"Nizam, sonunda kaderine razı oldu. Bu dünyada artık olmayacağı düşüncesine alıştı. Ama o günden tezi yok devlet işlerinden elini ayağını çekti ve kalan tüm zamanını `Siyasetnâme` adındaki kitabına hasretmeye karar verdi. Dört yüzyıl sonra Macchiavelli'nin `Prens'i` Batı için ne anlama gelecekse, Müslüman Doğu için aşağı yukarı aynı şeyi ifade eden çarpıcı bir eserdi bu. Ama aralarında hatırı sayılır bir farklılık vardı yine de: Prens, siyasette hayal kırıklığına uğramış, her türlü iktidardan yoksun kalmış birinin eseriydi. Siyasetname ise bir imparatorluk banisinin yeri doldurulmaz tecrübesinin ürünüydü."