1984 okumaktan kaçındığım, kasvetli havasından uzak kalmaya çalıştığım ama kitaplığımdan "oku beni, bakış açını değiştireceğim" çağrısına kayıtsız kalamadığım distopya. Romanı 1948 yılında Jura adasında inzivadayken yazmaya başlıyor.Birtakım söylentilere göre Sovyetler Birliğini eleştirmesi için sipariş üzerine yazılmış bir kitap.
Bu
“Eğer bir halkın, kendi ölüm biçimini seçmekten başka hiçbir şeyi kalmadıysa eğer ezenlerden aldığı tek armağan umutsuzluksa halkın kaybedecek neyi olabilir?”
(J. P-Sartre)
Usta yazar Yaşar Kemal tarafından ilk olarak 1977 yılında aslında çocuklar için yazılmış bir masal. 1994 yılında yayımlanmış. Daha çok yetişkinlere hitap ediyor. Tarihin,
Merhaba siz güzel insanlar,
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, okuyucuyu, geçmişin, belleğin, düşünmenin, dilin, başkaldırının, aşk ve erotizmin yok edildiği bir toplumda yaşanan insanlık karabasanıyla yüz yüze getirdiği içindir ki, yazıldığı ve yayımlandığı dönemin güncelliklerinin çok ötesinde bir yapıttır.
Hepimiz bu kitabı içeriğinden bir cümle
Ve sonunda önce kitabını, sonra dizisini bitirmiş bulunmaktayım. Kitabı geç kaydettim uygulamaya. Bu her ikisini de merak eden kişiler için yapılmış bir inceleme olsun.
Kitaba başlamadan önce dizideki gibi kurgu tarih romanı olduğunu düşünüyordum ancak öyle değil. Tarih kitabı, hiçbir şekilde kurgu durumu yok. Akıcıydı,kısa sürede bitirdim.
Bu
Bireysellik ve hedonizmin rafa kaldırıldığı, evliliğin sadece üremek için yapılabildiği, eylemlerin her saniye tele ekran tarafından izlendiği bir korku toplumu distopyası... Parti menfaatleri dışında düşünmek, calışmak ve varolmak yasak... Aksi taktirde büyük birader tek tuşa basarak - sizin de buhar olmanıza sebep olabilir...
Orwell’in 80 yıl önce yazdığı bu distopik romanın, günümüz toplumlarında birebir karşımıza çıkması sizce de tesadüf mü?
Gizliliğin ve mahrem kabul edilen kavramların bugün tam tersini yaşıyoruz. Ellerimizdeki telefonlarla sürekli konum bildirme ve yaptığımız eylemi her saniye paylaşma hastalığına sahibiz. Ve mobese kameraları... her sokak ve her adımda gözlerini üzerimize diken gizli gözler...
Bir bakıma suç ve şiddetin caydırılması açısından mükemmel bir keşif olsa da , kalabalıkların haksızlıklar karşısında eyleme geçme bilincini tamamiyle öldüren ve yok eden bir sistem...
Henry bentham’ın gözetim kulesi Panoptikon’u bunu en iyi anlatan kuram olabilir. Mutlaka bakmalisiniz.
Son olarak... Savaş barıştır, özgürlük köleliktir , bilgisizlik kuvvettir.
Bir toplum gerceklerden ne kadar uzaklasirsa , gercegi söyleyenlerden o kadar nefret eder .
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023167,6bin okunma