Zira her şeyin iç içe geçtiği bir çağda, hiçbirimiz “benim kendi düşüncem” diyerek işin içinden sıyrılamayız. Tefekkür her şeyden önce bireyin kendi adına ve dünya için sorumluluk almasını ifade eder. Bu sorumluluk bilinci olmadan hiçbir düşünce ameliyesi zihinsel jimnastiğin ve kurnazlığın ötesine geçemez.