Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Küçük çiçek artık sevilmiyorsun, önemsenmiyorsun çünkü solmaya başladın" dedi biri.. Üzüntüsünden aniden kokusunu kaybedip, yapraklarını yere indirdiyse de çiçekçik, topladı kendini hemencecik. "Hayır" dedi. "Benim sevgim sizinki gibi değil. Karşılıksız sevmeyi seviyorum ben. Ve siz soluyor olsanız sizi yine severdim. O yüzden son güne kadar devam edeceğim kokumu size vermeye ve her gün biraz daha ölmeye yüz tutsam da mutlu olacağım sizi görünce." çiçek günlüğü
Birçok insan, düşüncelerin frekansları olduğunu anlayamıyor; oysa düşünceler, ölçülebilirler. Bir şeyi defalarca düşünürseniz, örneğin beğendiğiniz bir otomobile sahip olmayı, ihtiyaç duyduğunuz parayı kazanmayı, ruh eşinizi bulmayı... Dileğinizi zihninizde canlandırırsanız, gerekli frekansı geçerli bir biçimde yaymaya başlarsınız... Şu anda düşündükleriniz, gelecekte yaşayacaklarınızı doğuruyor. Yaşamınızı, düşüncelerinizle siz yaratıyorsunuz. Sürekli düşündüğünüz için sürekli yaratıyorsunuz. En çok düşündüğünüz ya da en çok odaklandığınız şey, yaşamınız olarak karşınıza çıkar. Geçmişte düşüncelerinizin farkında olmuş olsanız da olmasanız da, şimdi onları fark ediyorsunuz. İçinde bulunduğunuz bu an, sırra dair bilginin yardımıyla farkındalık kazanmaktasınız. Artık söz konusu bilgiyi, yasayı ve düşünceleriniz sayesinde sahip olduğunuz gücü fark etmektesiniz. Secret
Reklam
İnsan kendini olayların ya da başkalarının kurbanı olarak görürse mutlu olamaz. Yaşamınıza, nasıl olursa olsun, her zaman sizin karar verdiğinizi anlamak önemlidir. Çalıştığınız yerde en alt düzeyde olsanız da, yaşamınızın yöneticisi sizsiniz. Komuta sizdedir. Siz kendi yazgınızın hakimisiniz.
Sayfa 165Kitabı okudu
Kurdun Ağzından Kırmızı Başlıklı Kız Masalı Kırmızı başlık ve peleriniyle çok şüpheli bir görünümü vardı. Kimin aklına gelir bu garip kıyafeti giymek. Bir kurnazlık peşindeydi mutlaka. Bir süre dikkatle izledim bu garip kızı. Elinde taşıdığı üzeri örtülü sepette kim bilir ne taşıyordu!.. Yürüyüşü bile normal değildi. Yanına yaklaşıp ne yaptığını
Arkadaşlar sizden bu konu hakkında yardım istiyorum siz olsanız ne yapardınız ? ( Bir insan var ve onu çok seviyorsunuz ama konuşmaya çekiniyorsunuz, sonra o sizinle konuşmaya geliyor ilk başta ona çok az güveniyorsunuz ve gün geçtikçe o güven büyüyor bir bakmışsınız onca güven boşa gitmiş ve sizi hayal kırıklığına uğratmış... Ve yine yanınıza geliyor siz yine güveniyorsunuz ve hala seviyorsunuz bu seferde hiç bir şey yokken gidiyor... Ve yine aradan zaman geçiyor yine geliyor siz yine seviyorsunuz ama güveniniz çok az zaman geçtikçe yine güveniniz artmış yine aynı sonla bitiyor o bu sefer sizi aldatıyor.... Aradan baya zaman geçiyor ve bir gün bir mesaj geliyor " ben değiştim beni affet " diye ,seviyorsunuzdur ama şuan hiç güvenemiyorsunuzdur ... #sizceneyapmalı???#
Siz iyi olsanız da olmasanız da hayat devam ediyor.
