin hayalleri, politik şaklabanların süslü masalarına meze olmasın diye konuşuyordum. Benim hiçbir şeyim yoktu dolayısıyla hiçbir şey kaybetmedim. İnsanlara sefaleti armağan eden, kutsallık atfettikleri iktidarlarla onları başbaşa bırakıyorum. Siyaset televizyondan girip yatak odalarına, aile arasına kadar girmişken huzuru, barışı ve kardeşliği özler hale geleceğiz. Önemli değil en azından namaz kılan bir dünya liderimiz var. Sitem etmiyorum, ideolojiler kimseye öfkelenmeye değmezler. Ne söylediysek nefretten değil sevgidendi. Bundan sonra sessizlik konuşacak. Esenlikler.
Reklam
...kamu gücünü ve vergileri ödetme hakkını kullanan memurlar toplumun organları olarak toplumun üstünde yer alırlar. memurlara karşı içten gelme saygının gösterildiğini varsaysak bile, onlara yetmez. onların yetkisini, onlara bir kutsallık ve özel bir dokunulmazlık kazandıran olağanüstü yasalarla sağlama bağlamak gerekir. en değersiz polis memuru, toplumdaki bütün organların bir arada sahip olduklarından çok ''yetke'' sahibidir... ... (engels)
Sayfa 24 - bilim ve sosyalizm yayınları aralık 1989 yedinci basımdanKitabı okudu
İnsan soyut bir birey değildir. Bir tarih diliminde, belli bir gelenek içinde ve belli bir ırk üzere dünyaya gelir. Doğduğu andan itibaren çeşitli gruplara üye ve aidiyet kaynaklarına sahiptir. Irkı, ailesi, kabilesi, gelenek çevresi vardır. Yani ben olarak uzun süre kalamaz, hemne çeşitli ' biz gruplarına dahil olur ve diğerleriyle farklılaşır. Her kollektif kimliğin belli bir duygusal tutunma direnci vardır. Tarih boyunca insanlık bu boşluğu çeşitli şekillerde doldurmuş ya da çeşitli aidiyet duygularından birini önceliyerek kendisini tanımlamıştır.
Kutsal olan her şey örseleniyor
Bedenlerin üzerinde tepiniyor birileri... Ya gelip geçici hazzın kaçınılmaz sonuçlarıyla yüzleşmekten korkuyor ve adına özgürlük dedikleri beden siyasetini kutsuyor... yahut siyaset mühendisliğini kutsallık ambalajında sarmalayarak mahrem olanı örselercesine meydanlara sürüyor...
Bir kişi kendisinin yanılabileceğini, hata yapabileceğini kabul etmiyorsa bütün hakikatı elinde tuttuğunu idda ediyor demektir.mutlak hakikatı insanın elde etmesi mümkün olmadığına göre diğer insanların düşüncelerine açık olmalıdır.Hakikatin bütünü insanların ve tarihin bütününün malıdır.. İnsanların ortaya koyduğu dini anlayış kutsal değildir.Din kutsaldır ama...
İnsan Yayınları
·
Puan vermedi
Oldukça Nitelikli Bir Çalışma
Bilim tarihi kitapları da dahil genel olarak tarih kitapları yazarın önplana çıkarmaya uygun gördüğü çeşitli tarihi olgulardan veya rivayetlerden müteşekkildir. Bol miktarda kavram, isim, olay tarihi, yer adının kronolojik sıralaması, okuru malumat bombardımanına tabi tutarken iki şeyi ısrarla ıskalar: öğretici olmak ve keyifle okunmak. Bilim
Bilim: Dört Bin Yıllık Bir Tarih
Bilim: Dört Bin Yıllık Bir TarihPatricia Fara · Metis Yayıncılık · 201864 okunma
Resim