Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Önce İsmet Paşa, Milli Nizam'in kuruluşunu haber veren gazetecilere: -İyi olmuş, parti kurdukları, bakalım 50 sene sonra oranları % kaça düşmüş öğreniriz demişti. Ama daha sonra, Trabzon'da, Hatay'da ve hatta yarım asırlık CHP kalesi olan Malatya'da kendi seçmeninin ve partisinin mahalli direği durumunda olan nüfuzlu kimselerin Nizam'a geçtiğini duyunca şaşırmış, o meşhur beyanatını vermişti.: - Bir mühendis efendi çıkmış, İmâmı Gazâli'yi ve İmâmı Rabbani'yi okutacağız diyerek, iktidara geleceğini ümit ediyormuş. Böyle şey olmaz, deyivermişti.
Sayfa 192Kitabı okudu
(Erbakan hocanın Milli Nizam Partisi kurulurken yaptığı parti büro açılışlarından bahisle) Gelen haberlere göre Hoca'nın yaptığı iş şöyle yürüyordu: Bir ile gidiliyor, önce bir salon veya açık hava sineması bir geceli ğine kiralanıyor, belediye hoparlörü varsa onunla yoksa beş on lira karşılığında tutulan bir dellal marifetiyle halka
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Demokrasi Her Derde Deva Değildir Kirazlıdere misafirhanesinde birlikte ikamet ederken, Şener Battal Bey, uyku mahmurluğu ile yatağından doğruldu. Arkadaşlar ben acaba uyudum mu, uyumadım mı, yani abdestim var mı yok mu, tereddüt içindeyim diye bize sual açtı. Ben de arkadaşlar demokraside her me seleye çözüm yolu vardır diyerek, oylamaya
Sayfa 181Kitabı okudu
Parti programının 5. Sahifesinde partinin ana gayesi şöyle ifade ediliyordu: 1- Partimiz, milletimizin fıtratında mevcut olan yüksek ahlak ve faziletin, kuvveden fiile çıkarılmasını, inkişafını ve cemiyetimize nizam, huzur, içtimai adalet ve vatandaşlarımıza saadet ve selamet getirmesini gaye edinmiştir. 2- Partimiz, milletimizin manevi kalkınma yanında, müsbet ilimlerde ve teknikte taklitçilikten kurtulmuş, yapıcı, keşif ve icad edici gerçek bir inkişafa ve her sahada büyük şahsiyete erişmesini gaye edinmiştir. 3- Partimiz, milletimizin geçirdiği büyük tarihi tecrübeler, kazandığı olgunluk sayesinde, milli ve manevi değerlerimize halel getirmeden, demokratik hukuk nizamı içerisinde, manevi ve maddi kalkınma hareketlerinin, basiretli ve isabetli bir sentezini yapacağını ve bu suretle beşeriyete ışık tutacak, refah ve saadet getirecek, yeniden dünyaya örnek üstün bir medeniyet kuracağını kabul eder ve bu büyük gayeye erişmek için vatandaşlarımızı hizmete çağırır.. Görüldüğü gibi bu maddelerde, cihanşümul bir medeniyet kurma hedefi gösterilmiştir. Bu hedef bilhassa, sosyalizmin ve kapitalizmin iflas ettiği, şu içerisinde yaşadığımız devrede ehemmiyetini bir kat daha artırmış bulunmaktadır. Diğer siyasi partilerin, ille de Batı'lıların peşinden gideceğiz, onlar bataklığa batsalar biz de batacağız, şeklindeki saplantısından insanlarımızı kurtarmak, hem milletimizin hem bütün insanlığın kurtuluşu için örnek bir kalkınma modeli gerçekleştirmek ancak böyle bir hedefe doğru azimle imanla yönelmekle mümkün olabilir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Paşa Dede'nin mütalaası: Bayburtlu 90 yaşına yaklaşmış mühim bir zat. Eski Demokrat Parti'li birçok milletvekilinin bu arada bizim arkadaşımız eski Gümüşhane Milletvekili Ekrem Ocaklı Bey'in tanıdığı ve hürmet ettiği tecrübeli ve alim bir insan. Ankara'da misafir olduğu eve gittik bazı arkadaşlarla. Fikrimizi açıp sualimizi sormadan doğrudan o mevzuya girdi: -Beyler milletimizin istikbalini kurtarmak siyasetle mümkündür. Takva devri geçmiştir, fetva devri geçmiştir, devir siyaset devridir. Şimdi bunları izah edeyim: Takva devri geçmiştir derken, herkesin dinimizin icaplarına uymasına gerek yoktur demek istemedim. Demek istediğim, herkes zühtlü takva sahibi olsa bile sadece bununla millet manen ve maddeten kalkınamaz, kurtarılamaz. Fetva devri geçmiştir, demekten maksadım, fetvalar hükümsüz kalmıştır manasına gelmez, ama gördüğünüz, bildiğiniz gibi, kim kime fetva verecek? Kim riayet edecek? Devir siyaset devridir diyorum. İşlerimiz ancak sizin gibi dürüst, temiz, idealist gençlerin siyasete atılmasıyla, idareye yön vermesiyle düzelebilir. İyi insanlar siyasetle uğraşmaz sözü, mukallit sözüdür. Hükmü yoktur, iyi insanlar bu işlerden uzak kalırsa, işler ehil olmayanlara bile bile terkedilmiş olur. Bu ise hatadır. Ah keşke ben de sizler gibi genç olsam da, sakalımı keserek aranıza katılsam, bu yolda yapılacak hizmetlerin sevabından ben de payıma düşen hissemi alabilseydim. Allah'ın sevgili kullarını bizim gibi kimseler arasında değil, bundan böyle genç arkadaşlarınız arasında arayınız.