Reklam
"Benim mahkememde olsanız, sizi mahkemeye hakaretle suçlardım." " Ama sizin mahkemenizde değiliz. Siz bu adalardayken benim kardeşlerimin mahkemesindesiniz. Ve bu mahkemede sizin için ancak nefret ve hakaret var."
590 syf.
7/10 puan verdi
Polisiye kitaplarına alternatif okunabilecek, tarihle ilgili küçük hoş detaylar olan bir kitap olarak tavsiye edebilirim ancak bana göre kesinlikle türünün öncülerinden değil. Diğer polisiye kitaplardan uzak bir kurgu olmuş, ama bu anlatım merak cezbedici değil. Çünkü kitabı okurken katili tahmin edebilir, veya tahmin etmenin yolunu siz biliyor olsanız da, kitapta katilin izini sürenler yetersiz kalabiliyor. Kitabı okudum, tavsiye de edebilirim böyle kitaplara ilgi duyanlara ancak bende diğer sayfada ne olacak merakı uyandırmadığı için yeterince keyif vermediğini söyleyebilirim.
İstanbul Hatırası
İstanbul HatırasıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,2bin okunma
"Şayet siz, Allah'a layıkıyla ve hakkıyla tevekkül etmiş olsanız, O sizi, sabah yuvalarından aç ayrılıp akşam tok olarak dönen kuşlar gibi beslerdi (rızıklandırırdı)."
Sayfa 69 - Tirmizi, Zühd /33; Ahmed İbn Hanbel, Müsned, 1/30; Hâkim, Müstedrek, 4/354Kitabı okudu
142 syf.
10/10 puan verdi
24 Ocak 1943'te konvoyla Auschwitz toplama kampına gönderilen 230 kadından biridir kitabın yazarı Charlotte Delbo. Delbo, toplama kampının acımasız yaşam koşullarını kimi zaman şiirle aktarmış kitaba. Göz göre göre sona gidişin, tükenişin, çaresizliğin, aşağılanmanın, yok edilmenin insan olanın yüzünü kızarttığı, okurken insanlığımdan utandığım, yaşanmışlığın, gerçeklerin bir kesiti bu kitap. Hiç önemi yoktur eğer siz istenilmeyen, karşı taraf iseniz, soyunuz kırılması gereken iseniz: çocuk olmanızın, kadın ya da yaşlı olmanızın. Hasta olsanız da fark etmez, hiç bir öneminiz yok. Yok edileceksiniz, ama önce aşağılanacaksınız, itibarınız yok edilecek, insanlığınız ayaklar altına alınacak, bir deri bir kemik kalacaksınız. Pis işlerin, pislikler içerisinde ki hizmetlisi olacaksınız. Sonra gaz odaları, sonra fırınlar... Sonra? Okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum. Not: Yazar Charlotte Delbo Yahudi değildi; Fransız direniş hareketi içinde yer aldığı için tutuklanmıştı. Ayrıca tiyatrocuydu.
Hiçbirimiz Geri Dönmeyecek
Hiçbirimiz Geri DönmeyecekCharlotte Delbo · Yalçın Yayınları · 19926 okunma
Reklam
"Küçük çiçek artık sevilmiyorsun, önemsenmiyorsun çünkü solmaya başladın" dedi biri.. Üzüntüsünden aniden kokusunu kaybedip, yapraklarını yere indirdiyse de çiçekçik, topladı kendini hemencecik. "Hayır" dedi. "Benim sevgim sizinki gibi değil. Karşılıksız sevmeyi seviyorum ben. Ve siz soluyor olsanız sizi yine severdim. O yüzden son güne kadar devam edeceğim kokumu size vermeye ve her gün biraz daha ölmeye yüz tutsam da mutlu olacağım sizi görünce."
Ben kadınlara asla yaranmak arzusunda bulunmadığım için beni seviyorlar. Eğer siz de bu durumda olsanız daha çok başarıya ereceksiniz.
Sayfa 67 - İskele YayıncılıkKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.