Amca, siz aydın bir bilim adamısınız. Bu konu hakkında Ayet var. Bulup okudum,daha öncesinde kendisine. Inaniyorum. Kur'an mukaddes kitabımızdır diyeceksiniz ve işinize gelmeyen bir noktada O'nu umursamayacaksınız. Sizce de normal mi bu?
"Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız,
Onu gerçekten seviyorsunuzdur."
Bu düşünceye katılamayacağım.
Neden ben kim olduğumu ve ne istediğimi bilmiyormuyum ki?
Güzel sevmesini bilen,kaşının üstünde gözün var der,kıymet bilir,cevaba manas destanı yazar.
Açıkçası kitabı sadece cep boy olması ve kapağının pembe mor olması hoşuma gittiği için aldım. Sıfır beklenti ile okumaya başladım metroda gideceğim yere gelene kadar bitti. Tatlı bir hikaye.. Sıkmıyor, sürükleyici bir yanı var.. Aynı zamanda absürt bir hikaye.. "Neden mümkün değilmiş, dedi Çakalabi, yaşamda akıldışı hiçbir şey olmuyor mu? Üstelik ne kadarımızla yaşamın içindeyiz ya da dışındayız; yani sizce... " cümleleri ile açıklıyorlar tüm absürtlüğü.. İmgesel bir anlatımı var. Müşteri - garson - patron döngüsü var. İnsanı ayakta tutan şeyin umutları, düşleri olduğundan bahsediliyor. Bu müşteri patron garson döngüsündeki asıl anlatılmak isteneni anladığımı sanmıyorum henüz ama yine de sevdiğim bir hikaye oldu. Yazarla tanışma kitabım olsun diğer yazdıklarına da bakacağım. Asıl anlatmak isteneni kavradiğimi düşünürsem güncelleyecegim. hoşça kalın... <3
NolyaCemil Kavukçu · Can Yayınları · 200514 okunma
miyopluk kısaca uzağı görememek demek.
ülke olarak en büyük sorunumuz miyopluk.
geçmişi de geleceği de göremiyoruz, ikisi de çok uzak çünkü.
geniş kitlelerin ve siyasetçilerin entelektüel düşmanı olmalarının bir nedeni de bu.
onların nazarında: “entelektüeller belki geçmişi ve geleceği görüyorlar ama şimdiyi görmüyorlar; o halde canları cehenneme!”
oysa şimdiye odaklanmak körleşmek demek.
şimdi, düşünmenin en büyük hasmı.
şimdi?
sizce şimdi nedir?
Dücane Cündioğlu