"Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında."
Gururla söyleyebilirim: "Bu dünyadan bir
Ahmet Hamdi Tanpınar geçti ve ben onu okuma şerefine nail oldum." Bazı yazarlar vardır, geç tanırsın. Bazıları da vardır ki, geç tanımanın daha kötüsü: yanlış tanımak...
Geçtiğimiz yıllarda çok sevdiğim,
Uygulamanın "En Çok Yarım Bırakılanlar" bölümünü incelediniz mi hiç?
Öneri listesi falan hikaye... Bütün şaheserler orada saklı. Hayatımda en ufak bir değişikliğe sahip olan hangi kitap varsa yarım bırakılanlar listesinde yer alıyor.
İlk sırayı meşhur "Tutunamayanlar" almış. Daha da enteresanı onu birçok kişinin hayatının kitabı olan "Suç ve Ceza" takip ediyor. Akabinde benim için distopyaların şahı "1984" geliyor. Ve hepsi iyi ki okumuşum dediğim eserler. Daha neler yok ki listede...
Yüzyıllık Yalnızlık
Kürk Mantolu Madonna
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Uçurtma Avcısı
Körlük
İki Şehrin Hikayesi
Şeker Portakalı
Dönüşüm
Simyacı
Hayvan Çiftliği
Karamazov Kardeşler
Sefiller
Ya hu bana üç şaheser say deseler Karamazov Kardeşler, Suç ve Ceza, Sefiller derim gözüm kapalı... Dörde çıkarsam eklerim İki Şehrin Hikayesini. Neden bu kadar yarım kalmışlar aklım almıyor.
Bundan sonra benden kitap önerisi isteyene "En Çok Yarım Bırakılanlar" listesini göndereceğim. Bir ay uğraşsam daha iyi bir liste çıkaramam sonuçta.
Diyeceğim o ki aldanmayın ne hayatta ne de burada yarım bırakılmışlara. Ne cevher varsa onlarda gizli. Yeterince incinmişler, siz keşfedin içlerindeki inciyi.
YouTube kanalımda bu tür ölmeden önce okunması gereken değil okumadan önce ölünmesi gereken çay edebiyatı kitapları için içerikler hazırlıyorum: ytbe.one/xHTvIh7z7ws
Eyvallah 1 kitabı tarifi için malzemeler:
2 su bardağı tasavvuf
1 su bardağı yağmur suyu
5 çay kaşığı çay
1 demet fesleğen
200 ml. Neutrogena bakım kremi
2 tatlı kaşığı
Daha önce hiç gitmediğiniz bir şehire gittiğinizi düşünün. Orada yaklaşık 5-6 saat gezme fırsatınız var. Yani 3-4 yere rahatlıkla gidebilirsiniz. En sona, gidilebilecek en güzel yeri mi bırakırsınız yoksa diğerlerine nazaran biraz daha gölgede kalmış yeri mi? Bu soru her ne kadar kişiden kişiye farklılık gösterse de güzel olan bence en sona
Ben bu kitapla yeniden doğdum... Okumayı sevdim, okur yazar oldum, kendimi buldum... Bu kitabı okuyana kadar yılda dört beş kitap okurdum, bu kitabı okuduğum sene yaklaşık 40 kitap okudum ve 1,5 sendedir aynı tempo ile okumaya devam ediyorum. Farkettiyseniz profil resmimi bu kitabın kapağından aldım, Hayri İrdal olmaktan çıktım Halit Ayarcı
Siz de kabul edersiniz ki, her şeyi olduğu gibi söylemek mümkün değildir. Sözü yarıda bırakmaktansa, vaktinde iyi tasarlamak, okuyucu ile behemehal anlaşacağınız noktalan seçmek gerekir. Çünkü samimiyet tek başına olan iş değildir.
"Fakat bu da geçecekti; "elbette buna da alışırım", diyordu. "İnsan nelere alışmaz ki. .." Zaten hayat dediğimiz bu kapalı dairenin asıl mucizesi, bu alışmak değil miydi? "En sevdiğimiz mahlukları bile kaybetmeğe alışmıyor muyuz?
Günlerce aylarca, senelerce görmemeğe, mutlak, kat'i bir gurbet içinde yaşamağa
İnsan her şeyi açıkça söylemedikten sonra neden yazı yazsın? Bu cinsten kayıtsız ve şartsız bir samimilik ise behemehâl bir süzme, eleme ister. Siz de kabul edersiniz ki, her şeyi olduğu gibi söylemek mümkün değildir. Sözü yarıda bırakmaktansa, vaktinde iyi tasarlamak, okuyucu ile behemehâl anlaşacağınız noktaları seçmek gerekir. Çünkü samimiyet tek başına olan iş değildir.