Sayfa 174Kitabı okudu
(Milli Nizam Partisi kurulurken bazı âlimlerin rey, görüş ve kanaatleri.) M. Zâhid Efendi'nin görüşleri: Kendisini, Fatih'teki evinde ziyaret etmiştik. Çevresinde münevver mevki ve isim sahibi profesörlerden, genel müdürlerden tutunuz da cemiyetin bütün kesimlerinden olgun bir topluluğun hürmet ve sevgisine mazhar olmuş bir kimse idi. Temel ahlâk nizamına dayalı, milli görüşümüz istikametinde aksiyona geçmek üzere bir siyasi parti kurmak fikrinde olduğumuzu anlattık ve tavsiyelerini rica ettik. Cevap olarak önce uzun tarihi malumat verdi. Ve netice olarak: -Sultan Abdülhamid Han'ın tahtan indirilmesinden sonra ülkenin yönetimi batı taklitçiliği yapan masonların eline geçmiştir. Bunlar bir azıntıktır. Milletimizi temsil edemezler, yönetimin milletimizin gerçek temsilcilerine geçmesi için kanunların müsaadesi içerisinde siyasi parti kurarak çalışmanız kaçınılmaz bir tarihi vazifedir. Bu teşebbüse katılın ve eğer arkadaşlarınız istiyorlarsa bu işin başına geçin. Çalışmaya başlayın. Şimdiye kadar geç bile kalınmıştır."
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
Hoca Konya'lı değil. Babası Adana'nın. Kozan İlçesi'nden, meşhur Kozanoğlu Sülâlesi'nden. Annesi Sinoplu. Konya'da Hoca'nın aşireti veya toplu oyu da yok. Veya böyle sabit oy sahipleriyle angajmanı da yok. Orada valilik, memurlukta yapmamış. Bütün bu şartlara rağmen Konya'dan aday olabiliyor. Ülkemizde cari, normal, klasik siyasi mantık kaidelerine vurulduğu takdirde bu adaylık nafile bir uğraştan ileri geçmemesi gereken, fantezi bir havesten ibaret sayılabilir. Fakat maşallah Hoca işe öyle bir azimle girişti ki, "Ya o beni, ya ben onu" diyerek seçim kampanyasına başladı. Fevkalade bir organizasyon ve aksiyon. AP'yi ve CHP'yi aşan bir hamle. Onun için bu gün zayıf teşkilatların mazeretlerini biz makul görmeye çalışıyoruz da Hoca mazur görmüyor. Çünkü defterinde böyle bir fasıl yok. "Olmaz, kabul etmem, çalışacaksınız, çalışırsanız mutlaka başarırsınız. Önce başaracağınıza siz inanmalısınız. Bir kişi bir il demektir."
Sayfa 170Kitabı okudu
25 senelik siyasi tecrübesi olan, Azizoğlu'nun, arkadaşımız hakkında bu intibâyı edinmiş olması beni sevindirdi. Bu muhavereyi duyan YTP'nin Ağrı Milletvekili Kasım Küfrevi Bey de Necmettin (Erbakan) Bey'le tanışmak istedi. Küfrevi Bey, Câmiül Ezher'de okumuş, İslâm Hukuku, Mezhepler Tarihi, İslâm Tasavvufu ve diğer İslâmî ilimler üzerinde ülkemizde eşine ender rastlanabilecek bir otorite idi. Hatta onun okutup icazet vereceği kimseler İslam ülkelerinde hakimlik makamına tayin hakkına sahipti. Kasım Bey de Necmettin Bey'le görüşmesinden, aynı intiba ile ayrıldı. Hoca bizi arabayla Meclis'e bıraktı. Meclis'in merdivenlerinden çıkarken Küfrevi kolumdan tuttu ve kulağıma eğilerek, -Arif Bey şu anda aklıma ne geldi biliyor musun? Ah keşke diyorum bu genç profesör arkadaşın siyasete atılsa, bir parti kursa, bizler de onun yanında davamıza halis niyetle hizmet etmek imkanına kavuşsak. Küfrevi'nin bu teşhisi de bizim Hoca'nın liderliği hususundaki görüşlerimizde isabet ettiğimizi teyid ediyordu.
Sayfa 165Kitabı okudu
Prof Dr. Necmettin Erbakan Bey'le İlk Karşılaşmamız İşlerin tam bu safhasında Mobil Şirketinde müdür olan kıymetli arkadaşımız Turan Güngen Bey'in, Ankara'da İzmir Caddesi'ndeki bürosunda bir öğle vakti Necmettin Erbakan Bey'le karşılaştık, tanıştık. Daha evvel gıyaben tanıyordum. Daha çok AP Tekirdağ Milletvekili
Sayfa 161Kitabı okudu
(Parti kurma durumu çok aksayınca) Birgün Osman Yüksel Serdengeçti artık patladı. -Get hey bre Hoca, Sen parti değil turşu bile kuramazsın. İlim adamısın evet ama, aksiyon adamı değilsin. Bu işin olacağı yok başımızın çaresine bakalım deyiverdi. Zaten kendisini MHP'liler yakın takibe almışlar, komandolar her hafta zorla götürüp partiye kaydetmek için ısrar ediyorlardı. Bu temaslardan birinde Türkeş kendisine, "Osman Bey artık partimize girmenin zamanı geldi. Seni kaydedelim" demiş, o da cevap vermiş: -Albayım ben askerliğimi yaptım.
Sayfa 160Kitabı okudu
76 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.